Bilim ve İslam Açısından Astroloji: Fal mı, İlim mi?

Bilim ve İslam Açısından Astroloji: Fal mı, İlim mi?

Astroloji Falmı Yoksa İlim mi?

Astroloji, gökyüzüne bakıp insan kaderini, karakterini ve geleceğini okumaya çalışan eski bir inanç sistemidir. Mezopotamya’dan Helenistik dönemlere, Arap dünyasından Osmanlı’ya kadar uzanan bir kültürel mirası vardır. İnsanlar hâlâ burçlara ilgi duyuyor; çünkü belirsizlikleri azaltmak, kim olduğunu anlamak ve geleceğe dair umut taşımak istiyoruz.

Bugün gazetelerden televizyonlara, hatta sosyal medyaya kadar birçok yerde burç yorumlarına rastlıyoruz. Kimileri için eğlencelik bir merak, kimileri içinse hayatı yönlendiren ciddi bir rehber. Ama şu soru önemlidir: Gerçekten yıldızlar ve gezegenler insanın kaderini belirleyebilir mi? Bu soruya hem bilim, hem de İslam penceresinden bakalım.

Bilimsel Açılardan Kritik Sorunlar

Astrolojinin temel iddiası, gökyüzündeki yıldız ve gezegenlerin insanın doğum anındaki konumuna göre hayatını şekillendirdiğidir. Ancak bilimsel olarak bu iddiayı destekleyecek güvenilir kanıt yoktur.

1. Presesyon (Ekinoks Kayması)
Dünya’nın ekseni çok yavaş salınır. Bu hareket yüzünden gökyüzündeki burçların yerleri 2000 yıl içinde kaymıştır. Eski takvimlere göre doğduğunuz burç ile günümüzde gökyüzünde karşılık gelen burç çoğu zaman farklıdır. Yani aslında “Koç” burcu olduğunuzu düşünürken, gökyüzünde başka bir takımyıldızın altında doğmuş olabilirsiniz.

2. İkizler Problemi
Aynı anda ve aynı yerde doğan tek yumurta ikizleri hayatlarında bambaşka yollara girebilir. Eğer yıldızlar kaderi belirleseydi, ikizlerin kişilikleri ve yaşamları birebir aynı olmalıydı. Bu durum, astrolojinin öne sürdüğü iddiayı ciddi biçimde sarsıyor.

3. Çekim Gücü ve Fiziksel Etki Eksikliği
Gezegenlerin insanlar üzerinde gizli bir kuvvet oluşturduğu düşünülür. Oysa fizik kanunlarına göre uzak bir gezegenin çekim gücü, doğumhanedeki bir sandalyenin ağırlığından bile zayıftır. Bu durumda gök cisimlerinin insanın karakteri üzerinde fiziksel bir etkisi olması imkânsızdır.

4. Takımyıldızların Keyfîliği
“Aslan”, “Balık” ya da “Kova” dediğimiz takımyıldızlar aslında gökyüzünde hayal gücüyle çizilmiş şekillerdir. Farklı kültürler aynı yıldız grubuna bambaşka anlamlar yüklemiştir. Evrensel olması gereken bir sistemin kültüre göre değişmesi, astrolojinin bilimsel bir temelden çok uzak olduğunu gösterir.

Astroloji İslam düşüncesinde nasıl değerlendirildi?

TDV İslâm Ansiklopedisi’ndeki “Astroloji” ve “İlm-i Ahkâm-ı Nücûm” maddeleri, konunun İslam düşüncesinde nasıl değerlendirildiğini açıkça ortaya koyar.

İlm-i ahkâm-ı nücûm, yıldızların insan hayatı üzerinde hüküm ve işaretler taşıdığı inancını ifade eder. Bu, gök cisimlerinin hareketlerinden kehanetler çıkarmaya dayanır.

İslam dünyasında astronomi ile astroloji zaman zaman iç içe geçmiş, ancak âlimler ikisini ayırmıştır. Astronomi gözlem ve matematiğe dayanırken; astroloji metafizik yorum ve tahmin içerir.

