At Bilimciler Ahal Teke atının 3000 yıl evvel evcilleştirildiğini yazarlar ve bir Türkmen atı1 olduğunu vurgularlar. Adı, Dede Korkut ve hatta Manas Destanlarında geçmektedir. Adını Türkmenistan’ın AHAL Vilayetinde yaşayan TEKE TÜRKMENLERİ’nden almaktadır.
Uzun ince bir boyun, dik eğimli omuz, uzun bir sırt ve uzun bacakları ile dikkati çeker ve kalçası da ufak fakat sert adaleli yapıdadır. Yelesinin kılları son derece yumuşak ve diğer at cinslerine göre azdır. Kulakları hafif orak şeklinde ve uzuncadır.
Ekserisinin göz etrafı siyah olduğundan “badem” görünümündedir. Vücut kılları hafif metalik parlaktır. Kılları çok ince ve yumuşaktır. Hareketleri çok rahat ve genellikle esnektir. Sirk ve benzeri gösterilerde diğer atların güçlükle yaptığı hareketleri kolayca öğrenir ve yapar. Özellikle at terbiyecilerinin “Pas” ve “Tölt” dediği hareketleri kolay yaptığı söylenir. Zekidir, çok cesurdur ama bazen de inatçıdır. Sahibini çok iyi tanır ve inanılmaz ölçüde sadık ve bağlıdır. Binicisinin isteklerini tam bir itiaatla yerine getirir
Özellikleri
Asil ve dik bir duruşu, uzun ince bir boyunu, dik omuzları, uzun bir sırtı, uzun bacakları ve küçük sert bir kalçası vardır. Boynundaki saçları ipek gibi yumuşak ama azdır. Kulakları diğer atlarınkinden uzun ve hafif Orak şeklindedir. Çoğu Ahal Tekelerin gözlerinin etrafı siyah olduğu için gözleri badem şeklinde gibi görünür. Vücudu daima hafif metalik parlar. Kılları çok ince ve yumuşaktır. Büyüleyici asil hareketleri çok elastiktir. Hüner ve eğitim gösterilerinde diğer atların zorlandığı bazı zor hünerleri kolayca başarır. Soğukkanlı, zeki, duygusal ve bazen de inatçıdır, ama sahibine daima çok bağlıdır.
Tarihi
Ahal Teke atı eski Türk atının doğrudan olarak torunudur, ve böylece buz çağının sonunda var olmuş olan dört at türünden biridir. Ahal Teke daha milat dan önce bile doğu Avrupa dan Çin‘e kadar nam salmış ve kıymetli bir atıdır. Savaşlardan dolayı sayıları bir ara çok azalmış ve sonra Timurlenk (1336-1405) tarafından Arap atı kısrakları ile fazlalaştırılmışlardır.
Ahal Teke atı Avrupalı at soylarını geliştirmekte önemli bir rol oynamıştır. Beverly Turk (Türkmen ya da Arap kökenli) adlı birisi tarafından 3 ya da 4 Ahal Teke atı getirilmiş ve bunlar bugünkü çok kıymetli ve en soylu atlar olarak görülen “Saf-kan İngiliz”-atı’nın türetilmesinin temeli olmuşlardır. “Türkmen atı” adında bir Ahal Teke erkeğinden Alman-imparatorluğunda 17 damızlık at türetilmiş ve bunlarla bugünkü alman yarış atları soylandırılmışlardır.
Avrupa’da ki at soyları bugüne kadar hala ara sıra Ahal Teke damızlıkları ile çiftleştirilip, böylece asilleştirilirler. Almanya’da Neustadt kentinde bulunan bir Trakyalı-atı çiftliğinde kısa zaman önce tekrar Ahal Teke çiftleşmeleri ile Trakyalı-atları asilleştirilmişlerdir.
Türkmenistan Devlet armasının ortasında Ahal Teke
Her at soyu için sürdürülen resmi bir soy kitabı vardır. Ahal Teke’nin soy kitabı 1917 yılında Moskova’da başlatılmıştır. Sovyetler Birliğinin dağılmasından beri Türkmenler gerçek Soy kitabının Türkmenistan da sürdürülmeye başlatıldığını vurgularlar, ama bunu batılı ülkeler tanımaz.
