Dağlarla İlgili Atasözleri, Deyimler ve Anlamları

Dağlarla İlgili Atasözleri, Deyimler ve Anlamları

Doğa, insan hayatına dair pek çok öğüdü içinde barındırır. Dağlar ise hem görkemleri hem de zorluklarıyla atasözlerine ve deyimlere sıkça konu olmuştur. İnsan karakterini, toplumdaki dengeleri ve hayatın gerçeklerini anlatan bu sözler, bize geçmişten süzülüp gelen önemli dersler sunar.

Bazı insanlar, kendilerinden daha bilgili ve deneyimli kimseler olmadığı zaman kendilerini büyük görürler. Tıpkı “Alçak yerde tepecik kendisini dağ sanır.” atasözünde olduğu gibi, küçük bir tepe bile dağlardan yoksun bir yerde büyük görünebilir. Aynı şekilde, bazı kişiler kibirleriyle öne çıkar ve kendilerini herkesten üstün görürler. Bu durumu anlatan en çarpıcı deyimlerden biri de “Küçük dağları ben yarattım demek.” sözüdür.

Bu yazıda, dağlarla ilgili atasözleri ve deyimleri, kısa açıklamalarıyla birlikte derledik. Gelin, bu sözlerin hayatımıza dair sunduğu anlamları birlikte keşfedelim.

Kerim Yarınıneli/KerimUsta.com

Dağ ile İlgili Atasözleri

  • Ahlatın iyisini dağda ayılar yer. “kendilerine yakışmayan güzel bir şeyi eline geçirenler için kullanılan bir söz.”
  • Aksak eşekle yüksek dağa çıkılmaz. “eksik aletle sağlıklı iş yapılmaz.”
  • Alçak yerde tepecik kendisini dağ sanır. “bilgili kimselerin bulunmadığı yerde cahil kişi bilgiçlik taslar.”
  • Allah dağına göre kar verir. “Allah herkese dayanabileceği ölçüde sıkıntı verir.”
  • Ar kadar eri olanın, dağ kadar yeri olur. “çalışkan kişileri olan aile ve toplumlar her yerde bol kazanç elde ederler.”
  • Arı gibi eri olanın dağ kadar yeri olur. “çalışkan kişileri olan aile ve toplumlar her yerde bol kazanç elde ederler.”
  • Armudun iyisini (dağda) ayılar yer. “kendilerine yakışmayan güzel bir şeyi eline geçirenler için kullanılan bir söz.”
  • Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ (olur). “bakılıp onarılan şeylerden yararlanılır, bakımsız bırakılanlardan bir yarar elde edilemez.”
  • Çoban aldı bağa gitti, kurt aldı dağa gitti. “malını, varlığını başkaları kullandı, kendisine bir şey kalmadı.”
  • Dağ ardında olsun da, yer altında olmasın. “yaşasın da uzakta olsun.”
  • Dağ başına harman yapma, savurursun yel için; sel önüne değirmen yapma, öğütürsün sel için. “yapacağın iyi bir işi, sonunu hesaplamadan yapma.”
  • Dağ başına kış gelir, insanın başına iş gelir. “dağ başında kışın fırtına eksik olmadığı gibi kişinin yaşamında da yıpratıcı olaylar eksik olmaz.”
  • Dağ başından duman eksik olmaz. “büyük adamların, büyük iş yapanların her zaman üzüntüleri, sıkıntıları vardır.”
  • Dağ dağ üstüne olur, ev ev üstüne olmaz. “aynı evde oturan iki aile arasında er geç birtakım anlaşmazlıklar çıkar.”
  • Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur. “ne kadar uzak düşmüş olurlarsa olsunlar, insanlar günün birinde birbirleriyle karşılaşabilirler.”
  • Dağ doğura doğura bir fare doğurmuş. “büyük şeyler beklenen bir işten önemsiz bir sonuç alındığında söylenen bir söz.”
  • Dağ ne kadar yüce olsa yol üstünden aşar. “yenilmesi imkânsız gibi görünen zorlukların da üstesinden gelinir.”
  • Dağ, ovanın süt anasıdır. “ticareti besleyen, üretim kaynaklarıdır.”
  • Dağ yürümezse abdal yürür. “büyüklük taslayan birinde bitecek bir işimiz varsa biz onun ayağına gidip işimizi görmeliyiz.”
  • Dağda bağın var, yüreğinde dağın var. “malı, mülkü veya evladı olanlar kaygı ve tasadan uzak olamazlar.”
  • Dağda gez belde gez, insafı elden bırakma. “eşkıya dahi olsan insafı elden bırakma.”
  • Danışan dağı aşmış, danışmayan düz yolda şaşmış. “bilmediği şeyi bir bilene soran, en zor işlerin bile üstesinden gelir; sormayan ise güçlükler içinde yuvarlanır gider.”
  • Danışan dağı aşmış, danışmayanın yolu şaşmış. “bilmediği şeyi bir bilene soran, en zor işlerin bile üstesinden gelir; sormayan ise güçlükler içinde yuvarlanır gider.”
  • Görünen dağın (köyün) uzağı olmaz. “bir durumun nasıl sonuçlanacağı belli olduktan sonra bu sonuç çok geçmeden gerçekleşir.”
  • Hangi dağda kurt öldü? “birisinden beklenmeyen bir davranış görüldüğünde şaşma ve sitem bildirmek için kullanılan bir söz.”
  • Hazıra dağlar dayanmaz. “sürekli harcama, en büyük birikimleri bile eritir.”
  • Her dağın derdi kendine göre. “herkesin kendi durumuna bağlı olarak sorunları vardır.”
  • Her kimin bağı var, yüreğinde dağı var. “malı, mülkü veya evladı olanlar kaygı ve tasadan uzak olamazlar.”
  • Bağı var, yüreğinde dağı var. “malı, mülkü veya evladı olanlar kaygı ve tasadan uzak olamazlar.”
  • Korku dağları bekler (aşırır). “korku her yerde varlığını gösterir.”
  • Küstüğün dağın odununu kesme. “insan onuruna düşkün olup ilişkisini kestiği bir yerden veya kimseden herhangi bir yarar elde etmeye çalışmamalıdır.”
  • Ne dağda bağım var, ne çakaldan davam. “tuttuğum bir taraf yok ki ona saldıranların karşısında olayım.”
  • Sağ olsun da dağ ardında olsun. “uzakta olan sevdiklerimize günün birinde kavuşabiliriz yeter ki yaşıyor olsunlar.”
  • Söz var dağa çıkarır, söz var dağdan indirir. “sözün insanlar üzerinde etkisi büyüktür; yerinde söylenen sözler işlerin yoluna girmesini sağlar, ölçüsüz ve sert söylenen sözler ise karşıdakini öfkelendirir, söyleyenin öldürülmesine bile yol açabilir.”
  • Taş altında olmasın da dağ ardında olsun. “uzakta olan sevdiklerimize günün birinde kavuşabiliriz yeter ki yaşıyor olsunlar.”
  • Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış. “önemsiz kişi, önemli kişiye küsse önemli kişinin umurunda bile olmaz.”
  • Zengin arabasını dağdan aşırır, fakir düz ovada yolunu şaşırır. “zengin, para gücüyle güçlükleri yenerken yoksul, parasızlık yüzünden en kolay işi bile başaramaz.”
  • Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt ovada yolunu şaşırır. “zengin, para gücüyle güçlükleri yenerken yoksul, parasızlık yüzünden en kolay işi bile başaramaz.”
  • Zora dağlar dayanmaz. “zor kullanan kişilere çok güçlü sanılan kimseler bile boyun eğer.”

