
Birbiriyle karıştırılan sözcükler farkında olmadan anlatım bozukluğuna sebep olmaktadır. Bu sözcükleri belirli aralıklarla güncelleme yaparak anlamlarını belirteceğim. Her zaman yaptığım gibi sözcükleri harf sırasına göre hazırlamaya özen gösteriyorum. Lütfen hata görürseniz yorum yaparak bizi uyarınız. İncelenen kelime sayısı 104 adettir. Çok sevdiğim Türkçe’mize katkısı olması dileğimle…
Ahize ⇔ Avize
- Ahize : Telefonda seslerin duyulduğu ve iletildiği parça
- Avize : Tavana asılan, şamdanlı, lambalı, cam veya metal süslü aydınlatma aracı
Alem ⇔ Âlem
- Alem : 1. Bayrak 2. Minare, kubbe, sancak direği vb.yüksek şeylerin tepesinde bulunan, madenden yapılmış ay yıldız veya lale biçiminde süs, ayça.
- Âlem : 1. Gök, evren 2. Dünya, cihan 3. Aynı konu ile ilgili kimseler 4. Bu kimselerin uğraşlarının bütünü 5. Belli bir gruptaki canlıların bütünü 6. Durum ve şartlar 7. Herkes, başkaları 8. Ortam, çevre 9. Kendine özgü birçok niteliği bulunan şey.10. Farklı davranış içinde bulunan kimse.11. Eğlence.
Alaka ⇔ İlişki
- Alaka : 1. İlgi : 2. isim Gönül bağı.
- İlişki : 1. İki şey arasında karşılıklı ilgi, bağ, münasebet, 2. temas
Aktör ⇔Aktris
- Aktör : Sinema ve tiyatroda erkek sanatçı
- aktris : Sinema ve tiyatroda kadın sanatçı
Bekar ⇔ Bekâr
- Bekar : Diyezli veya bemollü bir sesin eski durumuna getirilmesini gösteren nota işareti.
- Bekâr : Evlenmemiş veya evli olduğu hâlde ailesinden ayrı, yalnız yaşayan kimse.
Berat ⇔ Beraat
- Berat : 1. Bir buluştan, bir haktan yararlanmak için devletçe verilen belge, patent 2. Osmanlı Devletinde bir göreve atanan, aylık bağlanan, san, nişan veya ayrıcalık verilen kimseler için çıkarılan padişah buyruğu.
- Beraat : Aklanma.
Bilakis ⇔ Bilhassa
- Bilakis : Tersine olarak, tam tersine, tersine, aksine.
- Bilhassa : Özellikle.
Cefakâr ⇔ Cefakeş
- Cefakâr : 1. Eziyet eden 2. Halk ağzında Eziyet çeken,
- Cefakeş : Eskimiş Anlamındadır : Arapça cefa + Farsça keş
Çekimser ⇔ Çekingen
- Çekimser : Oy vermekten, eğilim göstermekten veya bir şey yapmaktan kaçınan, kararsız, taraf olmayan : kimse, müstenkif.
- Çekingen : Her şeyden çekinen, ürkek, tutuk : kimse, muhteriz.
Çözmek⇔Çözümlemek
- Çözmek : Halletmek
- Çözümlemek : Tahlil etmek
Dansör⇔Dansöz
- Dansör : Erkek dansçı
- Dansöz : Kadın dansçı
Delalet ⇔ Dalalet
- Delalet : 1. Kılavuzluk 2. İz, işaret
- Dalalet : Sapınç, sapkınlık, doğru yoldan ayrılma
Eşgal ⇔ Eşkâl
- Eşgal : İşler
- Eşkâl : şekiller (Hırsızın eşkâli)
Etkin ⇔ Edilgin
- Etkin : Aktif
- Eilgin : Pasif
Etkin ⇔ Etken
- Etkin : 1. Hareketli, işleyen, çalışan, faal, aktif, dinamik 2. Fiilde bulunan, etkinlik gösteren, edilgin karşıtı 3. Kimyasal tepkimelere katılma yatkınlığı gösteren “molekül, atom”.
