İttihat ve Terakki’nin Yükselişi ve İktidar Kaybı
İttihat ve Terakki’nin Yükselişi ve İktidar Kaybı
İkinci Meşrutiyet’in ilanı (1908) ve 31 Mart Vakası (1909) sonrasında İttihat ve Terakki Cemiyeti, orduyu siyasete dâhil ederek iktidarı elde etti. Ancak bu süreçte keyfî ve otoriter bir yönetim sergiledi. 16 Temmuz 1912’de Sadrâzam Said Paşa, Halaskâr Zabitan Grubu’nun baskısıyla istifa edince, İttihat ve Terakki Cemiyeti iktidardan düştü. Yerine Gazi Ahmed Muhtar Paşa hükümeti geçti. Bu hükümet ise ancak üç ay sekiz gün dayanabildi ve Balkan Savaşları’nın yarattığı kaotik ortamda Kâmil Paşa hükümeti kuruldu.
İttihat ve Terakki’nin Gizli Faaliyetleri
İttihat ve Terakki, muhalefette olduğu dönemde hükümetleri yıpratmak için gizli faaliyetlere başladı. Balkan Savaşları sırasında Kâmil Paşa hükümetine karşı entrikalarla kamuoyunda güvensizlik yaratmaya çalıştı. Askerler arasında, özellikle Anadolu kökenlilerde, “Rumeli’nin kendi vatanları olmadığı” fikrini yayarak moral bozukluğu oluşturdu. Ayrıca, ordunun mağlubiyetinin devlet için zararı olmayacağı yönünde propaganda yaptı. Bu süreçte bazı askerleri kendi saflarına çekerek orduyu kontrol altına almaya başladı.
Kâmil Paşa’ya Yönelik Komplo
Kâmil Paşa hükümetinin Edirne’yi Bulgaristan’a bırakacağı iddiaları, İttihat ve Terakki tarafından bir propaganda malzemesi hâline getirildi. Oysa Kâmil Paşa hükümeti Edirne’nin Bulgaristan’a terk edilmesini kabul etmemiş ve bu konuda herhangi bir karar almamıştı. İttihat ve Terakki, kamuoyunu kışkırtarak bir halk hareketi görünümünde darbe planladı.
Kanlı Baskın: 23 Ocak 1913
İttihat ve Terakki Cemiyeti, günlerce hazırlık yaparak 23 Ocak 1913’te Bâb-ı Âli Baskını’nı gerçekleştirdi. Baskın öncesinde, Bâb-ı Âli’nin korunmasından sorumlu muhafız birliği Cemal Paşa tarafından görevden alındı ve yerine İttihatçı bir subayın yönettiği bir müfreze getirildi. Baskın sırasında İttihat ve Terakki’nin fedaileri, Cağaloğlu’ndan Bâb-ı Âli’ye “Yaşasın Enver Bey, Yaşasın Millet” sloganlarıyla yürüdüler. Baskına Talat Bey, Enver Bey ve beraberlerindeki silahlı grup liderlik etti.
Çatışma ve Hükümetin Düşüşü
Meclis-i Vükelâ toplantı hâlindeyken başlayan baskında, Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili Nâzım Paşa öldürüldü. Talat ve Enver Bey, 83 yaşındaki Kâmil Paşa’nın odasına girerek istifa etmesini talep etti. Kâmil Paşa, devletin içinde bulunduğu tehlikelerden bahsederek istifa etmeyi reddetmek istediyse de Talat Bey’in tehditleri sonucu istifaya zorlandı. Böylece İttihat ve Terakki Cemiyeti, iktidarı ele geçirdi.
Sonuç
Bâb-ı Âli Baskını, Osmanlı Devleti’nin tarihindeki en kanlı siyasi olaylardan biri olarak hafızalara kazındı. Bu olay, İttihat ve Terakki’nin otoriter yönetimini pekiştirerek, Osmanlı Devleti’nin kaderini belirleyen bir dönüm noktası oldu.
Kerim Yarınıneli/KerimUsta.com
Kaynaklar
- Bâb-ı Âli Baskını – Wikipedia
- Zürcher, Erik Jan. Modernleşen Türkiye’nin Tarihi. İletişim Yayınları, 2008.
- Dünya Cüzzam Günü’nde Cüzzamı Tanıyalım - 24 Ocak 2025
- Türk Edebiyatı Zirvesinde Hasan Baran’ın Üç Eseri - 23 Ocak 2025
- Küresel İklim Mücadelesi: Paris Anlaşması - 22 Ocak 2025