Ramazan için 40 Nasihat..
1-Cok konuşmayı bırak..
2-Allah’ı bol tefekkür et..
3-Çok yemeyi bırak..
4-Çok uyumayı bırak..
5-Mecbur olmadıkça dışarıya fazla çıkma
6-Arkadaşlarınla çok buluşmayı bırak..
İyi Olan Her Şey Paylaşımda…
Ramazan için 40 Nasihat..
1-Cok konuşmayı bırak..
2-Allah’ı bol tefekkür et..
3-Çok yemeyi bırak..
4-Çok uyumayı bırak..
5-Mecbur olmadıkça dışarıya fazla çıkma
6-Arkadaşlarınla çok buluşmayı bırak..
İslami İlimler
Müslümanların bilmeleri, öğrenmeleri gereken ilimlere “Ulum-i İslamiyye (İslâmi İlimler)” denir. İslâmi ilimler, “Akli” ve “Nakli” ilimler olmak üzere ikiye ayrılır.
Bu bakımdan bunların da öğrenilmesinin farz-ı kifaye olduğu belirtilmektedir. “Fen Bilgileri” de denilen bu ilimler, matematik, mantık ve diğer tecrübi ilimlerdir…
Mevlid Kandiliniz Mübarek Olsun
Bu gece peygamberimiz Hz Muhammed Mustafa SAV ‘in dünyaya şereflendirdiği gecedir .O peygamber ki insanların sapıklıkta sınır tanımadığı, cehalette en üst seviyelere ulaştığı, küfür ve şirkin kölesi olduğu bir zamanda dünyaya şeref vermiş ve dünyaya ilahi bir nur, rahmani bir şifa olmuştur. Ey yüce peygamber senin hürmetine yaratıldı tüm alemler.
Şamanizm’den Kalan Adetler
Türkler ’in Şamanizm’den İslamiyet’e geçişi yüzyıllar öncesine dayansa da, günümüzde Şamanizm’den kalan birçok adet ve gelenekleri bulunuyor.
İşte onlardan birkaçı:
Ay: Anadolu’da yeni ayın görünmesi sırasında yere diz çökerek niyaz edilmekte, gökyüzüne, aya ve toprağa bakarak dilekte bulunulmaktadır. Yeni ayın yeni umutlara ve yeni başlangıçlara vesile olacağı düşünülür. Bu olgu da Türklerin eski Gök tanrı inancından kaynaklanmaktadır.
Su dökerek uğurlama: Gidenin arkasından su dökmek eski Türklerdeki su kültünün doğurduğu bir adettir.
Mum yakma, çaput bağlama: Cami avlularında mum yakılması, ağaçlara bez ve çaput bağlanması da Şamanizm döneminden günümüze aktarılan geleneklerdir.
>
Dünya Senin Değil
Misafir olduğun yere gönül bağlama..!
Kapısına dayanma, çürüktür.
Suretine aldanma..!
Cazibesine kapılma..!
Dünya senin dünyan değildir.
Kendini ev sahibi sanma..!
Sana muhabbet duyan her faniye gönül verme..!
Sürünen yılanlar gibi gövden yerde sinsi sinsi yürüme..!
Siyah Gecenin Hayalleri
Mesafe nedir ki gönüller bir olduktan sonra…?
Gönüller bir olsun.
Mekanlar kimin umurunda…
Sevgi hissetmektir.
Yollar ve zaman ayrı olsa da
Bir gün bekle
O tütsülenmiş dilimin ucundaki şiirler dökülecektir,
Gölgemiz olan size anlatacaktır,
Gönülden gönüle bir yolun olduğunu.
Belki düğümlenecek sözlerim Lâl Olan dilimizde,
Belki de tekbir sözünüzle cennete çevireceğiniz yürekler vardır.
Ben diyorum ki ; gönüller bir olsun, hem dem olsun yeter
Şimdi kapatın gözünüzü
Dalın siyah gecenin hayallerine,
Hadi sevdanın yurduna gidiyoruz,
Toplayalım Aşıkları, Maşuğun dergâhına….
Ey Hira Yüreklim…!
Ellerimle Elini Tuttuğum,
Aşk’ı Tanıyan Yüreğin Cennete Götüren Rehberim Olsun.
Dualarımın Öznesi Olan Yâr Dün Gece Yine Resmine Baktım Yatmadan,
Gözlerinde Beni Gördüm, Yüreğindeki Acıyı Gördüm,
Hüzünü Gördüm.
Dedim Kendi Kendime,
Aşk Hakkımmıdır Bilmem, Ama Hak Aşkımdır.
Yüreğimi Özenle Koruyorum, Çünkü İçinde Sen Varsın…..
Marifet İki Yüreğin Bir Olması Değilmiydi Zaten,
Biz Tek Yürek Olduk Seninle Kurbanım.
Eğer Sana Kavuşmadan Ölürsem…
Vallahi Ölüm’e de Aşk Olsun!…
Senin İsminle Uyanıyorum Her Sabah…!
Bir Sevinç Kaplıyor Yüreğimi Çünkü Sen Varsın Sol Yanımın Bekçisi.
Ey Hira Yüreklim….!
Kudüs Bakışlım, Ravza Yüreklim, Dualarımın
Dandanakan Savaşı
Selçuklular ile Gazneliler arasında 431’de (1040) cereyan eden ve Selçuklu Devleti’nin kuruluşunu sağlayan savaş.
Uzakdoğu ile Akdeniz arasındaki büyük ticaret yolu üzerinde Serahs-Merv arasında bulunan Dandanakan’ın, Ortaçağ’ın önemli ticaret ve sanat şehirlerinden biri olduğu ve bugünkü Türkmenistan Cumhuriyeti topraklarındaki Taşrâbâd’ın işgal ettiği yerde bulunduğu yapılan kazılardan anlaşılmaktadır. Yine bu kazı sonuçlarına göre Dandanakan bir tepe üzerinde olup surlarla çevriliydi ve şehirde düzenli bir su ve kanalizasyon şebekesi mevcuttu.
Ayrıca burada çok sütunlu bir cami ile bir ribât vardı. XIII. yüzyılda Serahs-Merv yolunu geçerken Dandanakan’ı görmüş olan meşhur Arap coğrafyacısı Yâkūt el-Hamevî, kasabanın zamanla şiddetli rüzgârların savurduğu büyük kum yığınlarıyla örtülmesi üzerine halkın buradan başka yerlere göç ettiğini, kasabada ancak bir ribât ile bir minarenin kalmış olduğunu belirtir (MuǾcemü’l-büldân, II, 610). Büyük Selçuklu Devleti’nin kuruluşunu sağlayan meydan savaşının burada yapılmış olması dolayısıyla Dandanakan’ın İslâmî devir Türk tarihinde çok önemli bir yeri vardır.
Ey Gönlüm Aşk İstiyorum
Ey gönül bana öyle bir kelâm et
Yüreğimi söküp dağlayayım.
Sen bilmezsin belki ,
Senin canın yanmasın diye
Sol yanıma bile yatmadığımı.
Özlemek ne renkti sen bilmezsin,
Öyle bir yalnızlığa daldım ki ;
Şiirde ki kelimelerimin dizi tutmuyor.
Ne zaman yağmur yağsa bu şehre,
Zekât vermek için gerekli zenginlik ölçüsü yani zekât nisabı nedir, nasıl hesaplanır?