Otlukbeli Muharebesi (11 Ağustos 1473)
Savaşın Arka Planı ve Tarihî Gelişmeler
yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı Devleti, Batı’da fetihlerine devam ederken aynı zamanda Anadolu’daki Türk siyasi birliğini tesis etme çabası içindeydi. Bu dönemde Doğu Anadolu’da yükselen bir güç olarak dikkat çeken Akkoyunlu Devleti, Uzun Hasan’ın liderliğinde Osmanlı için ciddi bir tehdit oluşturuyordu. Taraflar arasındaki ilk gerilimler, Uzun Hasan’ın 1460 yılında Koyulhisar’ı ele geçirmesiyle başladı.
Fatih Sultan Mehmed, bu saldırıya karşılık Erzincan’a doğru bir sefer düzenledi. Ancak araya giren Uzun Hasan’ın annesi Sara Hatun’un diplomatik çabaları sayesinde 1461 yılında geçici bir barış sağlandı. Anlaşmaya göre Akkoyunlular Osmanlı topraklarına saldırmayacak, ayrıca Trabzon’daki Rum İmparatorluğu’na da destek vermeyecekti. Fakat Uzun Hasan, bu şartlara rağmen Osmanlı aleyhine gizli faaliyetlerini sürdürdü.
Uzun Hasan’ın Yükselişi ve Osmanlı’ya Açık Meydan Okuması
1467 yılında Karakoyunlu Devleti’ni yıkarak topraklarını ele geçiren Uzun Hasan, ardından Timurlu Hükümdarı Ebu Said Mirza’yı mağlup ederek etkisini artırdı. Bu zaferlerle birlikte artık yalnızca bölgesel değil, Osmanlı gibi büyük bir güce de meydan okuyabilecek bir seviyeye ulaştı. Hatta “Bu diyarın serdarları şecaatimi gördüler. Fırsat elverirse, cür’et ve celadetimi Hüdavendigâr’a da gösteririm,” sözleriyle Fatih’e alenen gözdağı verdi.
1472 yılına gelindiğinde, Uzun Hasan, Karamanoğlu Pir Ahmed ve Kasım Bey’e 30.000 kişilik bir kuvvet vererek Tokat’ta büyük bir yağma gerçekleştirdi. Bu saldırı, Fatih Sultan Mehmed’i kesin bir savaşa karar vermeye zorladı. Uzun Hasan ise pervasız tavrını sürdürüyor, Fatih’e gönderdiği mektupta Kapadokya ve Trabzon’un kendisine bırakılmasını talep edecek kadar ileri gidiyordu.
Fatih’in Sert Cevabı ve Savaş Hazırlıkları
Bu taleplere Fatih Sultan Mehmed’in verdiği tarihî cevap, onun kararlılığını ve liderlik vizyonunu ortaya koyar nitelikteydi:
“Bundan önce annenin ricasıyla gazabımdan kurtulmuştun. Hâlbuki senin gibi hain bir Türkmen’in saltanat davasında bulunması haramdır. Sen, vilayet yıkmayı padişahlık mı zannettin? Er isen meydana gel, kadın gibi delikten deliğe girme!”
Bu cevabın ardından Fatih sefer hazırlıklarına hız verdi. Doğu sınırlarını güvenceye almak amacıyla Memlüklerle anlaşma sağladı. Nisan 1473’te yaklaşık 100.000 kişilik Osmanlı ordusu Üsküdar’dan Anadolu içlerine doğru harekete geçti.
Kıreli Muharebesi: Savaşın Provası
Osmanlı ordusu ilerlerken Akkoyunlular, Tokat ve Karaman bölgelerinde yağma hareketlerine devam etmekteydi. Bu esnada, Anadolu Beylerbeyi Davud Paşa ile Şehzade Mustafa komutasındaki Osmanlı kuvvetleri, Kıreli mevkiinde Akkoyunlu öncü birlikleriyle karşı karşıya geldi.
Yusufça Mirza’nın yönettiği Akkoyunlu kuvvetleri, Osmanlı’nın bu kadar hızlı ilerlemesini beklemiyordu. Çıkan çarpışmada Akkoyunlular ağır bir yenilgiye uğradı. Yusufça Mirza yaralı şekilde esir alındı ve İstanbul’a gönderildi (18 Ağustos 1472). Bu muharebe, yaklaşmakta olan büyük savaşın bir habercisi gibiydi.
