Osmanlı Hanedanından Şair Dukakinzade Ahmed Bey

Osmanlı Hanedanından Şair Dukakinzade Ahmed Bey

Osmanlı Hanedanından Bir Şair

Dukakinzade Ahmed Bey, 16. yüzyılda yaşamış önemli Osmanlı divan şairlerinden biridir. Doğum ve ölüm tarihleri kesin olarak bilinmemekle birlikte, Kanuni Sultan Süleyman döneminde sancak beyliği yaptığı ve daha sonra tasavvufa yönelerek inzivaya çekildiği bilinmektedir. 16. yüzyıl Osmanlı edebiyatının önemli isimlerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Ahmed Bey, Osmanlı hanedanına mensup bir şairdir. II. Bayezid’in kızı Gevherimüluk Sultan ile Dükakinzade Mehmed Bey’in oğludur. Bu sebeple, anne tarafından Osmanlı hanedanına mensuptur ve Yavuz Sultan Selim’in yeğenidir. Babası ise Yavuz Sultan Selim’in sadrazamlarından Dükakinzade Ahmed Paşa’nın oğludur. Ailesinin Osmanlı yönetimi içindeki yüksek statüsü nedeniyle iyi bir eğitim aldığı kabul edilmektedir. Arnavutluk’un nüfuzlu ailelerinden, İşkodra Beyliği Dukası Jean’ın soyundan gelmektedir. Duka-Jean, Osmanlı kaynaklarında Duka-Gin olarak zikredilir ve bu nesilden gelenlere Dukagin-zade denilmektedir.

Kanuni Sultan Süleyman döneminde sancak beyliği görevinde bulunan Ahmed Bey, bir süre sonra bu görevinden kendi isteğiyle ayrılmış ve tasavvufa yönelmiştir. Hayatının geri kalanını inzivada geçirdiği ve İstanbul’da vefat ettiği belirtilmektedir. Ali Emiri 15 numaralı divanda Mehmed adında bir çocuğunun olduğu, onun da Fasih Ahmed adında bir oğlunun bulunduğu belirtilmektedir.

Dukakinzâde Ahmed Bey, şiirlerinde “Ahmed” ve “Ahmedi” mahlaslarını kullanmıştır. Tasavvufi içerikli şiirler yazan şair, özellikle vahdet-i vücud (varlık birliği) anlayışını işlemiş ve sade bir dille duygularını ifade etmiştir. Şiirlerinde Hz. Ali ve Ehl-i Beyt’e övgüler yer alırken, aynı zamanda diğer halifelere de sevgi ve saygı ifade eden beyitler bulunmaktadır. Şair, saray ve çevresindeki şairlerle yakın ilişki içerisinde olmasına, hatta sarayla akrabalığı bulunmasına rağmen, diğer şairlerin aksine kasidelerinde devlet adamlarını değil, din ve tasavvuf büyüklerini övmüştür.

Divanında 25 kaside, 283 gazel, 9 müseddes, 7 mesnevi, 35 mukattaat ve 17 müfredat bulunmaktadır. Şiirlerinde zaman zaman siyasi olaylara ve sosyal hayattaki aksaklıklara değinmiştir. Daha çok halk şiirinde karşılaşılan “didüm-didi” şeklindeki kalıpları da manzumelerinde kullanmış, yaşadığı çağa göre sade bir üslup benimsemiştir. Necati Bey’i anımsatan şiirleri bulunan şair, hece vezniyle iki, Çağatay Türkçesiyle de üç şiir yazmıştır. Fuzuli, Hayali, Hayreti, Taşlıcalı Yahya ve Sehi Bey gibi o da “su” redifli bir gazel kaleme almıştır. Mevlana’nın manzûmelerine Türkçe nazireler yazmıştır.

Ahmed Bey’in şiirleri, kimi zaman aynı dönemde yaşamış olan Ahmed Sarban’ın eserleriyle karıştırılmış, hatta bazı kaynaklarda bu iki ismin aynı kişi olduğu öne sürülmüştür. Ancak mevcut bilgiler ışığında, bunların farklı kişiler olduğu kabul edilmektedir. Kendisinden sonra gelen Usuli, Virani, Üsküplü İshak gibi şairleri etkilemiştir.

Dukakinzade Ahmed Bey, Osmanlı hanedanına mensup soylu bir şair olup, tasavvufa yönelmiş ve sade, samimi bir dille vahdet-i vücud anlayışını işleyen şiirler yazmıştır. 16. yüzyıl Osmanlı edebiyatının önemli isimlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Devlet görevlerinden uzaklaşıp tasavvufa yönelmesi, onun edebi kimliğini şekillendirmiş ve ona derinlik kazandırmıştır.

Kaynakça

Kerim Usta

Yorum yapmaya ne dersiniz?