Zekatın İslam’daki Yeri ve Hesaplama Yöntemleri

Zekatın İslam'daki Yeri ve Hesaplama Yöntemleri

Zekât Nisabı ve Hesaplanması

Zekât nisabı, bir Müslümanın zekât vermekle yükümlü olabilmesi için sahip olması gereken en düşük mal varlığı miktarını ifade eder. Bu miktar, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) belirlediği ölçülere dayanır ve genellikle 20 miskal (yaklaşık 96 gram) altın veya bunun karşılığı para ya da ticaret malıdır. Bu miktara sahip olan kişi dinen “zengin” sayılır ve zekât vermekle yükümlü olur. İslam hukukunda, erkek ve kadının mal varlıkları birbirinden bağımsızdır; kim zenginse zekâtını o verir.

Nisap Hesabı ve Genel İlkeler

1. Alacaklar ve Borçlar:
– Alacaklar, tahsil edildiklerinde nisap hesabına dahil edilir. Ancak tahsil edilmeden de zekâtları verilebilir.
– Borçlar, mevcut mal veya para üzerinden düşülür; geri kalan miktar nisap değerini bulursa zekât verilir.
– Kaybolmuş veya gasp edilmiş mallar nisap hesabına katılmaz. Ancak bu tür mallar ele geçerse, geçmiş yılların zekâtları verilmez.

2. Zekâta Tabi Mallar:
– Altın, gümüş, nakit para ve ticaret malları zekâta tabidir.
– Kullanım amaçlı ev, araba, arsa gibi mallar zekâta tabi değildir. Ancak bu tür mallar ticaret için alınıp satılıyorsa, piyasa değeri üzerinden zekât verilmelidir.

3. Nisap Süresi:
– Nisaba malik olunduğu tarihten itibaren bir kameri yıl (354 gün) geçmesi gerekir. Bu sürenin sonunda elde kalan mal nisap miktarını buluyorsa zekât farz olur.
– Yıl içinde malın azalması veya çoğalması dikkate alınmaz. Yıl sonunda mevcut malın kırkta biri (%2,5) zekât olarak verilir.

Özel Durumlar

1. Ticaret Malları:
– Ticareti yapılan mallar, yıl sonunda piyasa değeri üzerinden zekât hesabına dahil edilir.
– Hisse senetleri de ticaret malı gibi değerlendirilir ve piyasa değeri üzerinden zekâta tabi tutulur.

2. Gelirler ve Maaşlar:
– Çalışanların alacakları maaş veya ücret, ellerine geçmeden önce nisap hesabına katılmaz.
– Maaşlardan kesilen sigorta ve yardım sandığı paraları, yıllar sonra toplu olarak ele geçtiğinde yalnızca o yılın zekât hesabına dahil edilir.

3. Ziynet Eşyaları:
– Kadınların ziynet olarak kullandıkları altın ve gümüş zekâta tabidir. Ancak elmas, pırlanta gibi taşların zekâtı verilmez.
– Şâfiî mezhebine göre ise kadınların ziynet olarak kullandıkları altın ve gümüş zekâta tabi değildir.

4. Erken veya Geç Zekât:
– Zekât, bir yıl dolmadan önce de verilebilir. Gelecek yılların zekâtı önceden verilmişse, bu miktar mahsup edilir.
– Zekât verirken “zekât” demek şart değildir; hediye denilmesi de caizdir.

5. Zekâtın Verilmesi:
– Zekât ticareti yapılan maldan veya aynı değerde altın, gümüş ya da nakit para olarak verilebilir.
– Namaz kılmayan veya oruç tutmayan bir Müslüman da zekât vermekle yükümlüdür.

Zekât nisabı ve hesaplanması, İslam’ın belirlediği temel ilkelere uygun olarak titizlikle yerine getirilmelidir. Nisap miktarına ulaşan kişi, zekâtını zamanında ve doğru bir şekilde vermekle mükelleftir.

