Yavuz Sultan Selim’in Tih (Sina) Çölünü Geçişi

Yavuz Sultan Selim'in Tih (Sina) Çölünü Geçişi

Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi: Tih (Sina) Çölünü Geçişi

Yavuz Sultan Selim, 16. yüzyılın başlarında Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırlarını genişletmek ve İslam dünyasında yeni bir düzen kurmak amacıyla büyük bir sefere çıktı. Bu sefer, Osmanlı tarihinde ve İslam dünyasında önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilen Mısır Seferi’ydi.

Seferin temel nedenleri arasında İslam dünyasının birliğini sağlamak, kutsal toprakları Osmanlı hakimiyetine almak ve bölgedeki siyasi dengeleri değiştirmek yer alıyordu. Memlük Sultanlığı, Osmanlı Devleti için hem güney sınırında bir tehdit oluşturuyor hem de İslam dünyasında siyasi bir rakipti. Yavuz Sultan Selim, bu durumu ortadan kaldırmak ve Osmanlı’nın gücünü pekiştirmek istiyordu.

Seferin en önemli aşamaları arasında Mercidabık Muharebesi, Şam’ın fethi, Sina Çölü geçişi, Ridaniye Muharebesi ve Kahire’nin fethi sayılabilir. Mercidabık’taki büyük zaferle başlayan sefer, Ridaniye’deki kesin sonuçla tamamlanmış ve Mısır, Osmanlı topraklarına katılmıştır.

Sina Çölü geçişi, seferin en zorlu ve önemli aşamalarından biriydi. Çölün zorlu iklim koşulları, su kıtlığı ve kum fırtınaları, ordu için büyük bir sınavdı. Ancak Yavuz’un mükemmel lojistik hazırlığı, askerlerinin yüksek morali ve deneyimli komutanlığı sayesinde bu zorlu aşama başarıyla tamamlandı.

Mısır Seferi’nin sonuçları oldukça önemli olmuştur:

  • Osmanlı İmparatorluğu’nun Güçlenmesi: Osmanlı Devleti, Ortadoğu’daki hakimiyetini sağlamlaştırarak İslam dünyasının en güçlü devleti haline geldi.
  • Halifelik’in Osmanlılara Geçmesi: Mısır’ın fethiyle birlikte halifelik makamı da Osmanlı padişahlarına geçti. Bu durum, Osmanlıların İslam dünyasındaki meşruiyetini artırdı.
  • Kültürel ve Ekonomik Etkiler: Osmanlılar, Mısır’a yönetim sistemlerini, kültürlerini ve mimarilerini taşıdılar. Mısır, Osmanlı İmparatorluğu’nun önemli bir parçası haline geldi.

Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi, sadece Osmanlı İmparatorluğu’nun değil, aynı zamanda İslam dünyasının siyasi ve kültürel haritasını yeniden çizmiştir. Bu sefer, Osmanlıları İslam dünyasının lideri konumuna getirmiş ve uzun yıllar sürecek olan bir dönemin başlangıcını işaret etmiştir

Birinci Dünya Savaşında, yeni tekniğin verdiği imkanlar içinde, tanklarla bu çöl yine ancak onüç günde aşılabilmiştir. Yavuz’un o günün imkanlarıyla bu çölü nasıl aşabildiği ise anlaşılamamıştır.

Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi, Türk ve İslam tarihinde önemli bir dönüm noktası olduğu için birçok efsane ve hikayeye konu olmuştur. Bu hikayeler, zamanla ağızdan ağıza dolaşarak abartılarak anlatılmış ve tarihi gerçeklerden uzaklaşmıştır. Ancak bazı hikayeler, seferin zorluklarını ve kahramanlıklarını daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.

En Ünlü Hikayelerden Bazıları:

  • Sina Çölü’nde Su Bulma: Çölün zorlu koşullarında ordunun suya ihtiyacı olduğu bir sırada, Yavuz Sultan Selim’in dua ederek yerden su çıkardığına dair bir hikaye anlatılır.
  • Askerlerin Morali: Yavuz Sultan Selim’in askerlerinin moralini yüksek tutmak için çeşitli hikayeler anlatıldığı ve şarkılar söyletildiği söylenir.
  • Düşman Komutanlarının Hayranlığı: Yavuz Sultan Selim’in askeri dehası ve şövalyesi, düşman komutanları tarafından bile takdir edilmiştir. Bazı hikayelerde, düşman komutanlarının Yavuz’un savaş taktiklerine hayran kaldığı ve onu tebrik ettiği anlatılır.
  • Çölde Yaya Gitmesi: Çöl gündüz cehennem gibi sıcak, gece ise insanın kemiklerini donduracak kadar soğuktur. Askerler ve binek hayvanları perişan durumdadır. Yavuz, atıyla ordunun en önünde gitmektedir. Bir müddet sonra Yavuz, atından inerek yürümeye başlar. Askerler hayretler içinde kalır. sultan yürüken onlar at sırtında gidemeyeceği için tüm askerler atlarından inip yürümeye başlar. Atların bile kanının kaynadığı, zor yüründüğü bu çölde, sultan niye atından inipte yürüyor diye fısıltılar başlar. Askeri Paşalar, Yavuz’un can dostu olan, veziri ve yardımcısı Hasan Can’a;

– Ne olur Hünkar’a sorun, acep bu ne iştir? Askerler telef olacak derler.
Hasan Can çekine çekine Padişah yavuz sultan Selim Han’a neden attan indiğini sorar, yavuz gür sesiyle su              cevabı verir;
– Hasan, Hasan görmüyor musun? Önümüzde Peygamber Efendimiz yürüyor, o yaya yürürken ben nasıl ata               binerim?…

Bu hikayelerin tarihi gerçeklerle ne kadar örtüştüğü kesin olarak bilinmese de, seferin zorluklarını ve Yavuz Sultan Selim’in liderlik özelliklerini daha iyi anlamamıza yardımcı olurlar.

Kerim Yarınıneli/KerimUsta.com

Kaynaklar:

  • Vikipedi: Ridâniye Muharebesi, Büyük Mısır Seferi
  • Derin Tarih: Yavuz’un Mısır Seferi
  • Türk Tarih Kurumu: Sultan Selim’in Memluk Seferi’nin Arka Planı
Kerim Usta

Yorum yapmaya ne dersiniz?