Otlukbeli Muharebesi: Savaşın Seyri
11 Ağustos 1473 günü, Erzincan’ın Tercan ilçesi yakınlarındaki Otlukbeli ovasında iki büyük ordu karşı karşıya geldi. Osmanlı birlikleri, zorlu dağlık arazide ilerlerken yorgun düşmüştü. Akkoyunlu kuvvetleri bu durumu değerlendirerek ani bir saldırıyla üstünlük sağlamaya çalıştı.
Savaşın başlangıcında Osmanlı öncü kuvvetlerinin komutanı Has Murad Paşa, Akkoyunluların kurduğu tuzağa düşerek şehit oldu. Bu durum, orduda kısa süreli bir moral kaybına yol açtı. Ancak Fatih Sultan Mehmed durumu hızla toparladı ve birliklerini yeniden düzene soktu.
Şehzade Mustafa’nın, Akkoyunlu sağ kanat komutanı Kör Zeynel’i öldürmesi savaşın gidişatını Osmanlı lehine çevirdi. Sol kanatta Şehzade Bayezid’in başlattığı taarruz Akkoyunlu ordusunun düzenini bozdu. Osmanlı topçularının etkili ateşi, düşman hattını tamamen çökertti. Oğlunun ölümü ve ordusunun bozguna uğraması üzerine Uzun Hasan, savaş meydanını terk etmek zorunda kaldı.
Savaşın Sonuçları ve Tarihî Önemi
Otlukbeli Muharebesi, Osmanlı askeri tarihinde dönüm noktalarından biri olarak kabul edilir. Bu savaşın en çarpıcı sonuçları şunlardır:
- Akkoyunlu Devleti’nin Zayıflaması: Uzun Hasan’ın ordusu ağır kayıplar verdi, 170’ten fazla komutan esir alındı. Bu yenilgi, Akkoyunlu Devleti’nin çöküş sürecini hızlandırdı.
- Anadolu’daki Osmanlı Hakimiyetinin Sağlamlaşması: Doğu Anadolu’daki Osmanlı üstünlüğü kesinlik kazandı. Akkoyunlu tehdidi bertaraf edildi.
- Fatih’in Stratejik Derinliği: Fatih, savaş sonrası Uzun Hasan’ı takip etmeyerek “Maksadımız onu yola getirmekti, bu fazlasıyla oldu,” sözleriyle Batı’daki hedeflerine yeniden odaklandı.
- Uzun Hasan’ın Pişmanlığı: Rivayete göre savaş alanından kaçarken Karamanoğlu Pir Ahmed’e, “Behey Karamanoğlu! Hanedanın harap olsun! Bednam olmama sebep oldun. Benim Osmanoğlu ile ne işim vardı?” diyerek pişmanlığını dile getirdi.
Tarihî Miras
Otlukbeli Muharebesi, Fatih Sultan Mehmed’in askerî ve stratejik dehasını bir kez daha gözler önüne serdi. Bu zafer, Osmanlı’nın doğudaki en güçlü rakibini etkisiz hale getirerek Anadolu’daki birliği pekiştirdi. Aynı zamanda Osmanlı’nın Batı’daki fetih politikasını daha güvenli ve kararlı bir şekilde sürdürmesine olanak tanıdı.
Kaynakça
- İnalcık, Halil. Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300–1600). Yapı Kredi Yayınları, 2003.
- Uzunçarşılı, İsmail Hakkı. Osmanlı Tarihi, Cilt II. Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1988.
- Tursun Bey. Târîh-i Ebü’l-Feth. Haz. Mertol Tulum, İstanbul Fetih Cemiyeti, 1977.
- Emecen, Feridun. Fetih ve Kıyamet: 1453. Timaş Yayınları, 2012.
- Özcan, Abdülkadir. Fatih Sultan Mehmed Han. KTB Yayınları, 2015.
- Chikungunya Virüsü Nedir, Salgın Nasıl Yayılır? - 13 Mayıs 2025
- 16. Yüzyılın Gölgedeki Şairi: Fevri’nin Hayatı - 12 Mayıs 2025
- Edebiyatın İzinde: Yüzyıllar Boyunca Edebi Akımlar - 12 Mayıs 2025