Zekatla ilgili diğer hak mezheplerin Uygulamaları

İslam’daki dört hak mezhep (Hanefi, Şafii, Maliki ve Hanbeli) arasında zekât ile ilgili bazı uygulama farklılıkları vardır. Bu farklılıklar, mezheplerin dayandığı delillerin farklı yorumlanmasından kaynaklanır. İşte mezheplerin zekât ile ilgili hükümleri arasındaki temel farklar:

1. Zekât Nisabı

-Hanefi: 20 miskal altın (96 gram) veya karşılığı para/ticaret malı.
-Şafii, Maliki, Hanbeli: 20 miskal altın (yaklaşık 69 gram) veya karşılığı para/ticaret malı.

2. Çocuk ve Akıl Hastasının Malından Zekât

– Hanefi: Çocuğun ve akıl hastasının malından zekât verilmez.
– Şafii, Maliki, Hanbeli: Çocuk ve akıl hastasının malından zekât verilmesi gerekir. Mal sahibinin yükümlülüğünden bağımsız olarak malın zekât borcu vardır.

3. Zekâtın Verileceği Sınıflar

– Hanefi, Maliki, Hanbeli: Zekât yalnızca bir sınıfa veya bir fakire verilmesi yeterlidir.
– Şafii: Zekât en az üç farklı sınıfa dağıtılmalıdır. (Bakara Suresi 60. ayetinde belirtilen sekiz sınıf arasında tercih yapılır.)

4. Zekâtın Ödeme Zamanı

– Hanefi, Hanbeli: Zekât farz olduktan sonra hemen verilmesi gerekmez, geciktirilmesi günah olmadığı sürece caizdir.
– Şafii, Maliki: Zekât farz olur olmaz hemen ayrılıp verilmesi gerekir.

5. Zekât Hilesi

– Hanefi, Şafii: Sene dolmadan malını birine hediye eden veya satan kişi, zekâttan kurtulur. Bu hile günah olsa da, zekât yükümlülüğü düşer.
– Maliki, Hanbeli: Bu tür hileler zekât yükümlülüğünü düşürmez.

6. Alacakların Zekâta Sayılması

– Maliki: Fakirdeki alacağı zekâta saymak caizdir.
– Hanefi, Şafii, Hanbeli: Fakirdeki alacağı zekâta saymak caiz değildir.

7. Çalışabilecek Durumda Olan Fakire Zekât

– Hanefi, Maliki: Çalışma gücüne sahip olan fakire zekât vermek caizdir.
– Şafii, Hanbeli: Çalışabilecek durumda olan fakire zekât vermek caiz değildir.

8. Sene Dolmadan Zekât Verilmesi

– Hanefi, Şafii, Hanbeli: Sene dolmadan zekât vermek caizdir.
– Maliki: Sene dolmadan zekât verilmesi caiz değildir.

9. Zekâtı Başka Şehre Göndermek

– Hanefi: Mekruhtur. Ancak başka şehirde daha uygun kimseler varsa mekruh olmaz.
– Şafii, Maliki, Hanbeli: Zekâtı başka bir şehre göndermek caiz değildir.

10. Ürün ve Uşur

Sebze ve Meyveler:

– Hanefi: Sebzelerin uşru verilir. Meyvelerin uşru tartılarak verilir.
– Şafii, Maliki, Hanbeli: Sebzelerin uşru verilmez. Meyvelerin uşru tahmini hesaplanarak verilebilir.

Bal:

– Hanefi, Hanbeli: Balın uşru verilir.
– Şafii, Maliki: Balın uşru verilmez.

11. Kadının Ziynet Eşyası

– Hanefi: Kadının altın ve gümüşten olan ziynet eşyası zekâta tabidir.
– Şafii, Maliki, Hanbeli: Ziynet eşyası zekâta tabi değildir.

12. Madenlerin Zekâtı

– Hanefi, Hanbeli: Altın ve gümüş dışındaki her türlü maden zekâta tabidir. Hatta Hanbeli’ye göre sürme taşı gibi yerden çıkan şeylerin de zekâtı verilmelidir.
– Şafii, Maliki: Altın ve gümüş dışındaki madenlerin zekâtı verilmez.

13. Madenlerin Zekât Oranı

– Hanefi, Hanbeli: Madenlerin zekât oranı %20 (humus) olarak verilir.
– Şafii, Maliki: Madenlerin zekât oranı %2,5’tur.

