Hediye Kutusundaki Sürpriz Hediye
Arefe günüydü, beş yaşındaki küçük kız, babasının alıp getirdiği, altın yaldızlı bir tomar kağıdı, bir kutuyu eğri büğrü sararak oyuncak yapmak istemişti. Bunu gören baba hediyelik kaplama kağıdını ziyan ettiği için kızını çok azarlamıştı, kız çocuğu çok üzülüp ağlamıştı.
Bayram sabahı; küçük kız elindeki paketi getirip ” Babacığım bu paket senin” dediğinde adam üzüldü ve küçük kızına söylediklerinden utandı ve gereğinden fazlamı tepki gösterdim diye düşündü. Ne var ki paketi açınca yeniden öfkelendi. Kutunun içi boştu…
Kızına yine bağırdı:
” Birisine bir hediye verdiğinde kutunun içerisinde bir şeyler olması lazım. Bunu da mı bilmiyorsun küçük hanım?
Küçük kız yaşlı gözlerle babasına baktı ve ” Babacığım o kutu boş değil ki” dedi… ve ilave etti ” Kutunun içerisini öpücüklerimle doldurmuştum !..” Babası öyle fena oldu ki… koştu kızına sarıldı… beraberce ağladılar.
Baba o kutuyu ömrünün sonuna kadar yatağının yanındaki dolabın içerisinde sakladı. Ne zaman keyfi kaçsa, ne zaman bir şeye üzülse kutuyu açar, içinden minik kızının sevgi ile doldurduğu öpücüklerinden birini çıkarır ve teselli bulurdu.
Hiç kimsenin hayatında bundan daha değerli bir armağana sahip olması mümkün değildir. Öpücük deyip geçmemek lazım. O öpücük, sıkıntıları giderir, neşeyi artırır, hastalıklara şifa olur.
Kaynak:
- Ulvi EMRE