Anadolu Selçuklu Devleti Kuruluş ve Yükselişi
Malazgirt Zaferi, Türklerin Anadolu’ya yayılmasında önemli bir dönüm noktasıdır. Sultan Alparslan’ın zaferiyle Anadolu kapıları Türklere açıldı ve fetih hareketleri başladı. Kutalmışoğlu Süleyman Şah, Selçuk Bey’in oğlu Arslan Yabgu’nun torunlarından biriydi ve Anadolu’daki fetihlerde önemli bir rol oynadı. Konya ve çevresini Rum despotlarından alarak İznik’e kadar ilerledi. 1075 yılında İznik’i fethederek Türkiye Selçuklu Devleti’nin temellerini atmış oldu. Bu dönem, Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması için önemli bir süreçti.
Süleyman Şah, Bizans’ın iç çekişmelerinden faydalanarak Anadolu’da hakimiyetini güçlendirdi. İznik’te yeni bir Türk devletinin kurulması, Türkmenlerin birleşmesini sağladı ve Müslüman Türklerin bölgeye gelmesine yol açtı. Anadolu Selçuklu Devleti, bu temel üzerine inşa edildi. Hürriyet ve adalete kavuşan yerli halk, kısa sürede Müslüman oldu. Süleyman Şah, Türkmenleri birleştirerek Anadolu’da hakimiyetini artırmaya çalıştı. 1082’de Çukurova’yı fethetti ve 1084’te Antakya’yı ele geçirdi. Ancak 1086’da Suriye Selçuklu meliki Tutuş’a yenildi ve savaşta hayatını kaybetti. Oğulları Selçuklu Sultanı Melikşah’ın yanına gönderildi ve devlet bir süre Ebü’l-Kasım tarafından İznik’te yönetildi.
I. Kılıç Arslan, Selçuklu Sultanı Melikşah’ın 1092’deki vefatından sonra İran’dan kaçarak Anadolu’ya gelmiş ve İznik’te tahta çıkarılmıştır. Tahta geçtiği andan itibaren devleti yeniden düzenlemiş, İznik’i geliştirmiş ve iç otoriteyi sağlamıştır. Aynı zamanda Bizanslıları Marmara sahillerinden çıkarmış ve Batı Anadolu’yu emniyete almıştır. Doğuya yönelerek 1096’da Malatya’yı kuşatmış, ancak Haçlıların Batı Anadolu’ya girmesi nedeniyle kuşatmayı kaldırıp geri dönmüştür. Bu dönem, Türkiye Selçuklu Devleti’nin güçlenmesi ve Anadolu’daki hakimiyetinin artması için önemli bir süreçti.
I. Kılıç Arslan, Haçlı Seferleri sırasında büyük bir stratejiyle hareket etti. Haçlıları vur-kaç taktiğiyle imha etti ve İznik’in elden çıkmasının ardından Konya’yı başkent yaptı. Bizans imparatoruyla antlaşma imzaladıktan sonra doğu fetihlerine yönelerek Malatya’yı ele geçirdi ve Musul’u topraklarına kattı. Ancak Emir Çavlı, Artukoğlu İlgazi ve Suriye meliki Rıdvan’ın kuvvetleriyle Habur Nehri kenarında yapılan muharebede yenilerek nehre düşüp boğuldu. Kılıç Arslan’ın büyük oğlu, Musul valisi Şehinşah ise Emir Çavlı tarafından esir alınarak İsfahan’a götürüldü. Bu dönem, Türkiye Selçuklu Devleti’nin güçlenmesi ve fetihlerle genişlemesi için önemli bir zaman dilimiydi.
I. Kılıç Arslan’ın ölümü ve oğlunun esir düşmesi, Türkiye Selçukluları için zorlu bir dönemdi. Düşmanlar bu fırsatı değerlendirerek ülke topraklarına saldırdı. Bizanslılar Batı Anadolu sahillerini işgal etmeye başladı. Türkler, bu baskılar karşısında İç Anadolu’ya çekilmek zorunda kaldılar. 1110 yılında esaretten kurtulan Şehinşah, Konya’ya gelerek tahta geçti. Ancak Batı Anadolu’daki Türklerin Orta Anadolu yaylalarına çekilmesi durdurulamadı.