14. Yakın Akrabalara Zekât

– Hanefi, Hanbeli: Kadın kocasına zekât veremez.
– Şafii, Maliki: Kadın kocasına zekât verebilir. Ancak Maliki’ye göre koca, aldığı zekâtı eşinin nafakasına harcamazsa bu caizdir.

Bu farklılıklar, mezheplerin dayandıkları delillere ve bunların yorumlarına göre şekillenmiştir. Her Müslüman kendi mezhebine göre hareket etmeli, şüpheli durumlarda âlimlere danışmalıdır.

Zekatla İlgili Meseleler

Zekât, İslam’ın temel ibadetlerinden biri olarak, ekonomik anlamda toplumsal dayanışmayı ve adaleti sağlamayı hedefler. Zekât vermeye dair meseleler, farklı durumlara yönelik hükümleri içermektedir. İşte zekâtla ilgili meseleler ve bu konuda uyulması gereken kurallar:

1. Ticaret Malının Zekâtı
Ticaret malının zekâtı, ticareti yapılan maldan verilirse ideal olur. Ancak, malın değeri altın üzerinden hesaplanarak altın veya para şeklinde de verilebilir.

2. Paranın Zekâtı
Paranın zekâtını hesaplamak için toplam paranın kırkta biri bulunur. Bu miktar kadar liraya karşılık gelen altın alınır ve zekât olarak verilir.

3. Zekât ve Hac Sıralaması
Zekât zamanı hacdan önce ise, önce zekât verilerek mal temizlenir, sonra hac yapılır.
Zekât zamanı hacdan sonraysa, önce hac ibadeti yerine getirilir. Daha sonra, hacdan arta kalan malın zekâtı ödenir.

4. Zekât Borcu ve Malın Telefi
Zekât borcu olan bir kişi, elindeki malı kendi harcar veya telef ederse zekât borcu düşmez. Örneğin, borsada para kaybetmek veya eşyalar alarak parayı tüketmek zekât borcunu ortadan kaldırmaz.
Mal çalınır, yanar, kaybolur ya da geri alınamayacak şekilde ödünç verilirse, zekât borcu düşer.

5. Ödünç Altınla Zekât
Ödünç olarak fakire verilen altın, zekâta niyet edilirse, daha sonra fakire hediye edildiğinde bu işlem zekât olarak geçerli olur.

6. Devir İşlemleri
-Zekâtın dinî kurallara uygun şekilde verilmesi için, devir yapılan fakire verilen malın, onun mülkiyetine geçtiği kesin olarak belirtilmelidir.
-Fakire, “Bunu bana geri vereceksin” gibi bir şart koşulursa, devir sahih olmaz.
-Fakir, aldığı malı rızasıyla geri hediye ederse, bu işlem geçerli olur.

7. Nisaba Ulaşmayan Kişinin Devirde Bulunması
Zekât nisabına ulaşmayan bir kişi, devir ve iskat işlemlerine katılabilir. Ancak, bu kişinin nisab miktarına sahip olmaması zekât yükümlülüğünden muaf olduğu anlamına gelir.

8. Zekâtı Verilmiş Mal
-Zekâtı verilmiş bir mal, dinen temizlenmiş ve meşru kabul edilir. Bu mala, herhangi bir kişi zorla el koyamaz.
-Zekâtını veren kişi, malın hakkını ödemiş olur ve bu mal üzerinde başkasının tasarruf hakkı bulunmaz.

9. Vekil Yoluyla Zekât Verme
Zekât veya sadaka-i fıtr, vekil aracılığıyla verildiğinde vekilin, sahibinin ismini zikretmesi gerekmez. Vekil, zekâtı kendi adına veriyormuş gibi ifade edebilir.

10. Hizmet Karşılığı Zekât
Bir meslek erbabı, fakirden alması gereken ücretleri zekâtına dâhil edebilir:

– Terzilik: Dikilen kıyafetin ücretini almadan zekâta sayabilir.
– Kalaycılık: Kalaylanan kapların ücretini almadan zekâta mahsup edebilir.
– Diş Doktoru: Yapılan dişlerin ücretini almayıp zekâta dâhil edebilir.
Altın olarak vermek bu tür durumlarda daha faziletli kabul edilir.