Dağ ile İlgili Deyimler

  • Alçacık dağları ben yarattım demek. “çok kurumlu olmak, kendini çok beğenmek.”
  • Aralarında dağlar kadar fark olmak. “aralarında her yönden büyük ayrılıklar bulunmak, benzer nitelikler çok az olmak.”
  • (birine) gözdağı vermek. “sonradan verilecek bir ceza ile korkutmak, yıldırmak, tehdit etmek, caydırmaya çalışmak.”
  • Burnu Kafdağı’na çıkmak (varmak). “kibirlenmek, şımarmak, burnu büyümek.”
  • Burnu Kafdağı’nda (olmak). “çok kibirli (olmak).”
  • Dağ (dağlar) gibi (kadar). “1) çok büyük, çok iri, çok güçlü. 2) pek çok.”
  • Dağ (dağları) devirmek. “çok zor işleri başarmak.”
  • Dağa çıkmak. “1) eşkıyalık etmek; 2) hükûmete karşı gelmek için dağlara çekilmek.”
  • Dağa kaldırmak. “birini, herhangi bir amaçla, zorla dağa veya ıssız bir yere götürüp orada tutmak.”
  • Dağda büyümüş. “kaba ve görgüsüz kimse.”
  • Dağdan gelip bağdakini kovmak. “sonradan geldiği bir yerde, kendinden önce gelen kişinin yerini almaya çalışmak.”
  • Dağlara düşmek. “büyük bir üzüntü dolayısıyla insanlardan kaçıp ıssız yerlerde yaşamak.”
  • Dağlara taşlara. “kötü bir durumdan söz edilirken ‘hepimizden ırak olsun‘ anlamında kullanılan bir söz.”
  • Dağların misafir aldığı mevsim. “şaka yaz mevsimi.”
  • Dağların şenliği (gelin anası). “şaka kaba, anlayışsız kimse.”
  • Güvendiği dağlara kar yağmak (güvendiği dal elinde kalmak). “yardım ve yarar beklediği kimse, yer veya şeyden iyilik gelmemek. “
  • Küçük dağları ben yarattım demek. “çok böbürlenmek, kibirlenmek.”

Kaynak: Türk Dil Kurumu

 

Kerim Usta

Yorum yapmaya ne dersiniz?