1116 yılında Danişmendliler, Sultan Şehinşah’ı tahttan indirip Şehzade Mesud’u sultan ilan etti. Sultan Mesud, Danişmendli tahakkümünden kurtulmaya, Bizanslıları Anadolu’dan atmaya ve birliği sağlamaya çalıştı. 1182’de Batı seferine çıktı ve ardından doğuya yönelerek Bizanslıların Batı Anadolu’daki ilerlemesini durdurmak için Konya üzerine yürüdüler. Tehlikeli bir durumda, Sultan Mesud’un oğlu II. Kılıç Arslan, Aksaray’da bir ordu hazırlayarak Konya önündeki Bizans ordusunun karşısına çıktı. Pusu ve taarruzlarla 1145’te Bizans ordusunu ağır bir yenilgiye uğrattı.
Aynı dönemde İkinci Haçlı Seferi sırasında Avrupalılar da Türk kılıçları karşısında duramadı. Selçuklu ordusu, Haçlılar’a karşı büyük başarılar elde etti. Bu zaferler, istikrar ve yükselme dönemini yeniden başlattı. Sultan Mesud’un adaletle muamele etmesi nedeniyle birçok Hristiyan, Bizans yerine Türk idaresine bağlandı. Sultan Mesud, 40 yıl saltanatta kaldıktan sonra 1115’te vefat etti ve yerine oğlu II. Kılıç Arslan tahta çıktı. II. Kılıç Arslan, babasının izinden giderek Anadolu’nun siyasi birliğini kurmaya, ekonomik ve kültürel yükselişini sağlamaya çalıştı. Doğu seferleriyle devletin hudutlarını Fırat Nehri’ne kadar genişletti. 1176’da Miryokefalon Meydan Savaşı’nda Bizanslılara ve yardımcı kuvvetlere karşı zafer kazandı, böylece Anadolu’da yerleşen Türklerin bölgeden atılamayacağını kanıtladı. Akıncılarını Batı Anadolu’nun fethi için görevlendirdi ve 1182’de Uluborlu, Kütahya ve Eskişehir havalilerini fethetti. Denizli ve Antalya’yı kuşattı, Danişmend arazisi ve Çukurova’yı ele geçirdi.
II. Kılıç Arslan dönemi, Türkiye Selçuklu Devleti için önemli bir dönemdi. Zaferler ve başarılar sayesinde siyasi birlik sağlandı ve sınır emniyeti arttı. Aynı zamanda ekonomik ve kültürel yükselme başladı. II. Kılıç Arslan, uzun saltanat yıllarının ardından yorgunluk ve ihtiyarlık nedeniyle istirahate çekildi. Oğulları arasında toprakları taksim ederek idareyi sağladı. Ancak iç mücadeleler ve Haçlı Seferleri dönemi zorluklar getirdi. II. Kılıç Arslan’ın vefatının ardından yerine oğlu Gıyaseddin Keyhüsrev geçti. Bu dönemde iç mücadeleler ve hudut tecavüzleri yaşandı. Ermenilere karşı cezalandırıcı önlemler alındı ve Gürcistan seferleri gerçekleştirildi. II. Kılıç Arslan, Türkiye Selçukluları’nın tarihinde önemli bir lider olarak anılmaktadır.
Gıyaseddin Keyhüsrev, devletin hudutlarını emniyete almak için Bizanslılar ve Ermenilerle mücadele etti. Dördüncü Haçlı Seferi (1204) sonucunda İstanbul Latin hakimiyetine girdi ve Bizans hanedanı Anadolu’ya kaçarak İznik ve Trabzon’da iki devlet kurdu. Bizanslılar Karadeniz kıyılarına yerleşerek ticaret yollarını kapattı. Gıyaseddin Keyhüsrev, ticaret yolunu açmak amacıyla 1206 yılında sefere çıktı ve Bizanslıları bu bölgeden atarak Karadeniz yolunu açtı. Ertesi sene Akdeniz sahillerine inerek Antalya’yı fethetti. Aynı dönemde akıncı beyleri Batı Anadolu’da birçok yeri aldı. Bu fetihler, İznik Bizanslılarını telaşlandırdı. 1211’de Alaşehir’de yapılan muharebede Selçuklu ordusu büyük bir zafer kazandı. Savaşın ardından Gıyaseddin Keyhüsrev, meydanı dolaşırken bir düşman askeri tarafından şehit edildi. Yerine oğlu İzzeddin Keykavus geçti.
