Sakız Ada’sının fethindeki asıl mesele ödenmeyen vergilerdir. Sakız Beyleri uyarılara rağmen 3 yıldır vergilerini ödemiyorlardı.1565 Nisan ayında kendilerine bir mektup yazılarak, bu gecikmenin sebepleri sorulmuş ve borçlarını ödemeleri istenmişti.
Bu ihtar karşısında Sakız Beyleri hemen adamlarından birini İstanbul’a göndererek vergilerine mahsuben 156.356 akçeyi Osmanlı hazinesine teslim etmişler ve geriye kalan 413.644 akçe için 40 gün vade istemişlerdir. Bu istekleri Kabul edilmiş ama sure bitiminde aradan aylar geçmesine rağmen borçlarını ödememişlerdir.
Bu durumda Osmanlı İmparatorluğu verginin alınması için 1565 yılı sonlarında Dergâh-i âli çavuşlarından Hüseyin’i Sakız’a göndermeği uygun görmüştür.Sakız beyleri parayı toplamak için zaman ihtiyacı olduklarını söyleyip oyalama taktiğine gitmişlerdir.
Ayrıca Osmanlı imparatorluğu Hüseyin Çavuş’tan uzun süre alınamadığı ve verginin tahsil edilip edilemediğini öğrenemeyince Osmanlı Pâdişâhı ve Divan-i Hümâyûnu, 7 Ramazan 973 (28.III. 1566) de Kaptan-i Deryâ Piyale Paşa’ya, Sakız’a gidip Sakız Beylerini ve Çavuşun getirilip şimdiye kadar toplanan paranın kimde olduğunu, geriye kalan paranın ne durumda olduğu, Neden tehsil edilemediğinin sorgulamasının yapılmasını ve kimden tahsile edilecekse derhal tahsil edilmesini emretmiştir. Ayrıca çavuşun derhal İstanbul’a geri dönmesi istenmiştir.
Piyale Paşa , 5 Ramazan 973 (26 Mart 1566) de İstanbul’dan 70 kadırga ile hareket etmişti. Gelibolu’dan sonra katılanlarla birlikte gemi sayısı “80“e yükselen Osmanlı donanması,3 14 Nisan 1566 da Sakız’ın doğusundaki Passaggio mevkiine demirlemişti.
Türk Kaptan-I Deryâsının, vergi borcu olan 413.644 akçenin tahsili için geldiği bilindiği halde, Podesta ve Maona şefi Yincenzo Giustiniani, parayı teslim etmek yerine, Paskalya yortusunu bahane ederek Piyale Paşa ‘ yı karşılamaya bile gelmemiş, yerine iki temsilci Amiral göndermiştir. Temsilcileri dinleyen Piyale Paşa , onların şehre dönmelerine izin vererek ve ertesi 15 Nisan 1566 günü, 3 kısma ayrılan Osmanlı donanması Sakız limanına girmeye başlamıştı.
Bu sırada adadaki bazı Rumların ve Cenevizlilerin kadırgalara yol göstermeleri, Türk idaresine beslenen sempatinin bir ifadesi olsa gerektir.
Sakız vergisinin tahsiline memur edilmiş olan Piyale Paşa, bekleyecek zamanı olmadığı için son bir teşebbüste bulunarak, Napoli’ye hareket edeceğinden dolayı “Podesta Y. Giustiniani” ile “Governatori” denilen adanın 12 idarecisini huzuruna davet etmişti. “Sakız Beğleri“, bu davete icabeten istemeye istemeye amiral gemisinin yolunu tutmuşlardı.
Nâzikâne bir şekilde karşılanan Podesta Y. GiustinianI ve idareciler, vergi borçlarını daha uzun süre ödeyemeyeceklerini tutuklanarak zincire vurulmuşlardır. Bu sırada Serdar Piyale Paşa’ nın emriyle harekete geçen yeniçeriler de, hemen-hemen hiç bir mukavemetle karşılaşmadan şehri ve kaleyi zapt etmişlerdi.
Böylece, 220 yıldan beri Sakız’da devam edegelen Ceneviz ve Maona idaresi, yerini Türk hâkimiyetine bırakmış oluyordu.(15 Nisan 1566) Bu, Akdeniz’de Türk üstünlüğünün yerleşmiş olmasının tabiî bir sonucu idi ve ada, silâh patlatılmasına lüzum kalmadan Türk topraklarına katılmıştı. Sakız şehrine giren Piyale Paşa , camie çevrilen kiliselerden birinde Kanuni Süleyman adına hutbe okutarak adanın Türk hâkimiyetine geçtiğini resmen ilân etmiştir.
- Çapa: Denizde Güvenlik, Karada Dayanıklılık - 10 Aralık 2024
- Çimariva: Denizcilik Tarihinden Günümüze Bir Gelenek - 9 Aralık 2024
- Ziya Gökalp: Türkçülüğün Büyük Düşünürü - 8 Aralık 2024