Karaman’lı Kahveci Hacı Yahya

Karaman'lı Kahveci Hacı Yahya

Karaman’lı Kahveci Hacı Yahya

1900′ lü yıllarda Karaman’da Hacı Yahya adında meşhur bir kahveci vardır. O zamanlar  Konya’da kahvehane sayısı iki adet iken Karaman’da bir adet bulunmaktadır. Araştırmacı yazar Durmuş ali Gülcan Gufrani ve Kenzi kitabında bu konuya ayrıca yer vermiştir.

Fakat kahvehaneler işleyiş şekli günümüzde ki gibi değildi. O yıllarda kahve bugün ki gibi sırf oyunlardan, televizyon, yeme içme vb… şeylerden oluşan bir sistem değildir. Kitaplar okunur, hoş sohbetler yapılır, hocalar dini vaazlar verirlerdi. O yıllarda aşıklar şehir şehir gezer ve gittikleri şehirlerde kahvelere gelir otururlardı. Haberi alan diğer yerlerdeki aşıklar ve onların atışmalarını dinlemeye gelen halk kahveye gelir ve aşıkların sohbet ve atışmalarını izlerlerdi. Ayrıca ozanlar birbirlerine bilmeceler sorar ve bilemeyen yenilirdi. Nitekim Aşık Gufrani ve Kenzi gibi Karaman aşıkları da bu kahvede civardan gelen aşıklarla atışmalarını bu kahvede yapmışlardır.

Araştırmacı Yazar Durmuş Ali Gülcan Gufrani ve Kenzi kitabında Hacı Yahya’nın kahvesini çok meşhur olduğunu özellikle bir çok yerden bu kahveyi içmek ve meraklarını gidermek için insanların geldiklerini  belirtir. Kahvenin meşhur oluşunun sebebi delikli paranın kahve köpüğü üzerine konulduğunda  batmayışıdır. Bir çok yerden gelen misafirler özellikle köpüklü kahveyi isterler ve  delikli parayı köpük üzerine koyarak deneme yaparlarmış.

Allah Rahmet eylesin Babam İbrahim ve amcaoğlu Durmuş ali Kantar  bu konuyu bana defalarca aktardılar. Gerçeğine uygun şekilde Hikayeyi öykülendirerek aktarıyorum.

Yorucu bir günün ardından akşam kahveyi kapatmak üzere olan Hacı Yahya’nın yanına hiç tanımadığı bir ihtiyar gelir. Kahveci Hacı Yahya bu yabancıya “hoşgeldin” diyerek buyur eder. Nereli olduğunu sorarken misafire de kahvesini ikram eder. Misafir kimsesiz bir garip olduğunu ve diyar diyar gezdiğini söyleyince Kahveci Hacı Yahya;

-” O zaman Amca buyur evimizde  misafirim ol” der. Fakat misafir teşekkür ederek kahvehanede kalmasında bir sakınca olup olmadığını sorar. Hacı Yahya hiç bir sakınca olmadığını belirterek;

-“Amcam Bu kahve kabı, bu çay kabı bu da şeker… İstediğin zaman içebilirsin. “diyerek müsaade ister.

Misafir o gece kahvehanede sabahlar… Sabah olunca Kahveci Hacı Yahya selam vererek kahvehaneden içeri girer. Bakar ki misafir çoktan uyanmış ona gülümseyerek bakmaktadır.

-“Amca nasıl rahat edebildin mi?” diye sorar. Misafir kendisine açılan bu kapıdan dolayı çok memnun olduğunu belirtir. Sohbet devam ederken misafir müsaade ister. Hacı Yahya ;

-“Bir kahve içmeden asla gidemezsin.” der ve kahve kabını açar. Bakar ki kahve kabında bir topaklanma var. Kendi kendine söylenerek şeker kabını açar onda da bir topaklanma olduğunu görür. Hacı Yahya’nın canının sıkıldığını gören misafir;

-“Oğlum bana o topaklanmış yerden bir kahve yap.” der.Ne kadar dökmek için ısrar ettiyse de ısrarla topaklanmış yerden kahve ister. Kırmaz misafirini ve bir kahve yaparak misafirine uzatır. Misafir kahvesini yudumlarken

-“Senin kahven çok meşhur olacak. O kadar ki Köpüğünde delikli kuruş bile batmayacak” der… Kahveci dedem buna gülümseyerek kahvehane hazırlıklarına başlar. Kahvenin nasıl olduğunu sormak için misafire baktığında onu göremez. Koşarak kapıdan dışarı çıkar ama nafile…Misafiri yok olmuştur. Giderken söylediği

“-Senin kahven çok meşhur olacak.Köpüğünde delikli kuruş batmayacakcümlesi aklını kurcalar durur. Gider bir kahve de kendisine yapar ve cebinden çıkardığı delikli kuruşu kahvedeki köpüğe koyar. Hayretler içinde paranın kahve üzerinde yüzdüğünü ve batmadığını görür.

Dedem Hacı Yahya ve Babam İbrahim’e Allah’tan  Rahmet Dilerim. Mekanları cennet olsun. Dedemin Mezarı Aktekke cami karşısında bulunan ve şu anda park olarak kullanılan yer civarındadır.

Kerim Yarınıneli

Kerim Usta

Yorum yapmaya ne dersiniz?