İzzeddin Keykavus, saltanatının ilk yıllarında taht mücadelesini çözdü. Daha çok iktisadi meselelere, ülkenin imarına ve kültürel faaliyetlere önem verdi. Kervansaraylar, camiler ve medreseler inşa ettirdi. Verem hastalığına yakalanan İzzeddin Keykavus, 1220 yılında Viranşehir’de vefat etti ve Sivas’ta yaptırdığı darüşşifanın yanındaki türbesine defnedildi. Yerine kardeşi Alâeddin Keykubad geçti.
Sultan Alâeddin Keykubad dönemi, Türkiye Selçukluları’nın en parlak dönemidir. Alâeddin Keykubad, askeri, iktisadi ve siyasi bakımdan devleti zirveye taşıdı. Moğol tehlikesine karşı hudutlarda tedbir aldı. İç Anadolu’da yollar, kervansaraylar, medreseler ve camiler yaptırdı. Ekonomik gelişmeye büyük önem vererek ticareti geliştirdi. 1227’de Trabzon Rum İmparatorluğu’nu vergiye bağladı. 1228’de Çukurova’daki Ermenilerle yapılan savaşlarda önemli başarılar elde etti. Aynı yıl Moğolların Doğu Anadolu’ya doğru ilerlemeleri üzerine Erzurum, Ahlat ve çevresini fethetti. Eyyubilerle akrabalık kurarak dostluk kurdu. 1230 yılında Eyyubilerle birlikte Harezmşahları Yassı Çimen’de yendi ve Ahlat’ı ele geçirdi. Ancak Moğollar 1243’te Türkiye Selçuklu Devleti’ni yıkarak, Anadolu’da büyük bir yıkıma sebep oldu.
Türkiye Selçuklu Devleti, Oğuzların Kınık boyuna mensup Selçuklular tarafından kuruldu ve Anadolu’nun Türkleşmesi için büyük katkı sağladı. Devletin yönetim şekli, askeri teşkilatı ve adli yapıları oldukça gelişmişti. Anadolu Selçuklu dönemi, Türk tarihinde önemli bir yer tutar ve Sultanların ilim ve irfanı desteklemesiyle kültürel zenginlik kazanmıştır.
Anadolu Selçuklu Sultanlarının tahta çıkış tarihleri oldukça çeşitli ve ilginç. İşte bazı önemli sultanların tahta çıkış tarihleri:
- I. Süleyman Şah (1077): Anadolu Selçuklu Devleti’nin kurucusu olarak bilinir.
- I. Kılıç Arslan (1092): I. Haçlı Seferi’yle mücadele etti.
- I. Mesud (1116): En uzun süre tahtta kalan hükümdardır.
- II. Kılıç Arslan (1156): I. Mesud’un oğlu ve önemli bir liderdir.
- I. Alâeddin Keykubad (1220): Moğol istilalarına karşı tedbirler aldı ve Osmanlı Devleti’nin temellerini attı.
- II. Gıyaseddin Keyhüsrev (1246): Moğol istilası sonucunda devlet Moğol himayesine girdi.
- III. Alâeddin Keykubad (1298): Kardeşi Ertuğrul Gazi’ye Söğüt ve Domaniç’i vererek Osmanlı Devleti’nin kurulmasına katkı sağladı.
Kaynakça
- Anadolu Selçuklu Devleti – Vikipedi
- Türkiye Selçuklu Devletini Kuran Türk Boyu Kimdir?
- Anadolu Selçuklu Sultanları Listesi – Vikipedi
- Selçuklu Hanedanı – Vikipedi
- Anadolu Selçuklu Devleti’nin Genel Özellikleri
- Çimariva: Denizcilik Tarihinden Günümüze Bir Gelenek - 9 Aralık 2024
- Ziya Gökalp: Türkçülüğün Büyük Düşünürü - 8 Aralık 2024
- Beynimizin Depolama Gücü ve Teknolojiyle Yarışı - 7 Aralık 2024