Divan Şairi Celili
16. yüzyıl Osmanlı edebiyatı, Fuzuli, Baki ve Taşlıcalı Yahya gibi büyük şairlerin eserleriyle klasikleşme sürecini tamamlamış, şiirin zirveye ulaştığı bir dönemdir. Ancak, bu dönemde eser vermiş pek çok kıymetli şair zamanla unutulmuş ya da gölgede kalmıştır. Hamse sahibi şairlerden biri olan Hâmidîzâde Celili, bu isimlerden biridir. Beş mesneviden oluşan hamsesi ve divanı, onun edebi mirasını günümüze taşıyan en önemli eserleridir.
Celili’nin Hayatı ve Edebi Çevresi
Celili, 1488 yılında Bursa’da doğmuştur. Asıl adı Abdülcelil olup, edebi çevrede Celili mahlasıyla tanınmıştır. Babası Mevlana Hamidi de şair olup, Celili’nin edebi gelişiminde etkili olmuştur. Eğitimini Bursa ve İstanbul’da tamamlayan şair, Osmanlı sarayında çeşitli görevlerde bulunmuş ve dönemin edebi çevreleriyle yakın ilişkiler kurmuştur.
Celili’nin yaşadığı 16. yüzyıl, Osmanlı şiirinin klasikleşme sürecinin tamamlandığı ve edebi türlerin belirli formlara oturduğu bir dönemdir. Gazel ve kaside türleri popülerliğini artırırken, mesnevi de hikaye anlatıcılığı açısından büyük bir önem kazanmıştır. Celili de bu dönemde özellikle mesnevi türüne yönelerek kendini kanıtlamış ve Osmanlı edebiyatının hamse sahibi şairleri arasına katılmıştır (Aksoy, 2021).
Hamse Geleneği ve Celîlî’nin Beş Mesnevisi
Divan edebiyatında hamse, beş mesneviden oluşan bir eser grubu anlamına gelir ve bu beş mesnevi genellikle aşk, tarih, ahlak veya tasavvuf konularını işler. Hamse sahibi olmak, bir şairin hem dil hem de anlatı ustalığını gösteren önemli bir başarıdır (“Hamse,” TDV İslâm Ansiklopedisi). Celili, 16. yüzyıl Osmanlı edebiyatında hamse sahibi şairlerden biri olarak dikkat çeker.
Celili’nin hamsesinde yer alan eserler şunlardır:
- Hüsrev ü Şirin (1512): İranlı şair Nizami’nin eserinden esinlenerek yazılmıştır. Aşk ve sadakat temalarını işler. Yavuz Sultan Selim’e sunulmuştur (Aksoy, 2021).
- Leyla vü Mecnun (1514): Fuzuli’nin aynı adlı eserinden önce yazılmış olması, bu mesneviyi önemli kılar. Aşkın metafizik boyutuna vurgu yapar (Kazan Nas, 2018).
- Gül-i Sad-berg-i bi-Hâr: Didaktik ve ahlaki içerikli bir mesnevi olup, insanın erdemli davranışlarının önemini vurgular (Kazan Nas, 2018).
- Hecrname: Ayrılık ve özlem temalarının derinlemesine işlendiği bir eserdir. Celili’nin duygu dünyasını en açık şekilde yansıttığı mesnevilerden biridir (Kazan Nas, 2018).
- Mehekname: Tasavvufi ve ahlaki öğretiler içeren bu mesnevi, insanın nefsini terbiye etmesi gerektiğini anlatır (Kazan Nas, 2018).
Celili’nin mesnevileri, yalnızca hikaye anlatıcılığı değil, aynı zamanda dönemin ahlaki ve kültürel değerlerini yansıtması açısından da önemli bir kaynak niteliğindedir.