Genel İlkeler

– Zekât, kişinin elindeki malın bir hakkıdır ve fakirlere aktarılması dinî bir yükümlülüktür.
– Zekât verirken, doğru niyetle ve dinî usullere uygun şekilde hareket edilmelidir.
– Her durumda şüpheli durumlarda yetkin bir din âlimine danışılması tavsiye edilir.

Bu kurallar, İslam hukukunun zekât konusundaki ayrıntılı düzenlemelerinden sadece bir kısmını ifade eder. Her meselede adalet ve hakkaniyetin gözetilmesi esastır.

Zekat Ne Zaman Verilir?

Zekât, nisap miktarına ulaşan malın üzerinden bir kameri yıl (hicri yıl) geçtikten sonra farz olur. İşte zekâtın verilme zamanı ve ilgili detaylar:

Zekâtın Farz Olma Zamanı

Nisap Tarihinin Belirlenmesi:
– Zekât nisabına ulaşan kişi, bu tarihin kaydını tutar. Örneğin, 3 Receb’de zengin olan bir kişi, bir yıl sonra yine 3 Receb’de malı nisap miktarına ulaşmışsa, zekâtını vermekle yükümlüdür.
– Zekât zamanı geldiğinde malın nisap miktarında olması önemlidir. Ramazan ayını beklemek gerekmez; zekât günü hangi tarihte ise o gün verilmelidir.

Erken Zekât Vermek

Zamanından Önce Vermek: Zekâtı günü gelmeden vermekte bir sakınca yoktur. Bu, iyilik olarak değerlendirilir. Gelecek yılların zekâtını önceden vermek de caizdir.

Yanlış Hesap Durumunda:

Bir kişi, fazladan zekât vermişse (örneğin, bir altın yerine iki altın zekât verdiyse), bu fazla miktar bir sonraki yılın zekâtına mahsup edilebilir.

Zekâtı Geciktirme

Geciktirme ve Hükmü: Zekâtı vaktinde vermek gerekir. Ancak bir yıl içinde verilmesiyle ilgili esneklik tanıyan bazı alimler vardır. Bununla birlikte, özürsüz olarak zekâtı geciktirmek mekruh kabul edilir.

Şafii ve Maliki Mezheplerinde Hüküm:

Şafii ve Maliki mezheplerine göre, zekât farz olduktan sonra hemen verilmesi farzdır. Geciktirmek caiz değildir.

Zekât Vermekte Acele Etmek

Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:
Zekât vermekte acele ediniz!” (İbn Mâce)

Bu, zekâtı zamanında vermenin önemini vurgulayan bir teşvik olarak anlaşılmaktadır.
Zekâtın, farz olduğu andan itibaren mümkün olan en kısa sürede verilmesi, İslam’da yardımlaşma ve malın temizlenmesi amacına uygun bir davranıştır.

Zekâtın Verilme Zamanı

– Nisaba Ulaşılan Tarihe Göre Belirlenir: Örneğin, bir kişi Şevval ayının 23’ünde nisap miktarına ulaşmışsa, bir yıl sonra yine Şevval ayının 23’ünde zekâtını vermesi gerekir.
– Ramazan Ayını Beklemek Gerekmez: Zekât, farz olduğu gün verilir. Ramazan ayını beklemek gibi bir şart yoktur.
– Zekâtı Erken Vermek: Erken Vermek Caizdir: Şevvalin 23’ünde zekât vermesi gereken bir kişi, daha önce Ramazan ayında zekâtını verebilir. Ancak bu durumda, Şevvalin 23’ünde malını tekrar kontrol etmesi gerekir:

– Az vermişse, eksik kalan miktarı tamamlar.
– Çok vermişse, fazla verdiği miktar nafile sadaka olarak değerlendirilir.

Günü Gelmeden Hesap Yapmak:

Zekâtı gününden önce vermek caizdir, ancak gününde malın tekrar hesaplanması gerekir. Bu, zekâtın doğru şekilde verilmesini sağlar.

Ramazan’da Zekât Vermenin Fazileti

Ramazan ayında ibadetlere verilen ecir ve sevap daha fazladır. Bu nedenle, birçok Müslüman zekâtını Ramazan ayında vermeyi tercih eder. Ancak bu, farz olan zekâtın belirli bir tarihe bağlı olduğu gerçeğini değiştirmez.