Çünkü bugüne kadar sürdürülmüş bütün kitaplar hala Moskova da bulunurlar ve bu yüzden sadece bir atın atalarının isimi bu Moskova daki kitapta yazılıysa hakiki Ahal Teke olarak kabul edilir, diğerleri kabul edilmez. Oysa Ahal Teke, Türkmenlerin Türkmen-köpeği ve Türkmen halısının yanında en büyük gururları ve hatta resmi Türkmenistan armasında gösterdikleri milli hayvanlarıdır.
Türkmenlerin ve diğer Türk halklarının yetiştirdikleri Ahal Tekeler, orta Asya nın bozkırlarında hür olarak Tabune denilen sürüler halinde yaşarlar. Başlarında atlı bir Çobanları vardır.
Kaşgarlı Mahmud’un deyimiyle “at Türkün kanadı”dır. Bu anlayış içerisinde kanatsız kuş uçamaz, atsız Türkmen aş bulamaz. Dede Korkut “yaya adamın umudu olmaz”der. Atın sosyal hayat içindeki yeri onun kutsal kabul edilmesini, kültürü oluşturan unsurların başında yer almasını doğurmuştur.
Destanlarda kahraman tek başına yeterli değildir, en büyük yardımcısı atıdır. Kahramanın kişiliği, kimliği ve erliği, atının alplığı ve uzak görüşlülüğü ile yakından ilgilidir. Düşünen, konuşan, uçan bu varlık, kahramanı kötülüklerden kurtarmış, birlik ve bütünlüğün sağlanmasında rol oynamıştır. Köroğlu’nun kahramanlığının bir tarafında da “Kır at” vardır.
Kaynaklarda görkemi, güzelliği, sesi ile bir sanat şaheseri olan at; yol gösterme akıl verme yönüyle de bilge niteliğine sahiptir. Türkmenin varı, devleti olan at, mitolojik bir unsur olarak yer almaktadır. At bir yanıyla da insanın ruh, duygu ve düşünce dünyasını ifade eder. Saha (Yakut) Türkleri ilk insanın yarı at, yarı insan olduğuna inanmaktadırlar.
Günümüz Türkmenistan’ında iki cins at yetiştirilmektedir: Adlarını boylardan alan bu atlardan biri Ahal-Teke, diğeri Yomut atlarıdır. Ahal-Teke atı, “Ahal” olarak bilinen bir yanı Kopet dağları ile çevrili olan başkent Askabat’ın da yer aldığı bölgede yoğun olarak yaşayan Teke Türkmenleri tarafından geliştirildiği için bu adı almıştır.
Dünyaca ünlü Türkmen atının güzelliği, görkemi bu atlarda gizlidir. Büyük İskender Asya Seferinde bu atların suretine ve güzelliğine hayran kalmıştır. 15. ve 16. yüzyılda bu at Rusya’da tanındı ve Rus zenginleri tarafından satın alındı. Bu arada Almanya’ya götürüldü. Almanların ünlü atı Trackhaner atının kökeni Ahal-Teke atıdır. Michael Schafer’e göre Türkmen atları Arabistan’a geldi Arap atı oldu. Kuzey Afrika’ya geldi Berberi atı oldu, İspanya’ya geldi Endülüs atı oldu.
Zarif ve ince yapıya sahip olan Ahal-Teke Atı’nın kulakları dik ve ince; gözleri canlı ve parlak; boynu ince ve uzun; cidagosu yüksek; sırt ve bel kasları kuvvetli; sağrısı geniş ve hafif eğimli; incikleri kısa, kolları uzun; tırnakları küçük ve sağlam; burun delikleri geniş; burun uçları hareketli; tüyleri parlak, ince ve kısa; alnı yumru ve sert; kafası kuru ve etsiz, çene kemikleri iri, çene kemiklerinin arasına bir yumruk sığacak kadar geniş; göğsü geniş ve serttir. Halk arasında kamış kulaklı, ince belli, kalkan göğüslü olanlar tercih edilir. Kuyruğu ve yelesi genellikle kısa; kuyruk kılları incedir. Ahal-Teke atı boynunu, saldırıya hazırlanan bir kobra gibi dik tutar. Bu haliyle saltanat sahibi padişahı andırır.