İbn Sînâ, Fârâbî ve İbn Haldûn gibi büyük düşünürler astrolojiyi sorgulamış; insanın karakter ve kaderini yıldızlara bağlamanın hem aklen hem de deneyle yanlış olduğunu vurgulamıştır.

Mevâlîd” (doğumla ilgili kehanetler), “ihtiyârât” (iş için uygun zaman seçimi) gibi pratik uygulamalar İslam kültüründe bilinse de, çoğu âlim bunları dinî açıdan sakıncalı görmüştür.

İlm-i Felek ve Astroloji Ayrımı

İslam bilim tarihinde ilm-i felek, yani astronomi, gök cisimlerinin yapısı, hareketleri ve hesaplanmasıyla ilgili bir ilim dalı olarak kabul edilmiştir. Buna karşılık ilm-i ahkâm-ı nücûm (astroloji), yıldızların hareketlerinden kehanet ve hüküm çıkarma uğraşıdır. İhvân-ı Safâ’dan İbn Sînâ’ya, İbn Haldûn’dan birçok âlime kadar pek çok düşünür bu iki alanı net biçimde ayırmıştır. Astronomi gözlem, matematik ve deney temelli bir ilim iken; astroloji gayb bilgisine dayalı yorumlarla spekülasyona yönelir. Bu ayrım, İslam düşüncesinde astronominin meşru bir ilim olarak görülmesini, astrolojinin ise itibar edilmemesini sağlamıştır.

İslam Açısından Eleştiriler

Kur’an ve hadisler, gayb bilgisinin yalnızca Allah’a ait olduğunu tekrar tekrar vurgular.

“Kıyamet vakti hakkındaki bilgi, yalnızca Allah katındadır.” (Lokman 31/34)

“Yerde ve gökte gaybı Allah’tan başka kimse bilmez.” (Neml 27/65)

Peygamber Efendimiz de yıldızlardan gelecek haberler beklemeyi yasaklamış, buna başvuranların imanlarını tehlikeye atabileceğini belirtmiştir. Bu nedenle astroloji, İslamî ölçülere göre tevhid inancıyla çelişir.

Neden Astroloji Hâlâ İlgi Çekiyor?

Bilimsel ve dinî açıdan çürütülmüş olmasına rağmen astroloji günümüzde hâlâ popülerdir. Çünkü:

  • İnsan bilinmeyenden korkar, geleceğini öğrenmek ister.
  • Burç yorumları kişiye özel görünür, bu da psikolojik bir tatmin sağlar.
  • Medya, eğlence ve sosyal çevre astrolojiyi gündelik hayata taşır.

Ancak unutmamak gerekir: eğlencelik yorumlarla gerçek kader bilgisi birbirine karıştırılmamalıdır. Astroloji, binlerce yıllık geçmişi olan bir inanç sistemidir. Ama ne bilimsel delillerle ne de İslam’ın öğretileriyle bağdaşır. Yıldızlar, insanın kaderini tayin eden güçler değil; Allah’ın kudretini gösteren işaretlerdir. Gerçek huzur, yıldızlara değil, Yaratıcı’ya yönelmekte bulunur.

Kerim Yarınıneli / KerimUsta.com

Kaynaklar

  • TDV İslâm Ansiklopedisi. Cilt: 22 Sayfa: 124-126 -Tevfîk Fehd, “İlm-i Ahkâm-ı Nücûm”
  • TDV İslâm Ansiklopedisi. Cilt: 22. Sayfa: 126-129 -“İlm-i Felek” maddesi,
  • Guy Consolmagno & Dan M. Davis, Turn Left at Orion, Cambridge University Press.
  • Geoffrey Dean, Astrology: Science or Superstition?, Prometheus Books.
👁️Bu yazı 11 kez görüntülendi

Kerim Usta

Herkesin bir yaşama nedeni var. Benimkiyse, bir "Sevda"...

Yorum yapmaya ne dersiniz?

  • Post last modified:12 Eylül 2025