Ali Galip Paşa Tesadüf mü? Kader mi?

Tesadüf mü? Kadermi?

Ali Galip Paşa Tesadüf mü? Kader mi?

Tanzimat’ın önderlerinden Koca Reşit Paşa’nın, ilk anda garip gelen dikkatleri vardı. Ölümünden sekiz ay evvel, Ramazan dolayısıyla, sahil hanesinde okunan mevlitte duayı yapan hoca efendi, Reşit Paşa’nın ismini unutmuştu. Yalnız kaldıkları zaman oğlu Ali Galip Paşa’ya dedi ki:

Bizim, şu fâni dünyada son senemizdir zannederim. Bugün mevlitte, hoca efendi duada benim ismimi söylemedi. Herhâlde içine doğdu… Zaten ahiret hazırlıklarının zamanı da geliyor.

Ali Galip Paşa, memleket meseleleri sebebiyle yorgun ve sinirleri bozuk babasını teselli etti. Fakat gariptir ki, sekiz ay sonra Reşit Paşa vefat etti.

Babasının ölümünün kırkıncı günü, Ali Galip Paşa aynı sahil hanede mevlit okuttu, ne gariptir ki aynı hoca, son duayı yapıp bitirdi fakat bu sefer de Ali Galip Paşa’nın ismini unuttu. Önceki hadisenin tesiriyle Ali Galip Paşa, bu mevlitte hazır bulunan Keçeci Zade Fuat Paşa’ya anlattı.

Fuat Paşa, tesadüflerin tefsirinin doğru olmadığını söyledi ve konuyu değiştirdi. Fakat çok garip ve ibretli bir “tesadüfle” Ali Galip Paşa da o sene içerisinde bir deniz kazasında boğularak öldü.

Asil mesleği hekimlik olan ve aydın bir devlet adamı olan Fuat Paşa, bu meseleyi sık sık anlatır ve derdi ki:

İnsanın istikbali bir muammadır.

Kaynak:

  • Baldan Damlalar – Ulvi Emre
Kerim Usta

Yorum yapmaya ne dersiniz?