Geçmişten Kalan Gelenek: Hıdrellez Ateşi

Geçmişten Kalan Gelenek: Hıdrellez Ateşi

Geçmişten Kalan Gelenek: Hıdrellez Ateşi

Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan hıdrellez günü, beni her zaman heyecanlandırmıştır. Hızır ve İlyas Peygamber’in yeryüzünde buluştukları gün olması nedeniyle kutlanmaktadır. Hızır ve İlyas sözcükleri birleşerek halk ağzında hıdrellez şeklini alan hıdrellez gününde baht açma törenleri de oldukça yaygın olarak uygulanan geleneklerimizdendir. Törenler baharda doğanın ve tüm canlıların uyanmasıyla eş anlamlı olarak insanların da talihlerinin açılacağı inancıyla, şanslarını denemek için yapılır. Hıdrellez Günü yapılan duaların ve isteklerin kabul olması için sadaka verme, oruç tutma ve kurban kesme adeti vardır. Kurban ve adaklar “Hızır hakkı” için olmalıdır. Zira tüm bu hazırlıklar Hızır’a rastlamak amacına yöneliktir. Çünkü Hızır bir kişiye verilen addan çok aslında bir doğasal durumu, baharla vücut bulan yaşamın tazelenmesini simgeler.

Türkiye’de Hızır’a atfedilen özelliklerin bazıları:

  • Kalbi temiz, Allah’a inanan insanlara yardım eder.
  • Uğradığı yerlere bolluk, bereket, zenginlik sunar.
  • Dertlilere derman, hastalara şifa verir.
  • Bitkilerin yeşermesini, hayvanların üremesini, insanların kuvvetlenmesini sağlar.
  • İnsanların şanslarının açılmasına yardım eder.
  • Uğur ve kısmet sembolüdür.
  • Mucize ve keramet sahibidir.

Anadolu’da hala görkemli törenlerle kutlanan hıdrellez, insanlık tarihinde çok eski zamanlardan beri kutlanmaktadır. Farklı zamanlarda, farklı isimler altında kutlansa da hıdrellez motiflerine pek çok yerde rastlamak mümkün olmaktadır. Baharın gelişi ve doğanın canlanması insanlar tarafından bayramlarla kutlanması gereken bir durum olarak algılanmıştır. Böylece bir bahar bayramı olan Hıdrellez de evrensel bir nitelik ve şifa bulunacağına inanılır. Bugünde kırlardan çiçek veya ot toplayıp onları kaynattıktan sonra suyu içilirse bütün hastalıklara iyi geleceğine, bu su ile kırk gün yıkanılırsa gençleşip güzelleşileceğine inanılır.

Hıdrellez gecesi Hızır’ın uğradığı yerlere ve dokunduğu şeylere feyiz ve bereket vereceği inancıyla çeşitli uygulamalar yapılır. Yiyecek kaplarının, ambarların ve para cüzdanlarının ağızları açık bırakılır. Ev, bağ-bahçe, araba isteyen kimseler, Hıdrellez gecesi herhangi bir yere istediklerinin küçük bir modelini yaparlarsa Hızır’ın kendilerine yardım edeceğine inanırlar.

Fakat benim en çok sevdiğim Hıdrellez kutlamaları çocukken, ateşler yakılıp üstünden atlanılan kutlamalardı.
Hıdrellez ateşinden atlarken ben, gökte, ayaklarındaki halhalları gıcırdatarak, önünde gergefini işleyerek bana gülümseyen bir masal prensesi görürdüm sanki.

Ateş korları bana kırmızı uğur böcekleri gibi görünürdü.
Bir niyet tutardım o zaman, benim de bir ailem olsun diye, çünkü kimsesizdim.
Ve o duygularla hıdrellez ateşinin üstünden atlardım.

Çocukluk yıllarımda Karaman’da birde çok iyi anımsıyorum, çeşitli renklere boyanmış, suda pişirilmiş yumurtalar kapı kapı dolaşan çocuklara verilirdi. Sonra biz çocuklar kendi aramızda yumurta kırmaca oynardık; yumurtaları birbirine vurur kimin yumurtası sağlamsa o çatlayanın yumurtasını alırdı.

Hıdrellezi en çok çocuklar sever bence!..

Eski bir Azerbaycan manisi ile bitiriyorum yazımı:

“Hıdrellez bahara
Güller güller nahara
Bağçamızda gül olsun
Gül olsun, bülbül olsun.”

Hıdrellez herkese kutlu olsun!..

Hasan BARAN

Kerim Usta

Yorum yapmaya ne dersiniz?