Arslanlar ile Öküzler
Eski zamanların birinde bir otlakta öküz sürüsü yaşarmış… Yaşarmış yaşamalarına ama civardaki aslanlar bir türlü rahat bırakmazlarmış onları. Hemen her gün saldırırlarmış bu sürüye. Öküz dediğin öyle yabana atılır bir hayvan değil ki,bir araya toplandılar mı kolayca defetmesini bilirlermiş o koca aslanları…
Gün geçtikçe aslanları almış bir kaygı… “ herhalde bize bu otlağı terk etmek düşüyor.” Demişler..
Nereye gideriz diye düşünürlerken “bir dakika” diye bir ses duymuşlar gerilerden.Herkes dönüp bakmış sesin geldiği tarafa. Sürünün en çelimsiz,ama kurnaz mı kurnaz bir ferdi olan topal aslanmış söze atılan..
“Hayır, hiçbir yere gitmiyoruz… siz bu işi bana bırakın ”
İnanmamış ona hiç kimse ama bir şans verelim diye düşünmüşler.
Topal aslan elinde beyaz bayrakla gitmiş öküzlerin yanına. Öküzlerin lideri olan boz öküz sormuş ne istediğini.
Topal aslan “ saygıdeğer öküz efendiler, buraya sizden özür dilemek için geldik.. Evet size defalarca saldırdık, ama niye biliyor musunuz? Hep o sizin aranızdaki sarı öküz yüzünden… onun rengi gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor, onu gördük mü ne kadar barışsever olduğumuzu unutup size saldırıyoruz, bunların hepsi sarı öküzün suçu. Verin onu bize siz kurtulun biz de barış içinde yaşayalım.”
Boz öküz, diğer önde gelenlerle görüşmek üzere geri çekilmiş. Hepsi de sıcak bakmışlar bu teklife. Bir tek yaşlı, benekli öküz “Olmaz” demiş, ama kimseye dinletememiş sözünü.
Zavallı sarı öküz teslim edilmiş aslanlara. Diğerleri üzülmüşler üzülmesine ama elden ne gelir ki… Bütün sürünün selameti için bir öküz… gerekliymiş bu…
Gerçekten de günlerce sürüye saldıran olmamış. Huzur içinde geçer olmuş günleri. Ama aslan milleti bu ne kadar sabreder ki? Hele öküz etinin tadını aldıktan sonra.
“Acıktık” demişler…
Topal aslan boz öküzün yanına tekrar gelerek “selam” diye başlamış söze…
“ Gördünüz ya, biz aslanlar ne kadar uysal hayvanlarız. Yalnız buraya bunu söylemek için gelmedim, büyük bir problemimiz var.”
“Nedir” demiş boz öküz merakla…
“Sizin şu uzun kuyruklu öküz… ” demiş topal aslan ve devam etmiş,
“Öyle uzun kuyruğu var ki nereden baksak görünüyor.. o kuyruğunu salladıkça bizim de aklımız başımızdan gidiyor, gözümüz dönüyor, sürüye saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Gelin verin onu bize, bu mevzuyu burada kapatalım, eskisi gibi barış içinde yaşayalım.”
Boz öküz yine istişare yapmış sürünün ulularıyla… Yine sadece benekli öküz karşı çıkmış, hepsi de “verelim gitsin” demişler.
Tekrar tekrar yinelenmiş bu olanlar. Her geçen gün daha da semirmiş ve güçlenmiş aslanlar, öküzler ise her gün daha da zayıflamışlar, seyreldikçe seyrelmişler.
aslanlar küstahlaştıkça küstahlaşmışlar. Artık sebep bile söylemeden
“Verin şu öküzü bize yoksa karışmayız” derlermiş sadece.
Zavallı öküzlerin “HAYIR” diyebilecek güçleri kalmamış.. hepsi birer birer can veriyorlarmış aslanların pençesinde. Boz öküz de dahil olmak üzere birkaçı kalmış en sonunda.
“Ne oldu bize, ne zaman kaybettik bu mücadeleyi aslanlara karşı, oysa ne kadar güçlüydük” diye sormuş birisi boz öküze.
“Biz” demiş boz öküz gözleri yaşlı ve sesi pişmanlıkla titreyerek;
“Sarı öküzü verdiğimiz gün kaybettik bu kavgayı”
Bir yanıt yazın