- Etken : 1. Etki eden şey, faktör 2. Bir madde üzerinde belli bir değişiklik yapan şey, müessir 3. Doğrudan doğruya öznenin yaptığı işi anlatan, öznesi belli olan fiil, etken fiil, aktif, aktif fiil, malum, edilgen karşıtı.
Folklor ⇔ Halk oyunları
- Folklor : Halk bilimi.
- Halk Oyunları : Bir ülkede yaşayan halkın kültür ürünlerini, duygu ve düşüncelerini anlatan, müzik eşliğinde toplu biçimde oynanan oyunlar.
Hak ⇔ Hâk
- Hak : Allah, Tanrı.
- Hâk : Toprak
Hakimane ⇔ Hâkimane
- Hakimane : Bilgece
- Hâkimane : Buyururcasına, hükmedercesine.
Hasep ⇔ Hesap
- Haseb : Neden
- Hesap : Matematik, alış veriş ilişkisi
Haya ⇔ Hayâ
- Haya : Er bezi.
- Hayâ : Utanma duygusu, utanç, utanma, sıkılma.
İltica ⇔ İrtica
- iltica : Sığınma.
- İrtica : Gericilik
İndirmek ⇔ İndirgemek
- İndirmek : 1. Yüksekten, sarp ve kötü yerden veya yukarıdan aşağıya inmesini sağlamak 2. Bir taşıt veya binek hayvanından aşağıya almak 3. Fiyatını azaltmak, düşürmek 4. Hızla vurmak 5. Kapamak 6. Yağmur, sis, birdenbire bastırmak 7. Kırmak, tahrip etmek.
- İndirgemek : 1. Daha kolay ve yalın duruma getirmek 2. Bir maddenin oksijenini alarak oksit özelliğini yok etmek, irca etmek 3. Bir işlemi daha kısa veya daha yalın bir biçime sokmak, irca etmek.
İstifa ⇔ istiğfa
- İstifa : Kişinin bir görevden kendi isteğiyle ayrılması
- İstiğfa : bir alacağın ödenmesi
Kabil ⇔ Kabîl
- Kabil : Olabilir, mümkün
- Kabîl : Soy, sınıf; tür, gibi
Katl ⇔ Katil
- Katl : Öldürme işi (katil zanlısı)
- Katil : Öldüren kişi
Kurgu ⇔ Kurmaca
- Kurgu : 1. Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, anahtar 2. Bütün oluşturabilmek için parçaları birleştirme işi, montaj 3. Gerçek olmayan olay ve kahramanlardan oluşan eser.
- Kurmaca : 1. Olmadığı hâlde varmış gibi tasarlanmış, kurgulanmış 2. Tasarlanmış olay.
Mahsur ⇔ Mahzur
- Mahsur : Kuşatılmış, sarılmış, çevrilmiş.
- Mahzur : Sakınca.
Mani ⇔ Mâni
- Mani : 1. ruh 2. Kişinin sevinç, güven ve her türlü etkinliğinin normal olmayan bir biçimde arttığı ruh hastalığı.
- Mâni : 1. Bir şeyin yapılmasını önleyen şey, engel 2. Genellikle birinci, ikinci ve dördüncü dizeleri uyaklı olan, daha çok hecenin yedili ölçüsüyle söylenen halk şiiri.
Masöz ⇔ Masör
- Masöz : Masaj yapan erkek
- Masör : masaj yapan kadın
Masuniyet ⇔ Masumiyet
- Masuniyet : 1. Korunmuş olma durumu 2. Dokunulmazlık.
- Masumiyet : Masumluk :
Matine ⇔ Suare
- Matine = Sinema, tiyatro, konser vb sanatsal etkinliklerin gündüz gösterisi.
- Suare = Sinema, tiyatro, konser vb. sanatsal etkinliklerin gece gösterisi
Muharebe ⇔ Muhabere
- Muharebe : 1. Askerlik Savaşta yapılan çarpışmalardan her biri 2. İsim, mecaz Güçlü tartışma.
- Muhabere : 1. Haberleşme.2. Yazışma 3. Teknik İletişim.