Nisabın Helak Olması ve Zekât Tarihi

Nisabın helak olması, kişinin sahip olduğu mal varlığının tamamen sıfırlanması ya da borçları nedeniyle sıfırın altına düşmesi anlamına gelir. Bu durumda, zenginlik durumu sona ermiş kabul edilir ve önceki zekât yılı iptal edilir. Yeni bir zekât yılı, ancak kişi yeniden nisap miktarına ulaşırsa başlar.

Yıl İçindeki Dalgalanmalar

– Nisabın Altına Düşmek: Yıl içinde mal varlığının nisap miktarının altına düşmesi, eğer tamamen sıfırlanma veya borçlanma durumu yoksa, zekât tarihini değiştirmez.
Örneğin, bir kişi her yıl 27 Ramazan’da zekâtını veriyorsa, yıl içinde malı nisabın altına düşse bile, bu durum zengin olma tarihini etkilemez. 27 Ramazan geldiğinde nisap miktarına sahipse zekâtını verir.
– Mal Varlığının Sıfırlanması: Kişinin mal varlığı tamamen sıfırlanır veya borçları nedeniyle sıfırın altına düşerse, bu durum nisabın helak olmasıdır. Bu durumda önceki tarih geçersiz olur. Tekrar nisaba ulaştığı tarih itibarıyla yeni bir zekât yılı başlar.

Zekât Tarihi ve Nisap Durumu

– Eski Tarih Korunur: Eğer zekât tarihi geldiğinde mal varlığı nisap miktarına ulaşırsa, eski tarih (örneğin 27 Ramazan) geçerli kalır ve zekât o tarihte verilir.

– Nisaba Ulaşmama Durumu: Eğer zekât günü geldiğinde mal varlığı nisabın altında kalırsa:

– Eski zekât tarihi geçersiz olur.
– Kişi yeniden nisap miktarına ulaştığında yeni bir tarih belirlenir ve bu tarihten bir hicrî yıl sonra zekât verilmesi gerekir.

Hangi Maldan Zekât Verilir?

Zekât olarak verilebilecek mallar ve bunların kıymeti hakkında İslam’daki hükümler özetle şu şekildedir:

1. Zekâtın Mal Olarak Verilmesi

– Altın ve Gümüş: Zekât olarak öncelikli ve esas kabul edilen mallardır. Altın ve gümüş, kıymet ölçüsü olarak da kullanıldığı için, zekât bu mallardan verilebilir.
– Ticaret Malları: Ticaret için alınmış mallar, ya malın kendisinden zekât olarak verilir ya da bu malların kıymeti altın veya gümüş olarak ödenir.
– Hayvanlar: Zekât verilmesi gereken hayvanların (örneğin deve, koyun, sığır) zekâtı, türünden verilmelidir. Örneğin, erkek deve yerine dişi deve verilir. Eğer dişi deve yoksa, kıymeti kadar altın veya gümüş zekât olarak verilir.
– Tarımsal Ürünler (Uşur): Tarımsal mahsullerden zekât (uşur) ürünün kendisinden veya değerine denk altın ya da gümüş olarak verilir.

2. Zekâtın Kıymet Olarak Verilmesi

Altın ve gümüş, malın kıymetini ölçmek için esas alınır. Diğer malların kıymeti altın veya gümüş üzerinden hesaplanır ve zekât bu kıymet üzerinden ödenir.

Tedavüldeki Paralar: Bugün kullanılan kâğıt veya metal paralar, altın ve gümüş karşılığı kabul edilir. Bu nedenle zekât, paranın altın ve gümüş kıymeti üzerinden hesaplanarak verilir.

3. Zekât Olarak Verilemeyenler

– Kiralık Ev: Zengin bir kimse, zekât olarak fakiri kendi evinde oturtamaz. Bu, zekâtın verilmiş sayılması için yeterli değildir.
– Yemek veya Hizmet: Yemek satın alıp fakire yedirmek veya bir hizmet sunmak zekât yerine geçmez. Zekâtın doğrudan mal veya kıymet olarak verilmesi gerekir.
– Bakır veya Benzeri Paralar: Altın ve gümüş olmayan metal paralar (bakır gibi) direkt zekât olarak verilmez. Kıymetlerinin altın veya gümüş olarak ödenmesi gerekir.