Celili’nin Divanı ve Şiirlerinde Öne Çıkan Temalar
Celili, mesnevilerinin yanı sıra gazel ve kasideler içeren bir divan da kaleme almıştır. Şiirlerinde özellikle aşk, tabiat, içki meclisleri ve değerli taşlar gibi unsurlar dikkat çeker (Hikmet Yurdu Dergisi, 2021).
- Aşk Teması: Celili’nin gazellerinde aşk, hem beşeri hem de ilahi boyutta ele alınır. Ancak onun şiirlerinde daha çok beşeri aşkın getirdiği acı ve özlem duygusu ön plandadır(Kazan Nas, 2018).
- İçki ve Meyhane Motifleri: Divan edebiyatında meyhane, şarap ve eğlence hayatı, sembolik anlamlar taşıyan unsurlardır. Celili de bu geleneği takip ederek şiirlerinde içkiyi ve meyhane ortamını, aşk ve sarhoşluk metaforlarıyla zenginleştirmiştir(Aksoy, 2021).
- Tabiat ve Estetik Unsurlar: Celili’nin şiirlerinde doğa tasvirleri önemli bir yer tutar. Çiçekler, bahar mevsimi ve doğanın sunduğu güzellikler, onun şiirlerine estetik bir atmosfer kazandırır (Hikmet Yurdu Dergisi, 2021).
- Değerli Taşlar ve Mücevher Motifleri: Celili’nin şiirlerinde yakut, inci, mercan, firuze gibi değerli taşlar, sevgilinin güzelliğini tasvir etmek için kullanılan sanatsal imgeler arasındadır. Bu tür benzetmeler, onun şiir dünyasında önemli bir yer tutar(Hikmet Yurdu Dergisi, 2021).
Celili’nin Osmanlı Edebiyatındaki Yeri ve Önemi
Celili, yaşadığı dönemde tanınmış bir şair olmasına rağmen, Fuzûlî ve Bâkî gibi isimlerin gölgesinde kalmıştır (Aksoy, 2021). Bunun en önemli nedeni, onun gazel türünden çok mesnevilere ağırlık vermesi ve eserlerinin edebi çevrelerde uzun süre yeterince tanıtılmamasıdır.
Celili, 1569 yılında vefat etmiştir. Ölümünden sonra, eserleri zaman içinde unutulmaya yüz tutmuştur. Ancak onun hamsesi ve divanı, Osmanlı edebiyatına dair araştırmalarda büyük önem taşımaktadır (Aksoy, 2021).
Sonuç
16. yüzyıl Osmanlı şiiri, sanatsal anlamda zirveye ulaşmış ve edebi türlerin en yetkin örneklerinin verildiği bir dönem olmuştur. Celîlî, hem mesnevileri hem de gazelleriyle Osmanlı edebiyatında kalıcı bir iz bırakmıştır.
Onun eserleri, yalnızca klasik Osmanlı şiirine değil, aynı zamanda estetik anlayışın ve edebi sanatların gelişimine dair önemli ipuçları sunmaktadır. Bugün, Celili’nin şiirleri yeniden keşfedilmeyi hak eden, kıymetli eserler arasındadır.
Kerim Yarınıneli/KerimUsta.com
Kaynakça
- Aksoy, Hasan. “CELÎLÎ, Hâmidîzâde.” TDV İslâm Ansiklopedisi.
- Kazan Nas, Şevkiye. ““PENC GENC” SAHİBİ OLMAK İSTEYEN BİR ŞAİR: CELÎLÎ.” Edebiyat ve Sanat Araştırmaları Dergisi, 2018.
- “Hamse.” TDV İslâm Ansiklopedisi.
- “CELÎLÎ DİVANI’NDA DEĞERLİ TAŞLAR.” Hikmet Yurdu Dergisi, 2021.
- Op Art: Gözünüzü Aldatacak Büyüleyici Sanat - 24 Mart 2025
- Hurriler: Doğu Anadolu’da Unutulan Antik Krallık - 23 Mart 2025
- Kimyasal Silahlar: Savaşın Zehirli Yüzü - 20 Mart 2025