Şemsi Tebrizi’den Güzel Sözler
- Anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi?
- Dağı bile taşır, insan âşık olup inanınca.
- Olurda bir gün mesafeleri aşıp bana gelirsen, yüreğinde rengârenk açan aşk ile gel.
- Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır. Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım mecazi mi, yoksa dünyevi, semavi yada cismani mi diye sorma! Ayrımlar ayrımları doğurur. Aşk’ın ise hiçbir sıfata ya da tamlamaya ihtiyacı yoktur. Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır, merkezinde, ya da dışındasındır, hasretinde…
- Bütün kapılar kapansa bile sonunda “o” kimsenin bilmediği patikalar açar.
- Ne kadar okursan oku bilgine yakışır şekilde davranmıyorsan cahilsin demektir.
- Gökleri bir mendil gibi dürüp avucuna almalı.. Sonsuz zevalsiz çerağı, bir kandil gibi gök kubbesine asmalı.
- Yaşamın tek bir anahtar cümlesi var. Kul inşallah der, yaradan İnşa eder!
- Ne diye böbürlenip büyükleniyorsun? Doğumun bir damla su, ölümün bir avuç toprak değil mi?
- Yaşarken anlayamadıkları değerleri, öldükten sonra anlamanın kimseye faydası yok. Sevdiğinizi dirileştirmenin yolu, hayatın tazeliğinde itiraf ve ifade etmektir.
- Sabır nedir? Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir.
- Bil ki, güneşe bakmaya cesareti olmayan, gölgede kalmaya, gölgeyi ışık sanmaya mahkumdur.
- Bütün kapılar kapansa bile sonunda “o” kimsenin bilmediği patikalar açar..
- Söylediklerimin hepsinden vazgeçtim, pişman oldum. Çünkü ne sözde mana, ne de mana da söz kaldı.
- Sevmek bu kadar güzelse, kim bilir sevmeyi yaratan ne kadar güzeldir.
- Bildiklerini unut. Diyor dost. Gel al eline bir silgi, şu yeni başlayan güne bilgilerini silmekle başla. Zanlarını, yargılarını, önyargılarını ve dahi bütün genellemelerini koy bir çuvala ve hepten terk et. Gıybet etme sakın,… bil ki dedikodu denilen şey mıknatıs gibi kötü enerji çeker. Kimsenin aleyhine konuşma, uzaktan atıp tutma, insanları kem dille yargılama, bil ki yanılırsın.
- Hayat bu, son dediğin anda, her şey yeniden can bulur.
- Kader hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu sebepten, ”ne yapalım, kaderimiz böyle” deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir. Kader yolun tamamını değil, sadece yol ayrımlarını verir. Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatının hakimisin, ne de hayat karşısında çaresizsin.
- Kainat yekvücut, tek varlıktır. Her şey ve herkes görünmez iplerle birbirine bağlıdır.
- Sakın kimsenin ahını alma; bir başkasının, hele hele senden zayıf olanın canını yakma.
- Unutma ki dünyanın öte ucunda tek bir insanın kederi, tüm insanlığı mutsuz edebilir ve bir kişinin saadeti, herkesin yüzünü güldürebilir.
- Aşk nasip işidir, hesap işi değil.
- Aranızdaki bütün perdeleri tek tek kaldır ki, Tanrı’ya saf bir aşkla bağlanabilesin.
- Kuralların olsun ama kurallarını başkalarını dışlamak yahut yargılamak için kullanma.
- Bilhassa putlardan uzak dur dost. Ve sakın kendi doğrularını putlaştırma! İnancın büyük olsun ama inancınla büyüklük taslama.
- Önce sevgiyi anlayalım. Allah bir insanı senin elinle ayağa kaldıracaksa, sen nasıl elini uzatmazsın? Allah seni insanlara sevdirmek istiyor, Allah senin dağılmış parçalarını topluyor. Aşka nankörlük etme.
- Şu dünyada semadaki yıldızlardan daha fazla sayıda sahte hacı hoca şeyh şıh var. Hakiki mürşit seni kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp kendindeki güzellikleri bir bir keşfetmeye yönlendirir. Tutup da ona hayran olmaya değil.
- Sevmeyene karınca yük Sevene filler karınca Dağ bile taşır İnsan âşık olunca!
- Hayatta olabileceğiniz en güzel yer, bir duanın içinde yer almaktır.
- Derdini sade anlatan adam dertlidir. Güzel anlatan edebiyatçı, haliyle anlatan aşık, tebessümüyle örten âriftir!
- Anladım ki gönül çuvalımdaki kelimeler sana yetmez. Oysa gönlüm güzel olmazsa, bahçemde bir gül dahi bitmez, ey sevgili, senin “aşk’ın daim olsun. Benim yaram olsa da fark etmez!
- Bildiklerini unut. Diyor dost. Gel al eline bir silgi, şu yeni başlayan güne bilgilerini silmekle başla. Zanlarını, yargılarını, önyargılarını ve dahi bütün genellemelerini koy bir çuvala ve hepten terk et.
- Her şeyi senin için var ettim diyen Rabb’e, her şeyi senin için terk ettim” diyebilmektir aşk.
- Hakkın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatım alt üst olur diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden iyi olmayacağını?