4. Ticaret Mallarından Zekât

Ticaretle uğraşan kişi, zekâtını ya ticaretini yaptığı maldan (örneğin, elbise tüccarı için elbise) verir ya da bu malların kıymetini altın veya gümüş olarak verir.

– Altın ve Gümüş Ticaretinde: Altın ve gümüş, hangi niyetle bulundurulursa bulundurulsun ticaret malı sayılır ve zekâtı verilmelidir.

Önemli Noktalar

– Zekât olarak verilen malın veya kıymetin fakire tam anlamıyla teslim edilmesi gerekir. Fakirin mal üzerinde tam tasarruf hakkına sahip olması şarttır.
– Zekât, fakirin temel ihtiyaçlarını doğrudan karşılayan mallardan değil, malın kendisi veya karşılığı olan kıymetle verilmelidir.

Zekât Verirken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

1. Altın ve Gümüşün Zekâtı

– Altın takıların zekâtı, işçilik ve sanat değerine göre değil, saf altının ağırlığı esas alınarak hesaplanır. Örnek: Reşat, Cumhuriyet, Aziz altınlarının her biri 7,2 gramdır ve bu ağırlık üzerinden zekât verilir.

Altın Ayarları:
Farklı ayarlardaki altınların zekâtı hesaplanırken, en yüksek ayardan vermek daha faziletli; ortalama ayardan vermek caiz; en düşük ayardan vermek ise mekruhtur.
Zekâta tâbi mallar, piyasa koşullarında altın liraların en düşük alış fiyatına göre hesap edilir.

2. Kadınların Altınlarının Zekâtı

Kadının sahip olduğu bilezik, yüzük gibi altınların zekâtını kendisi vermelidir.
Kadın, zekâtını kocasına ya da başka birine vekil olarak verebilir. Vekil olan kişi, kendi malından zekâtı ödeyebilir.

3. Miras ve Mehr-i Müeccel (Geciktirilmiş Mehir)

Bu tür alacaklar, nisap hesabına katılır, ancak ellerine geçmeden zekâtı verilmez.
Alındıktan sonra nisap miktarını buluyorsa, sadece o yılın zekâtı verilir.

4. Zekât Verme Zamanı

Zekât, zenginlik tarihinden bir yıl sonra farz olur ve verilir. Ramazan’ı beklemeye gerek yoktur.
Gelecek yılların zekâtını önceden vermek de caizdir. Ancak zamanı geldiğinde tekrar hesap yapılır:

– Eksik verilmişse tamamlanır.
– Fazla verilmişse bir sonraki yılın zekâtından düşülür.

5. Nisabın Sıfırlanması ve Dalgalanmalar

– Nisap miktarı sıfırlanırsa, (mevcut mal yok olur ya da borçlar mal varlığını aşarsa) zekât yılı sıfırlanır ve yeniden tarih belirlenir.
– Yıl içinde nisap altına düşse de sıfırlanmadığı sürece bu dalgalanmalara itibar edilmez.

6. Kira ve Borçlar

– Ödenecek kira borçları, o ay için zekât nisabından düşülür. Ancak gelecekteki kira borçları nisaba dâhil edilmez.
– Uzun vadeli krediler (25-30 yıl gibi) zekât hesabında borç olarak düşülür.

7. Hayvanların Zekâtı

– Saime Hayvanlar: Çayırda otlayarak, yılın çoğunda ücretsiz beslenen hayvanlar, zekâta tâbidir. Nisap miktarını bulursa zekâtı verilir.
– Saime Olmayan Hayvanlar: Yün, süt, yük taşımak veya çift sürmek için beslenen hayvanlar zekâta tâbi değildir. Evde beslenen hayvanlar da aynı hükme tabidir.

