16 Nisan, Miladi takvime göre yılın 106. (artık yıllarda 107.) günüdür. Yıl sonuna kadar kalan 259 gün vardır. Dünyada ve Türkiye’de 16 Nisan’da Neler Oldu?
Yıldönümleri ve Olaylar
* Ağrı’nın Eleşkirt ilçesinden Rus ve Ermeni birliklerinin geri çekilişi (1918)
* Biyologlar Günü
* Dünya Ses Günü
* Fırtına : Kuğu Fırtınası (3 Gün)
* 1912 – Amerikalı havacı Harriet Quimby, Manş Denizi’ni uçarak
15 Nisan, Miladi takvime göre yılın 105. (artık yıllarda 106.) günüdür. Yıl sonuna kadar kalan 260 gün vardır. Dünyada ve Türkiye’de 15 Nisan’da Neler Oldu?
Yıldönümleri ve Olaylar
* Ağrı’dan Rus ve Ermeni birliklerinin geri çekilişi (1918)
* Büyümenin İzlenmesi Günü
* Dünya Sanat Günü
* Turizm Haftası (15-22 Nisan)
* 1856 – Fransa, İngiltere ve Avusturya arasında Osmanlı İmparatorluğu’nun toprak bütünlüğünü garanti antlaşması yapılarak protokol imzalandı.
* 1865 – Andrew Johnson, ABD’nin 17. Başkanı oldu.
* 1912 – 2340 yolcusuyla ilk yolculuğuna çıkan Titanik transatlantiği, Newfoundland’ın güneyinde bir buzdağına
14 Nisan, Miladi takvime göre yılın 104. (artık yıllarda 105.) günüdür. Yıl sonuna kadar kalan 261 gün vardır. Dünyada ve Türkiye’de 14 Nisan’da Neler Oldu?
Yıldönümleri ve Olaylar
* Ağrı’nın Diyadin ilçesinden Rus ve Ermeni birliklerinin geri çekilişi (1918)
* Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinden Rus ve Ermeni birliklerinin geri çekilişi (1918)
* Ağrı’nın Hamur ilçesinden Rus ve Ermeni birliklerinin geri çekilişi (1918)
* Ağrı’nın Patnos ilçesinden Rus ve Ermeni birliklerinin geri çekilişi (1918)
* Ağrı’nın Taşlıçay ilçesinden Rus ve Ermeni birliklerinin geri çekilişi (1918)
* Ağrı’nın Tutak ilçesinden Rus ve Ermeni birliklerinin geri çekilişi (1918)
* Dünya Toptancılar Günü
* Dünya Tıbbi Mümessiller Günü
* Kutlu Doğum Haftası (14 – 20 Nisan 2016)
* Şehitler Haftası
* 1828 – Noah Webster, ilk İngilizce sözlük olan An American Dictionary of the English Language’ı yayımladı.
* 1865 – ABD Başkanı Abraham Lincoln’e, John Wilkes Booth tarafından suikast yapıldı. Lincoln ertesi sabah öldü.
Hocalı Katliamı, Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti’nın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan ve Azeri sivillerin Ermenistan’a bağlı kuvvetler tarafından toplu şekilde katledilmesi olayı.