Gözleri keskin olduğundan uzağı görür ve tehlikeyi önceden tespit eder. Tırnaklarının sağlam olması uzun mesafeleri kat etmesinde ona önemli bir özellik sağlar. İnce yapısı nedeniyle az yem yer, az su içer. Açlığa ve susuzluğa dayanıklı, dağlık araziye ve çöl şartlarına elverişli bir varlıktır. Yeryüzünde çöle en dayanıklı atların başında Türkmen atları gelir.
AHAL TEKE Cinsi Atlar :
Orta Asya’da; Türkmen, Kazak, Kırgız ve Özbek’lerin yaşadığı bölgeler bu cinsin anavatanıdır. Son 80 yıldır Kuzey İrlanda, Almanya, Avustralya ve özellikle Amerika’da önemli miktarlarda yetiştirilmektedir. Bazı ülkelerde yarış atı olarak özellikle uzun mesafelerde, bazı ülkelerde
“Engel Atlama” konkurhipik atı olarak, bazı ülkelerde “Eğitim ve Show Atı” ve sirklerde “Gösteri Atı” olarak kullanılmaktadır. Cidago yüksekliği safkan Arap atları gibi genellikle 1.50 / 1.57 arasında olup 1.60 hatta 1.64 olanları da vardır. Genellikle “bakırımsı açık ve parlak kahve rengi”, “gümüşi” ve “gri beyaz” donlarda olup, “tilki renkli kulaya yakın” ve hatta kırmalarında çeşitli “alaca renkli”leri bulunmaktadır.
Soy Kütüğü:
Ahal Teke atının soy kütüğü STUD BOOK,u Ruslar tarafından 1917 ‘erde kayıt altına alınmaya başlanmış ve halen devam etmekte. Öyle ki, bugün bile o soy kütüğünde bulunmayan Ahal Teke’ler safkan olarak kabul görmemektedir.
Buzul çağından kalma donmuş ve mumyalaşmış cesetlerden anlaşıldığı gibi DÜNYADAKİ TEK SAFKAN ATTIR. Milattan önceki bin yılda bile, yani 3000 yıl evvelinden beri, Doğu Avrupa’dan ÇİN’e kadar ün salmıştır.
Kırım Hanlığının süvari birliklerinde öncü sınıfının tercih ettiği atlardandır. Birinci ve 2.ci Viyana seferlerinde Kırım Süvarileri Cigitakaylar’ın altında Ahal Teke bulunmaktaydı. TATAR DESTANI’nda söz edilen “Kazan Kalesi” önündeki TEKETEK cenkte , Rusları kılıçtan geçiren ÇORABATUR’un altında AHAL TEKE vardı.
Demir Perde zamanında Kırım ve Polonya ve Rusya gezilerimde Ahal Teke atlarını görmüştüm. Özellikle Poznan’daki eski Kraliyet Harasında, gümüşi ve tilki kahverengirisi donlularına hayran kalmıştım. O tarihlerde gittiğim gördüğüm Varşova Hipodromunda, Safkan Arap Atı ve Ahal Teke cinsi atların koşuları ayrı idi.

Herkes Cennete Gitmek İster ama Hiç Ölmeden Cennete Gidilir mi?
şu ömrü hayatımda atlar kadar güzel, sevecen, duygusal ve en önemlisi asil başka bir canlı tanımadım.
Atın insan neslinin gelişmesinde çok büyük bir payı olduğunu kabul etmek lazım. İnsanlarla yıllardır bir arada yaşadıklarından dediğiniz gibi gözümüze bir başka güzel görünrken asil duruşu öne çıkıyor. Duygu ve sevecenliği insanlarla bir arada yaşadığı için atlarda çok geliştiğini tahmin ediyorum. Yorumunuz için teşekkürler.
evet ustam asil ve çok gösterişli
Öfff…Çok asil bir at :)