
Dünya Genelinde Chikungunya Virüsünde Artış
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 2025 yılı başından Eylül ayının sonuna kadar dünya genelinde 445 binden fazla chikungunya vakası ve 155 ölüm bildirildiğini açıkladı. Asya’dan Afrika’ya, Amerika’dan Avrupa’ya kadar geniş bir coğrafyada görülen bu virüs, özellikle tropikal ve subtropikal bölgelerde hızlı bir şekilde yayılıyor. Peki chikungunya nedir, neden yeniden gündeme geldi ve Türkiye açısından durum nasıl?
Virüsün kısa hikayesi
Chikungunya, sivrisineklerle bulaşan bir virüs hastalığıdır. Özellikle Aedes aegypti ve Aedes albopictus türü sivrisinekler, hastalığı insandan insana taşır. Ateş, şiddetli eklem ağrıları ve halsizlik en bilinen belirtilerdir. Çoğu hasta birkaç hafta içinde toparlansa da bazı kişilerde eklem ağrısı aylarca sürebilir. Ölüm oranı düşük olsa da bebekler, yaşlılar ve kronik hastalığı olan kişilerde risk daha yüksektir.
Hastalığın özel bir tedavisi yoktur; semptomları hafifletmeye yönelik ilaçlar, bol sıvı ve dinlenme en etkili yöntemlerdir. Son yıllarda bazı aşılar geliştirilmiş olsa da henüz yaygın kullanıma girmiş değildir.
Dünya genelindeki tablo
2025 yılı boyunca pek çok bölgede chikungunya salgınları raporlandı. Brezilya, vakaların en yoğun görüldüğü ülke oldu. Hindistan, Çin’in Guangdong eyaleti ve Afrika’nın bazı bölgeleri de salgından ciddi şekilde etkilendi. Avrupa’da ise Fransa’nın La Réunion adasında 50 bini aşkın vaka kaydedildi.
Bu tablo, chikungunya’nın yalnızca tropikal bölgelerin sorunu olmadığını, uygun şartlar oluştuğunda dünyanın farklı noktalarında da görülebildiğini ortaya koyuyor.
Türkiye için risk ne kadar?
Türkiye’de şu ana kadar yerel chikungunya vakası bildirilmedi. Yani virüs burada dolaşımda değil. Ancak yapılan araştırmalar, Aedes albopictus yani “Asya Kaplan Sivrisineği”nin Karadeniz kıyılarında, Marmara’da ve Akdeniz’in bazı bölgelerinde görüldüğünü ortaya koydu. Bu sivrisinekler chikungunya dışında dang humması ve Zika gibi başka hastalıkları da taşıyabiliyor.
Bu nedenle uzmanlar, Türkiye’de potansiyel bir riskin sıfır olmadığını ama şu an için paniğe gerek olmadığını belirtiyor. Virüsün ülkemize taşınması için önce hasta bir kişinin seyahatle gelmesi, sonra da bu kişinin virüsü bir sivrisineğe aktarması gerekir. Yani zincirleme bir süreç söz konusu.
Neden dikkatli olmak gerekiyor?
- İklim değişikliği, sivrisineklerin yaşam alanlarını genişletiyor.
- Kentleşme ve su birikintileri, sivrisineklerin üremesi için uygun ortam sağlıyor.
- Artan uluslararası seyahatler, virüsün sınırları aşmasını kolaylaştırıyor.
Türkiye’de bugün için bir salgın yok, ancak bu faktörler gelecekte riskin artabileceğini gösteriyor.
Alınabilecek önlemler
Korkuya kapılmadan, basit ama etkili önlemlerle chikungunya ve benzeri hastalıklara karşı hazırlıklı olunabilir:
- Belediyelerin düzenli olarak sivrisinek ilaçlaması,
- Evlerde su birikintilerinin bırakılmaması,
- Pencerelere sineklik takılması,
- Yaz aylarında uzun kollu giysiler ve sinek kovucuların kullanılması,
- Sağlık kurumlarının, yurt dışından gelen ateşli vakaları dikkatle izlemesi.
Sonuç: Panik değil, bilinç
Chikungunya şu an Türkiye’de bir tehdit oluşturmuyor. Ancak doğru bilgi ve erken önlem, gelecekte olası riskleri azaltabilir. Bu tür hastalıklar konusunda mesele paniğe kapılmak değil, bilinçli olmak ve basit tedbirleri ihmal etmemektir.
Küresel salgınlar bize şunu hatırlatıyor: Hiçbir sağlık sorunu artık “çok uzak” değil. Türkiye için bugün büyük bir tehlike söz konusu olmasa da hem vatandaşların hem de kurumların tedbirli olması, gelecekte güven içinde kalmamızın en önemli garantisi olacaktır.
Kerim Yarınıneli / KerimUsta.com
Kaynak:
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Chikungunya virus disease – Son Güncelleme, 3 October 2025
Yazar Hakkında
Herkesin Bir Yaşama Sebebi Var... Benimkiyse Bir 'Sevda'
Bu yazıyı kaleme alan Kerim Usta, teknoloji, eğitim ve güncel konularda kaynaklarıyla beraber doğru içerikler üretmeye çalışıyor. İyi olan her şey paylaşımda...