“Memorial” İnsan Hakları Savunma Merkezi[, İnsan Hakları İzleme Örgütü], The New York Times gazetesi[ ve Time dergisine] göre katliam, Ermenistan’ın[ ve 366. Motorize Piyade Alayı’nın] desteğindeki Ermeni güçleri] tarafından gerçekleştirilmiştir.] Ayrıca, Karabağ Savaşında Ermeni kuvvetlere komutanlık yapmış bugünkü
Türkler ve Ermeniler, Anadolu ya da Ön Asya olarak bilinen coğrafyada, dokuz yüzyılı aşkın bir zamandır bir arada yaşamışlardır. Büyük Selçuklular ve Türkiye Selçukluları gibi, önemli Türk devletleri zamanından beri Türkler ve Ermeniler beraber yaşamışlardı. 1326 yılında Osmanlılar tarafından Bursa’nın alınmasıyla birlikte Orhan Gazi, Ermenilerin Kütahya’da bulunan ruhanî merkezlerini Bursa’ya nakletmiştir. Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethinden bir müddet sonra 1461’de, Bursa’da bulunan Ermeni ruhanî reisi Ovakim efendi ile Anadolu’dan bir miktar Ermeni İstanbul’a getirilmiştir. Fatih Sultan Mehmet tarafından Samatya’da ki “Sulu manastır” isimli kilise Ermenilere verilerek, Ermeni Patrikliği kurulmuş ve Ovakim efendi Ermenilere patrik tayin edilmiştir. Bütün Ermenilerin dinî-ruhanî reisi sıfatı tanınarak, Ermeni
Son yıllarda çeşitli ülkelerin meclislerinde gündeme gelen sözde ‘Ermeni Soykırım Kanun Tasarısı’, kamuoyunu ve Türk dış siyasetini meşgul eden meseleler arasındadır. Aslında 1915′te Türkler ve Ermeniler arasında gerçekte ne yaşandığını anlayabilmek için 1915′ten önceki hâdiseleri incelemek gerekir. Ama bu yazının hedefi, ne Türk-Ermeni münasebetlerinin tarihî seyrini incelemek, ne de taraflar arasında uzlaşma sağlanamayan kayıp rakamlarını değerlendirmektir. Asıl maksadımız, Osmanlı Devleti’nin Tehcir Kanunu’na neden ihtiyaç duyduğunu ve kanunun tatbiki sırasında aldığı tedbirlerin ne denli kapsamlı olduğunu ortaya koymaktır.
Ermeniler, asırlarca Anadolu’da Türklerle birlikte barış içinde yaşamış; Osmanlılar zamanında ülke topraklarının hemen her yerine dağılarak bürokraside, ticaret ve sanat hayatında mühim yerlere gelmişlerdir. Ancak yirminci yüzyıla doğru bazı devletler, çıkarları doğrultusunda Ermenileri Osmanlıya karşı kullanma eğilimine girince, dengeler değişmeye başlamış ve bağımsızlık vaadiyle tahrik edilen Ermeniler tarafından Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde isyanlar çıkarılmıştır.
Özet:
Yüzyıllar boyu çeşitli toplulukları bir arada yöneten Osmanlı Devleti, farklı etnik yapıdan gelen, farklı din ve kültür sahibi olan toplumlara karşı, geniş bir barış ve hoşgörü anlayışı içerisinde bulunuyordu. Bünyesinde çeşitli din ve millet mensuplarını yaşatan Osmanlı devleti yönetiminde, 1839 Tanzimat Fermanı’ndan sonra yalnızca Müslümanlar görev almamışlardır. Ermeniler, Yunanlar, Slavlar, Bulgarlar, Rumlar, Yahudiler ve daha bazı topluluk mensupları da, Osmanlı devlet yönetiminde üst düzey görevler almışlardır. Bu geniş ve her kesime hitap eden yönetim anlayışı farklı kesimlerin bir arada bulunmasını kolaylaştırmış ve değişik unsurlardan bir bütünlük meydana getirmiştir.
19. yüzyıl Osmanlı Devleti açısından pek çok değişikliğin söz konusu olduğu bir yüzyıl olmuştur. Mısır isyanı, Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması, Yunan isyanı, Tanzimat Fermanı, Islahat Fermanı, Kırım savaşı, Vilayet Nizamnamesi Teşkili, Ermeni Milleti Nizamnamesi, I. Meşrutiyet’in ilanı, Osmanlı-Rus harbi (1877-1878) gibi, gelişmeler de bu yüzyıl içerisinde cereyan etmiştir.
Ermeni toplumu dokuz yüzyıla yakın bir zamandır, tarihî ve stratejik bakımdan önemli olan, Anadolu yada Ön Asya olarak bilinen coğrafyada, Türkler ile beraber yaşamışlardır. Ancak, XIX. yüzyıl başlarına doğru gelindiği zaman, Osmanlı devletinin zayıflaması, emperyalist devletlerin Anadolu topraklarına göz dikmeleri, yüzyıllar boyunca bir arada yaşayan bazı toplulukların Türklere karşı tahrik edilmeleri, Anadolu’yu paylaşma planları gibi, sorunlar ortaya çıkmıştır.
Bu arada Ermenilere de; Doğu Anadolu’da, Rusların, Fransızların ve İngilizlerin desteği ile bağımsız Ermenistan devleti kurdurulacağı propagandası yapılmıştır. Bunun sonucu olarak, silahlı Ermeni komiteleri ve çeteleri