8. Diğer Malların Zekâtı

– Altın ve Gümüş Karışımları: Eğer altın oranı yarıdan azsa, karışımın zekâtı kıymeti üzerinden hesaplanır, ağırlığı dikkate alınmaz.
– Ticaret Malları ve Paralar: Altın, gümüş, ticaret malları ve paralar, zekâta tâbi mallardır. Bunlar her ne şekilde elde edilirse edilsin, zekât verilmelidir.

9. Uzun Süre Bekleyen Mallar (Uşur ve Zekât)

Uşru verilmiş bir mal, üzerinden uzun yıllar geçse de tekrar zekâta tâbi olmaz. Ancak ticaret malına dönüşürse veya satılıp paraya çevrilirse zekât verilmesi gerekir.

Zekâtın Verileceği ve Verilemeyeceği Kimseler

Zekât Verilemeyecek Kimseler

Yakın Akrabalar:

– Anne, baba, büyükanne, dede.
– Çocuklar ve torunlar.
– Kendi eşi (hanımı).

Dini Şartlar: Müslüman olmayanlara (kâfire).

Zekât Verilebilecek Kimseler

– Yakın Akrabalar (Eğer fakirlerse):

– Kardeş, hala, amca, teyze, dayı.
– Gelin, damat.
– Kayınvalide, kayınpeder, kayınbirader.
– Üvey çocuk.

Bu kişilere zekât vermek, hem sadaka sevabı hem de akrabalık bağını güçlendirdiği için daha faziletli kabul edilir.

Kadının Fakir Kocası:

İmameyn’e (Hanefî mezhebinden iki büyük imam olan İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed) göre, kadın fakir olan kocasına zekât verebilir.

İlim Öğrenenler:

Hadis-i şerife göre, 40 yıllık nafakası olsa bile dinî ilim öğrenen kimseye zekât vermek caizdir.
Din bilgilerini öğrenen ve öğreten kişiler, zengin kabul edilseler bile, çalışmaya vakit bulamadıkları için zekât alabilirler.

Fakir Çocuklar ve Deliler:

Fakir olan çocuklara ve delilere zekât verilir, ancak bu zekât çocuğun babasına, velisine veya vasisine teslim edilir.

– Babası zengin olan küçük çocuğa zekât verilmez.
– Fakir olan zenginin büyük çocuğuna (buluğ çağına ermişse) zekât verilebilir.

Seyyid ve Şerifler:

Eskiden Peygamber efendimizin soyundan gelen seyyid ve şeriflere zekât verilmezdi. Günümüzde ihtiyaç sahibi olmaları durumunda onlara zekât verilebilir.

Hayır Kurumlarına Zekât Verme Şartları

-Doğrudan zekât verilemez. Çünkü zekâtın bir fakire doğrudan ulaştırılması gerekir. Zekâtın hayır kurumları aracılığıyla verilmesi için şu yöntem izlenmelidir:

– Hayır kurumları, bir fakirden vekâlet almalıdır.
– Fakir kişi, kurumdaki yetkiliye, “Benim adıma zekât almaya ve bu zekâtı istediğin yere vermeye seni vekil ettim” diyerek vekâlet verir.
– Yetkili, aldığı zekâtı talebelerin veya kurumun ihtiyaçlarına uygun şekilde kullanabilir.

Zekât Verip Alırken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

1. Zekâtın Verileceği Kişi: Gayrimüslimlere Zekât Verilemez: Gayrimüslimlere, zekât ve sadaka verilmez. Ancak, İslam devleti uyruğunda olan gayrimüslim vatandaşlar (zimmi) için zekât verilmesi söz konusu olamaz, fakat sadaka ve fitre gibi diğer yardımlar yapılabilir. Günümüzde zimmi kavramı geçerli değildir.

Zekât Verilecek Kişiyi Araştırmak:

Zekât verilecek kişinin durumunu araştırmak önemlidir. Zengin olan, ebeveyn veya çocuklar gibi yakınlara zekât verilmesi geçerli değildir. Ancak, zekât verildikten sonra, verilen kişinin zengin olduğu anlaşılırsa, zekâtın geçerliliği devam eder ve tekrar verilmesi gerekmez.

Salih Akrabayı Tercih Etmek:

Zekât verirken, salih olan fakir akrabalara verilmesi daha sevaptır. Hadis-i şerifte, “Fakir akrabası varken başkalarına verilen zekâtı, Allah kabul etmez” denmiştir. Bu, sadece zekât borcunun yerine getirilmesi değil, sevabın da daha fazla olması açısından önemlidir.