Muhasebe ⇔ Musahabe
- Muhasebe : Hesaplaşma
- Musahabe : Söyleşi
Mülteci ⇔ Mürteci
- Mülteci : Sığınmacı
- Mürteci : Yeni düzene karşı direnen kimse, gerici
Mütehassis ⇔ Mütehassıs
- Mütehassis : Duygulanma
- Mütehassıs : Uzman
Mütevazi ⇔ Mütevazı
- Mütevazi : Eşit
- Mütevazı : Alçak gönüllü
Nüfus ⇔ Nüfuz
- Nüfus : İnsanlar
- Nüfuz : Sözü geçme, saygınlık, itibar
Öğretim ⇔ Öğrenim
- Öğretim : 1. Belli bir amaca göre gereken bilgileri verme işi, tedris, tedrisat, talim 2. Öğrenmeyi kolaylaştıracak etkinlikleri düzenleme, gereçleri sağlama ve kılavuzluk etme işi.
- Öğrenim : Herhangi bir meslek, sanat veya iş için gerekli bilgi, beceri ve alışkanlıkların elde edilmesi amacıyla yapılan çalışma, tahsil.
Sıcaklık ⇔ Isı
- Sıcaklık : 1. Sıcak olan şeyin durumu, etkisi veya sıcak olan şeyin niteliği, hararet 2. Bir araçla veya cihazla ölçülebilen ısı derecesi, suhunet 3. Hamamlarda yıkanılan sıcak yer 4. Sevgi, içtenlik ve sevimlilik.
- Isı : 1. Bir cismin uzamasına, genleşmesine, buharlaşmasına, erimesine, sıcaklığının artmasına yol açan fiziksel enerji 2. Doğal vücut sıcaklığı, hararet 3. Fiziksel bir olaya dayalı, belirli bir ölçü üzerine kurulmuş olan sıcaklık ve soğukluk derecesi.
- Şura : Anlatana veya söyleyene göre biraz uzakta olan yer, şu yer : Şuraya oturmuştu.
- Şûra : Bir alanla ilgili olarak oluşturulan danışma kurulu.
Olasılık ⇔ Olanak
- Olasılık : İhtimal
- Olanak : İmkan
Tabii ⇔ Tabi
- Tabii : Doğal
- Tabi : Bağlı,bağımlı
Tahrifat ⇔ Tahribat
- Tahrifat : Bir şeyin aslını bozma, değiştirme
- Tahribat : Yıkım, zarar verme
Taktir ⇔ Takdir
- Taktir : Damıtma.
- Takdir : 1. Beğenme, beğenip belirtme, değer verme 2. Bir şeyin değerini, önemini, gerekliliğini anlama 3. Takdirname 4. Değer biçme. 5. Kitle iletişim araçlarında izlenme oranı. 6. Yazgı.
Tanıtmak ⇔ Tanıştırmak
- Tanıtmak : Takdim etme
- Tanıştırmak : Kişileri birbirine tanıtmak
Tavsiye ⇔ Tasfiye
- Tavsiye : 1. Öğütleme, yol gösterme 2. Bir şeyin, bir kimsenin iyi işe yarar olduğunu ilgili kişiye söyleme, referans.
- Tasfiye : 1. Arıtma, ayıklama, temizleme 2. Dil bilimi Özleştirme 3. Bir ticaret kuruluşunun batması, kapanması vb. sebepler üzerine hesapların kesilmesi, alacaklılara, ortada kalan mal ve paradan paylarına düşen miktarın verilmesi, likidasyon 4. Türlü sebeplerle birçok kimsenin görevine son verme.
Teamül ⇔ temayül
- Teamül : 1. Bir yerde öteden beri olagelen davranış 2. Tepkime 3. eskimiş İş, davranış.
- Temayül : 1. isim Bir tarafa eğilme, meyletme 2. Eğilim 3. ruh bilimi Yönseme 4. mecaz Bir kimseye veya bir şeye ilgi duyma.
Tefriş etmek ⇔ Teşrif etmek
- Tefriş etmek : Döşemek
- Teşrif etmek : 1. Şereflendirmek, onurlandırmak 2. Bir yere gelmek
Tehdit ⇔ Tahdit
- Tehdit : Gözdağı verme
- Tahdit : Sınırlama
Tellak ⇔ Natır
- Tellak : Hamamda hizmet eden ve erkek müşterileri yıkayan erkek.
