Karaman’dan Bir Yazar Nasıl Çıkar?
Karaman’da doğmuş, kitapları çeşitli dillere çevrilen bir yazarın yaşam öyküsünü okurken, başarının aslında ne kadar zorlu bir mücadele gerektirdiğini göreceksiniz.
Doğduğu andan itibaren, hayatla mücadelesi başlamıştı. Bu mücadele, ilerleyen yıllarda da peşini bırakmadı. Aile bireylerinin bir araya gelememesi nedeniyle küçük yaşta öksüzler yurduna verilmişti. Oysa artık bir ailesi vardı; ancak öksüzlerin arasında geçireceği zorlu günler onu bekliyordu. Baba tarafının kalabalık ve maddi açıdan iyi durumda olmasına rağmen sahip çıkmaması, bu çocuğun küçük bedenine ağır bir yük bindirmişti. Bir çocuğun en temel ihtiyacı olan aile sevgisi, öksüzler yurdunda ona çok uzaktı. Maalesef bu acı gerçek, günümüzde de değişmiş değil.
Yazarın hayatı, sessizce akıp giden bir anda dönüm noktasına geldi. Bir gün görevli, onu alıp bir odaya götürdü. Odaya girdiğinde, karşısında nur yüzlü anneannesini buldu. İkisi de hasretle birbirine sarıldı. Maddi durumu yetersiz olan anneanne, torununun öksüzler yurdunda kalmasına dayanamadı. “Bir lokma ekmeği gerekirse bölüşürüz,” diyerek torununu yurdundan aldı. O sırada anneannesinin eşi, tütün satışı yüzünden hapisteydi. Bu durum, yazar için yeni bir başlangıç anlamına geliyordu. Anneannesinin yanında geçirdiği yıllar, hayatının en unutulmaz dönemi oldu. O günleri bir şiirinde şu şekilde anlatır:
“Fakir bir evin penceresinde
Paslı bir teneke içinde
Etrafına güzellik veren
Bir çiçek gibi
Büyüdüm ben.
Kimsesizdim.
Ne ana vardı
Ne baba
Ne kardeş, ne akraba;
İlgilenecek kimsem yoktu
Bir tek fakir anneannem vardı.
İlgisizdim.”
Anneannesi, bir ineğin sütünü satarak geçimini sağlamaya çalışıyordu. Hayvanı, otlaması için komşularının bahçesine bağlar, otlarla beslerdi. Komşular, küflenmiş ekmekleri getirir, o da bu ekmeklerden en az bayatlamış olanları seçer ve torunu ile paylaşırdı. Ancak hayat acımasızdı. Bir gün inek, boynuna dolanan ip yüzünden öldü ve tek geçim kaynaklarını kaybettiler. Artık komşuların bıraktığı bayat ekmekler de gelmiyordu. Çoğu kez aç yattılar, ancak bu zorlu günlerde komşularının desteğini yazar hiç unutmadı:
“Komşuların attığı kuru ekmeklere
Özlemle bakardım, açtım
Islak soğukluğunu hissederdim yerlerin.
Bir balık gibiydim,
Yamalı pullarla dolu.
Giysisizdim.”
İlkokula aç giden küçük yazar, yolda bulduğu iğde meyvelerini toplar, bunlarla açlığını bastırırdı. Zamanla pazarda zenginlerin filelerini taşıyarak üç beş kuruş kazanmaya başladı. İlk şiirlerini, ilkokul beşinci sınıftayken yazdı. “Kırlangıç” ve “Doğan Kardeş” gibi dergilerde şiirleri yayımlandı.
Hayallerinin peşinden koşarak önce İzmir’e, sonra İstanbul’a gitti. Üniversitede Edebiyat Fakültesi ve Gazetecilik Okulu’na başladı. Okurken lokantalarda garsonluk, tuğla fabrikalarında işçilik, taş ocaklarında ve mandıralarda çalıştı. Gazetecilik mesleğine başlayınca yavaş yavaş çevre edindi. Büyük yazar ve şairlerin desteğiyle edebiyat dünyasında kendine bir yer buldu.
On yedi yaşında, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın desteğiyle “Varlık” dergisinde şiirleri yayımlandı. İlk şiir kitabı “İşçiye Çağrı”, 1974 yılında Attilâ İlhan’ın desteğiyle basıldı. Ardından gelen “Buz Uykusu” adlı kitabıyla edebiyat dünyasında daha da yükseldi.
1999 yılında yayımlanan “Karaman Destanı” şiir kitabı, yazarın memleketine duyduğu bağlılığın ifadesiydi. 2005 yılında çıkan “Ayağında Kundura” romanı ise Güeydoğu’nun kültürünü ve insanını anlattı. Roman, zor günler geçirmesine neden olsa da edebi değeri tartışmasız kabul edildi.
2009 yılında yayımlanan “Telkadın” romanı, yazarın kariyerinde bir dönüm noktası oldu. Büyük beğeni toplayan roman, Amerika ve Fransa’da yayımlandı, İsviçre’de en çok satan yabancı roman ödülünü kazandı.
Bugün, Hasan Baran’ın 9 romanı bulunuyor:
- Sevgilim Karga
- Pandemi
- Anadolu’nun Uğur’u
- Beyoğlu Cinayetleri
- Telkadın
- Esirliğim İstanbul
- Kazım Karabekir
- Hayatımın Sırları
- Atatürk’ün Fotoğrafına Bakarken
Yazar Hasan Baran, yaşamını sorgulayan dizeleriyle hâlâ okurlarına ilham vermeye devam ediyor:
“Ey Karamanlı yazar Hasan Baran,
Kendini bildin mi?
Hayat yolunda doğru bilgilerle
Kendini donattın mı?
Çok okudun, çok yaşadın,
Kerimusta.com/Kerim Yarınıneli
- Op Art: Gözünüzü Aldatacak Büyüleyici Sanat - 24 Mart 2025
- Hurriler: Doğu Anadolu’da Unutulan Antik Krallık - 23 Mart 2025
- Kimyasal Silahlar: Savaşın Zehirli Yüzü - 20 Mart 2025
Yolu açık olsun. Çok mutlu oldum bu değerli bilgi ve Değerli yazarımızı tanıdığım için Teşekkürler.
Değerli yazarımız Hasan Baran Abimize, saygı ve hürmetlerimizi yolluyorum. Karamanımızın nadide yetiştirdiği yazarlarından olan abimizin başarılarının devamını dilerim, kalemine kuvvet saygılar sunarım sayın abim