- Gönlüm o köpeğin (nefs’in) yüzünden bir aydınlığa eremedi. Hep onu şöyle idare et, böyle yaşat ki, kimse vurup inciltmesin kaygısı ile oyalandım.
- Bazen uzaklaşmak gerekir, yakınlaşmak için. Bazen hatırlamak gerekir, hatırlanmak için. Bazen ağlamak gerekir, açılmak için. Bazen anmak gerekir, anılmak için. Bazen de susmak gerekir, duymak için.
- Sevdiğini mertçe seven kişi, pervane gibi özler ateşi. Sevip de yanmaktan korkanın, masal anlatmaktır bütün işi.
- Kuralların olsun, ama kurallarını başkalarını dışlamak yahut yargılamak için kullanma.
- Bilhassa putlardan uzak dur, dost ve sakın kendi doğrularını putlaştırma! İnancın büyük olsun, ama inancınla büyüklük taslama!
- Ya tam açacaksın yüreğini, ya da hiç yeltenmeyeceksin! Grisi yoktur aşkın, ya siyahı, ya beyazı seçeceksin.
- Mühim olan yükseklere çıkıp hayata tepeden bakmak değildir; mühim olan ne kadar yükselsen de her şeye eşit mesafeden bakabilmektir.
- Bir an bekle, arkana dön ve unuttuklarını anımsa Kaybettiysen ara, kırdıysan af dile, kırıldıysan affet Çünkü hayat çok kısa.
- Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden bilebilirsin hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını.
- Ne yöne gidersen git,-Doğu, Batı, Kuzey ya da Güney-çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün! Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır.
- Aşk bir seferdir. Bu sefere çıkan her yolcu, istese de istemese de tepeden tırnağa değişir. Bu yollara dalıp da değişmeyen yoktur.
- Unutma! Her şeyin bir hesabı var;
- Ebedi mükâfat varsa ötelerde fani dertler bilmeyene mahsustur. İnanan bilir ki özlemlerin sonu vuslat, hüzünlerin sonu tebessümdür.
- Kalp midir insana sev diyen yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek; bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı?
- Göz yumduğumuz kadar dürüstler ve sustuğumuz kadar insanlar!
- Zahirdir gördüğün, zahirde dönersin.
- Alimken arif oldun peki aşık olmaya namzet misin? Dostluk gül olmaktır, yaprağı ile de, dikeni ile de.
- Eğer Allah seni bana yazmışsa, benden kaçışın yok! Lakin kader seni benden almışsa, ağlamaya lüzum yok.
- Şu dünyadaki çatışma, önyargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır. Sen sen ol kelimelere fazla takılma. Aşk diyarında dil zaten hükmünü yitirir. Aşık dilsiz olur.
- Hayatta her şey olabilirsin; Fakat önemli olan hayatın içinde insan olabilmektir.
- Kalp ruha der ki: Ben severim, aşık olurum; ama acısını nedense hep sen çekersin. Ruh da cevap verir: Sen yeter ki sev.
- Makamımız aşk, üslubumuz edeptir bizim. Kapımıza değil, gönlümüze vuran buyursun.
- Çok üşüyorum dedim, dur üstüme bir şey alıp geleyim, dedi. Nasıl yani, üşüyen benim ama, dedim. Tamam işte, içimdesin ya, dedi ve ısındım!
- Şu hayatta tek başına inzivada kalarak, sadece kendi sesinin yankısını duyarak, hakikati keşfedemezsin. Kendini ancak bir başka insanın aynasında tam olarak görebilirsin.
Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken, sen hiç ol. Menzilin yokluk olsun. İnsanın çömlekten farkı olmamalı. Nasıl ki çömleği tutan dışındaki biçim değil, içindeki boşluk ise, insanı ayakta tutanda benlik zannı değil hiçlik bilincidir.
Ey gönül, şimdi sorarım sana hangi aşk daha büyüktür? Anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi?
Gıybet etme sakın, bil ki dedikodu denilen şey mıknatıs gibi kötü enerji çeker.
Senin baktığına herkes bakar; ama senin onda görebildiğini herkes göremez. Herkes aşık olabilir; ama hiç kimse senin gibi sevemez. Tek fark sensin. Seni özel kılan sevdiğin değil, sevgin…
Şu hayatta ancak tezatlarla ilerleyebiliriz. Mümin içindeki münkirle tanışmalı, Tanrıya inanmayan kişi ise içindeki inananla. İnsan-ı kamil mertebesine varana kadar gıdım sıdım ilerler kişi ve ancak tezatları kucaklayabildiği ölçüde olgunlaşır.
Sen sevişmedeydin ay’ la, ben’ se gece’ den olma, güneş’ den doğma. Soğukluğuydun sen aşk’ın, ben yakan nar’ı sevdanın, dönüp duruyorduk bir yelkovan etrafında. Zaman günahlarını örterdi senin, ben çırılçıplak duruyorken ortada. Aşk geceydi, sen gün.
Olduğu ‘kadar’ olmadığı ‘kader’.
Allah’ın sırrı sensin, kalbine yolculuk et.
Bunu Paylaş:
- Facebook'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- X'te paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Pinterest'te paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Linkedln üzerinden paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Tumblr'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- WhatsApp'ta paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Telegram'da paylaşmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
- Yazdırmak için tıklayın (Yeni pencerede açılır)
Bir yanıt yazın