Karaman Kalesi ve Cin Mısırı
Karaman Kalesi’nde eskiden Ramazan aylarında top atılırdı. Çocukluğum bu top sesleriyle geçti. Bizzat yıllar önce topu döverek doldurma işini defalarca kez yaptığımı belirteyim. Sağ olsun, bu işte görevli olan belediye görevlileri topun dövülerek doldurulması işinde biz gençlere müsaade ederlerdi. Üç dört kez ise ateşlemesini de yaptığım için kendimi şanslı hissediyorum. Top atılan bedenlere ‘Top Bedeni’ veya ‘top kalesi’ derlerdi.
1970′ li yıllarda top bedeni olarak bizim evin yanındaki burç (Cami Tarafına bakar) kullanılırdı. Her burç arasında direk bölmeler var. Bu bölmeli olan burçtan sadece bir tanesi bizim zamanımızda vardı. Geri bütün burçlar iç kısımları açıktı. Kapalı olan burç alt kapısından (eğilerek geçerdik) girince tavanının kapalı olduğunu hatırlarım. Kalenin üstünden bakınca ise içi toprakla doluydu.
1930’lu yıllarda ise bizim evin olduğu yerdeki burç’un top için kullanılmadığı, dolaşıkların evinin karşısındaki burç’un top bedeni (eski hastane tarafına bakar) olarak kullanıldığını tahmin ediyorum. Çünkü İbrahim Hakkı Konyalı bu burç karşısında bulunan evin (22 Numara) Mustafa Dolaşık’a ait olduğunu belirtmiş… Demek ki o zamanlar top atmak için bu burcu kullanıyorlardı.
İşte ilginç hikaye bu dolaşıkların bulunduğu burçta meydana geliyor. Bu burç iç kısmı toprakla dolu vaziyetteymiş… Burç etrafında ki mazgal delikleri nedenini bilmiyorum ama bizim zamanımızda da hep kapalıydı. Sanırım tehlikeli olmasın diye kapatırlardı.
Bu delikler bizim zamanımızda da kapalı olduğu gibi 1930 yılında da kapalıymış… Mazgal deliği etrafına kuşlar çok yuva yapmaya başlarlar. Kuşların bu delik üzerinde hareketlenmesi çocukların dikkatini çeker. Sonrasında mazgal deliklerine tırmanarak kuşları yakalamak için ellerini kuş yuvalarına sokarlar. Kurcalarken mazgaldaki gevşeyen taş yerinden çıkar. Taşın çıkması ile çocukların üzerlerine su gibi mısır akmaya başlar…
Harman yeri gibi olan kale duvarının dibine yığılan mısırları halk çuvallarla taşımaya başlar. Fakat bu haber yayılarak kaymakam ve belediye başkanına kadar gider. Kaymakamlık ve Belediye başkanı mısırın çıktığı yere gelir. Böylece halkın mısırları götürmesine yasak getirilir.
Bu olayın meydana geldiği zamanda Kel Kaymakam şöhreti ile anılan Kaymakam Mehmet Ali Bey ve Belediye Reisi Hacıbekir’in Hüseyin Bey iş başındadırlar. Halkın götürdükleri haricinde kalan iki vagon mısır İstanbul’a götürülerek belediye adına satılmıştır.
Zamanında Cin mısır’ın kale içerisinde depolanmasının nedeni ekmek yapılması ile alakalı olduğunu tahmin etmek zor değil. Bir savaş sırasında kale düşünce, burada mısır olduğunu söyleyecek kimseler kalmaz. Bu bir sır olarak kaldı bence… İlginç olan yıllarca depo olarak kullanılan yerde yeşerme ve küflenmenin oluşmamasıdır. Bu kısım ayrıca bir bilmece…
Bu olayları bizzat babam ve büyüklerimden dinlemiştim. Ayrıca İbrahim Hakkı Konyalı-Karaman tarihi kitabında da bu konu teyit edilmiştir.
Kerimusta.com/Kerim Yarınıneli
- Bir Milletin Varoluş Savaşı: Çanakkale Geçilmez - 18 Mart 2025
- Hava Muhalefetine Karşı Hayatta Kalma Rehberi - 17 Mart 2025
- Muamma Ustası: Şair Emri’nin Hayatı ve Eserleri - 15 Mart 2025