Son Haçlı Rüyasının Sonu: Niğbolu Savaşı

Son Haçlı Rüyasının Sonu: Niğbolu Savaşı

Niğbolu Savaşı: Haçlıların Osmanlı Karşısındaki Büyük Yenilgisi

14. yüzyılın sonlarına gelindiğinde Avrupa’da derin bir endişe hâkimdi. Osmanlı İmparatorluğu, Balkanlar’da büyük bir hızla ilerliyor, Bizans topraklarını kuşatıyor ve Avrupa’nın kalbine doğru yaklaşan bir güç haline geliyordu. 1389’daki I. Kosova Savaşı’nda Sırpları mağlup eden Osmanlılar, artık Macaristan’a kadar uzanan bir tehdit oluşturuyordu. Bu durum, Papa IX. Bonifacius’un yeni bir Haçlı Seferi çağrısı yapmasına yol açtı. Avrupa’nın çeşitli krallıkları, şövalye tarikatları ve askeri birlikleri, Osmanlı’yı durdurmak için bir araya geldi. Ancak bu ittifak, siyasi çekişmeler ve koordinasyon eksikliği nedeniyle zayıf noktalara sahipti.

Haçlıların hedefi, Tuna Nehri kıyısındaki stratejik Niğbolu Kalesi’ni ele geçirerek Osmanlı’nın Balkanlar’daki ilerleyişini durdurmaktı. Ancak, Osmanlı’nın askerî disiplini ve Yıldırım Bayezid’in liderliği, bu planı bozacak güçteydi.

Haçlı Ordusu: İttifak Var, Disiplin Yok

1396 yılında düzenlenen bu büyük seferde, Avrupa’nın dört bir yanından gelen şövalyeler ve askerî birlikler bir araya geldi. Macar Kralı Sigismund’un liderliğinde, Fransa’dan gelen seçkin şövalyeler, Burgundi Dükü Jean Sans Peur’un kuvvetleri, Alman ve İngiliz birlikleri, hatta Venedik ve Ceneviz deniz güçleri bu sefere katıldı. Toplamda 15.000 ila 20.000 arasında bir Haçlı ordusu oluşturuldu.

Ancak bu büyük ordu, disiplin ve strateji eksikliğiyle maluldü. Fransız şövalyeleri, kendilerini yenilmez görüyor ve Macar Kralı Sigismund’un taktiklerini önemsemiyordu. Ayrıca, farklı milletlerden oluşan birlikler arasında iletişim sorunları vardı. Bu da, savaş sırasında kritik hatalara yol açacaktı.

Osmanlı Tarafında Hazırlıklar: Yıldırım Bayezid Sahneye Çıkıyor

Osmanlı cephesinde ise sarsılmaz bir lider vardı: Sultan I. Bayezid, yani “Yıldırım” Bayezid. Haçlı seferinden haberdar olur olmaz ordusunu toparladı ve vakit kaybetmeden Niğbolu’ya hareket etti. Osmanlı ordusu, düzenli yeniçeri birlikleri, sipahiler ve Anadolu beyliklerinden gelen kuvvetlerle takviye edilmişti. Ayrıca, Sırp Despotu Stefan Lazareviç gibi Balkan müttefikleri de Bayezid’in yanında yer alıyordu.

Bayezid, Haçlıların Niğbolu Kalesi’ni kuşatacağını öngörerek, ordusunu Tuna Nehri civarında konuşlandırdı. Osmanlı stratejisi, Haçlıları yıpratmak ve ani bir karşı saldırıyla kuşatmak üzerine kuruluydu. Bu plan, savaşın kaderini belirleyecekti.

25 Eylül 1396: Gururla Gelen Yenilgi

Savaş günü geldiğinde, Haçlılar sayıca üstündü ve ağır zırhlı Fransız şövalyelerine fazlasıyla güveniyordu. Osmanlı’nın öncü kuvvetlerine karşı başlattıkları saldırılar başlangıçta başarılı gibi görünse de, bu bir tuzağın parçasıydı. Osmanlı birlikleri, planlı bir şekilde geri çekilerek Haçlıları ana orduya doğru çekti.

Fransız şövalyeleri, Osmanlı’nın sahte geri çekilmesine kanarak ilerledi. Ancak ağır zırhları nedeniyle yoruldular ve Osmanlı’nın pususuna düştüler. Bu sırada, Osmanlı’nın yan ve arka hücumlarıyla kuşatılan Haçlı ordusu, ağır kayıplar verdi. Macar Kralı Sigismund, durumu kurtarmak için bir karşı saldırı başlattı, ancak Osmanlı’nın üstün taktiği karşısında başarısız oldu.

Savaş, Osmanlı’nın kesin zaferiyle sonuçlandı. Binlerce Haçlı askeri öldürüldü veya esir alındı. Fransız şövalyelerinin büyük bir kısmı ya savaş alanında can verdi ya da fidye karşılığı serbest bırakıldı.

Zaferin Ardından: Tarihî Kırılma Noktası

Niğbolu Savaşı yalnızca bir askerî zafer değil, aynı zamanda bir dönüm noktasıydı. Osmanlı’nın Avrupa’daki kalıcılığı tescillenmiş oldu. Artık Osmanlı, sadece Anadolu’da değil, Balkanlar’da da egemen bir güçtü.

Bu zaferin en önemli sonuçları şunlardı:

  • Balkanlar’da Osmanlı Hakimiyeti Peşişleşti: Niğbolu’dan sonra Osmanlı, Balkanlar’daki topraklarını daha da genişletti.
  • Haçlı İttifakı Dağıldı: Avrupa, bu yenilginin ardından bir daha bu büyüklükte bir Haçlı ordusu toplayamadı.
  • Yıldırım Bayezid’in İtibarı Arttı: Bayezid, bu zaferle “Yıldırım” unvanını perçinledi ve Anadolu’daki fetihlerini hızlandırdı.
  • Avrupa’da Osmanlı Korkusu Yayıldı: Bu savaş, Avrupa’da Osmanlı’nın yenilmez olduğu algısını güçlendirdi.

Niğbolu’nun Günümüzdeki Anlamı

Bugün Bulgaristan sınırlarında kalan Niğbolu, bir şehirden çok daha fazlasını simgeliyor. Burası, bir dönemin bitip başka bir dönemin başladığı yer. Osmanlı’nın batıya doğru açıldığı, Avrupa’nın ise içe kapanmak zorunda kaldığı tarihî bir eşik.

Niğbolu Savaşı, sadece askeri bir çarpışma değil, aynı zamanda Doğu ile Batı arasındaki güç mücadelesinin bir yansımasıydı. Bu savaş, Osmanlı’nın Avrupa’daki varlığını kalıcı hale getirdi ve gelecek yüzyılların siyasi haritasını şekillendirdi.

Kaynakça

  • İnalcık, Halil. Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600). Yapı Kredi Yayınları, 2003.
  • Nicolle, David. Nicopolis 1396: The Last Crusade. Osprey Publishing, 1999.
  • Uzunçarşılı, İsmail Hakkı. Osmanlı Tarihi, Cilt 1. Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1988.
  • Tursun Bey. Târîh-i Ebü’l-Feth. Haz. Mertol Tulum, İstanbul Üniversitesi Yayınları, 1977.
Kerim Usta

Yorum yapmaya ne dersiniz?