2. Zekât Verilen Miktar

Fakirlik Durumuna Göre Altın Miktarı: Fakire verilen altın, onu zengin edecek kadar fazla olmamalıdır. Nisap miktarını (96 gram altın) aşan miktarda verilen zekât, mekruh olabilir. Ancak, borcu olan bir fakire, borcu kadar zekât verilmesi caizdir.

Zekâtın Zekât Olduğunu Belirtme Gerekliliği: Zekât verirken, “zekât” demek zorunlu değildir. İhtiyaç sahibine hediye olarak verilmesi de caizdir.

3. Zekâtı Almak

Bir Günlük Yiyeceği Olan Fakir: Zekât veya sadaka istemesi haramdır. Ancak, bu yardımlar kendiliğinden verilirse, fakir bunları alabilir.

Fakirin Alacağı ve Zekât İlişkisi: Fakirde alacağı bulunan bir zengin, fakire borç senedi vererek zekât veremez. Zekât, mal teslim edilerek verilir, borç senediyle değil. Zengin, zekâtını fakire mal teslimiyle vermelidir.

Eğer fakir, borcunu ödeyemeyecekse, güvenilir bir kişiye vekalet vererek borcu ödemek için bu kişiyi vekil yapabilir. Zekât, bu şekilde vekil aracılığıyla da doğru şekilde verilmiş olur.

4. Zekâtın Yeri ve Zekâtın Yasal Durumu

Ev Kirası Yardımı: Ev kirasını ödeyemeyen bir fakir için mal sahibi, kirayı bağışlarsa bu ödeme zekât yerine geçmez; sadaka olarak kabul edilir. Yani, ev kirasının zekât olarak verilmesi geçerli değildir.

Dip Not: Verdiğim bilgiler, Kuran, Hadis, İslam hukuku ve fıkıh kitaplarında yer alan genel kurallara dayanarak, belirtilen kaynaklardan derlenmiştir. Şüpheye düştüğünüz takdirde, zekâtınızı vermeden önce lütfen âlimlere veya Diyanet gibi fetva makamlarına danışınız.

Kerim Yarınıneli/KerimUsta.com

Kaynaklar:

1-) Kur’an-ı Kerim: Zekâtın farziyeti ve temel ilkeleri Kur’an’da birçok ayette vurgulanmıştır. Örneğin:

“Mallarının bir kısmını sadaka (zekât) olarak al ki, onunla kendilerini arındırıp temizleyesin…” (Tevbe, 9/103)
“Altını ve gümüşü biriktirip Allah yolunda harcamayanlara acıklı bir azabı müjdele.” (Tevbe, 9/34)

2-) Hadis-i Şerifler: Peygamber Efendimiz (s.a.v.), zekât nisabını ve zekâta tabi malları detaylandırmıştır. Örneğin:

“20 miskal altına (96 gr) sahip olup üzerinden bir yıl geçenin zekât vermesi gerekir.” (Ebu Davud, Zekât, 5)
“Zekât, malların kiridir. Zekâtı vererek mallarınızı temizleyin.” (Buhârî, Zekât, 1)

3-)Fıkıh Kaynakları ve Mezhep Görüşleri:

  • Hanefi Mezhebi: İmam Serahsi’nin “El-Mebsût” ve İmam Kasani’nin “Bedâyiu’s-Sanayi” adlı eserlerinde zekât nisabı ve hesaplaması detaylı şekilde açıklanmıştır.
  • Şâfiî Mezhebi: İmam Nevevî’nin “El-Mecmû” adlı eserinde, ziynet eşyalarının zekâtına dair Şâfiî görüşleri yer alır.
  • Diğer Fıkıh Kaynakları: Örneğin, İbn Kudâme’nin “El-Muğnî” adlı eseri.

4-) İslam Ansiklopedileri:

  • Diyanet İslam Ansiklopedisi (DİA): Zekât
Kerim Usta
Kerim Usta tarafından yazılan son yazılar (Hepsi)

Yorum yapmaya ne dersiniz?