- Natır : Kadınlar hamamında hizmet eden ve müşterileri yıkayan kadın.
Temyiz ⇔ Temiz
- Temyiz :1. isim, eskimiş Ayırt etme.2. isim, eskimiş, hukuk Mahkemelerce verilen kararın kanun ve usul yönünden incelenmesini sağlayan yasal yol
- Temiz : 1. Kirli, lekeli, pis, bulaşık olmayan, arı (I), pak, münezzeh, hijyen, hijyenik. 2. Özenle yapılmış. 3. Çok az kullanılmış veya hiç kullanılmamış olan, özrü olmayan. 4. Ahlakça lekesiz, necip, nezih. 5. Sabıkasız.6. Kirli, lekeli, bulaşık olmayan bir biçimde
Teskere ⇔Tezkere
- Teskere : 1. Sedye. 2. Yapılarda malzeme taşımak için kullanılan, dört kollu ve iki kişinin taşıdığı tahta araç.
- Tezkere : 1. Pusula 2. Bir iş için izin verildiğini bildiren resmî kâğıt 3. isim, askerlik Askerlik görevinin bittiğini bildiren belge.
Olasılık ⇔ Olanak
- Olasılık : İhtimal
- Olanak : İmkan
Öğretim ⇔ Öğrenim
- Öğretim : Bilgi verme işi (2019-2020 öğretim yılı)
- Öğrenim : Bilgi alma işi
Yakın ⇔ Yaklaşık
- Yakın : 1. Az bir ara ile ayrılmış olan : zaman veya yer, uzak karşıtı 2. Küçük, önemsiz değişikliklerle birbirinden ayrılan 3. Aralarında sıkı ilgi bulunan 4. Benzeyen, andıran, yaklaşan 5. Erişmesi, olması zaman bakımından yaklaşmış olan 6. Uzak olmayan yer 7. Aralarında sıkı ilişki olan arkadaş, dost veya akraba.
- Yaklaşık : Gerçek değeri ve miktarı değil, ondan az fazla veya eksik bir niceliği gösteren, aşağı yukarı bir değerlendirme yapılarak bulunan, takribî.
Yakınlık ⇔ Uzaklık
- Yakınlık : 1. Yakın olma durumu 2. Duygusal bağ veya akrabalık ilişkisi.
- Uzaklık : 1. Uzak olma durumu, ıraklık 2. İki nokta arasındaki uzay ölçümü, mesafe.
Yaşantı ⇔ Hayat
- Yaşantı : 1. Yaşanılanlardan, görülenlerden, duyulanlardan, edinilenlerden sonra kişide kalan şey 2. Yaşanılan bir an, hayatın bir bölümü 3. Hayat tarzı, içinde yaşanılan şartların tümü, hayat : Köy yaşantısı.
- Hayat : 1. Canlı, sağ olma durumu 2. Yaşam 3. Hayat biçimi, içinde yaşanılan şartların bütünü, yaşantı 4. Meslek 5. Geçim şartlarının bütünü 6. Canlılığı gösteren hareket, kaynaşma 7. Yazgı 8. Yaşamayı sağlayan şartların bütünü 9. Bir kimsenin tarihsel biyografisi, hayat öyküsü, hayat hikâyesi.10. Genellikle köy ve kasaba evlerinde, üstü kapalı, bir veya birkaç yanı açık sofa.11. Avlu.12. Balkon.13. Sundurma.
Yar ⇔ Yâr
- Yar : Uçurum.
- Yâr : 1. Sevgili 2. Dost, tanıdık 3. Yardımcı.
Zede ⇔ Zade
- Zede : …den zarar görmüş kişi (Kazazede = Kaza geçirmiş kişi)
- Zade : …nın oğlu (Paşazade = Paşa oğlu
Not : Kopyalama yaparak dağıtırken site linkini veya site ismimizi kaynak gösterirseniz sevinirim.
Kerim YARININELİ
kerimusta.com
Bunu paylaş:
- Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Twitter üzerinde paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Pinterest'te paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Linkedln üzerinden paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Tumblr'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- WhatsApp'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Telegram'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Yazdırmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)