Ebû Abdirrahmân Abdullāh b. Ömer b. el-Hattâb el-Kureşî el-Adevî (ö. 73/693) Hz. Ebubekir’den sonraki ikinci halifedir.
İbn Ömer diye de anılan Abdullah, nübüvvetin üçüncü yılında Mekke’de doğdu. Hz. Peygamber’in zevcesi Hafsa ile ana baba bir kardeştir. Babasıyla birlikte müslüman oldu, yine onunla birlikte Medine’ye hicret etti. Babasından önce hicret ettiği de rivayet edilmektedir. On üç yaşında iken Uhud Savaşı’na katılmak istedi; fakat Hz. Peygamber henüz çok genç olduğunu söyleyerek izin vermedi.
Asıl adı Abdullah olan Eşrefoğlu Rumi(1353?-1469), Yunus tarzında şiirleri ile tanınan, ilahiler yazan bir şair olarak dikkat çeker. Kaynaklarda künyesi Abdullah Rumi b. Seyyid Ahmed Eşref b. Seyyid Muhammed Süyufi (Mısri) şeklinde geçmektedir. İbnü’l-Eşref, Eşrefzade, Eşref-i Rumi, Abdullah İzniki ve Abdullah-ı Rumi adlarıyla da tanınmıştır.
İznik’te doğan Eşrefoğlu Rumi, ilk öğrenimi burada yaptıktan sonra Bursa’da Çelebi Sultan Mehmed medresesinde okudu. Hacı Bayram-ı Veli’ye bağlanan ve ona on bir yıl hizmet edip dergaha imam olan Rumi, hocasının kızı ile evlendi.
Tahir bin Hüseyn, Abbasiler zamanında Horasan valisi iken, Rakka valiliğine atanan oğlu Abdullah bin Tahir’e bazı nasihatlerde bulunmuştur. Nasihatleri özetle şöyle idi:
Allahü teâlâdan kork. Daima Onun korkusu içinde bulun. Her an Onu murakabe eyle! Hep Onu düşün. Onun gazabından sakın. Gece-gündüz, idaren altında bulunan insanları korumaya gayret eyle. Allahü teâlânın sana ihsan ettiği afiyet nimetini, ahiret için hazırlanmakta ve mesul olacağın şeyi düşünmekte kullan.
Allahü teâlâ ihsan ederek valilik mevkiinde bulunmanı nasip etmiş ve idaren altında bulunanlara da şefkat ve merhametle muamele etmeni emretmiştir. Ayrıca, insanlara karşı adil davranmanı, Allahü teâlânın hakkına riayet etmeni, insanlara Onun emir ve yasaklarını tatbik etmeni, onları zararlı şeylerden korumanı, onların ırz ve namuslarını iyi muhafaza etmeni, kanlarının dökülmesine mani olmanı, yolculuklarında kendilerine yol emniyetini temin etmeni, hasılı, onları rahat ettirmeni emretmiştir.
İspanyol papazı iken, Tunus’a gelerek müslüman olan bir zât. Akdeniz’de bulunan Balear adalarının büyüğü olan Mayorka adasında, bir ailenin tek çocuğu idi. Asıl ismi, Anselmo Turmedo idi. Nebuniye şehrinde, en meşhûr papaz olan Nikola Nertil’in yanında yetişti. İncîl’i ezberledi. Bu papazın yol göstermesi ile Tunus’a gitti ve orada müslüman oldu. Arabcayı ve İslâm ilimlerini iyice öğrendi. Hıristiyanlığın iç yüzünü, nasıl bozulduğunu gösteren “Tuhfet-ül-erîb” adında bir kitap yazdı. Bu kitabını, 823 (m. 1420) senesinde tamamladı. 1290 (m. 1873) senesinde Londra’da, el-Münkız kitabı ile birlikte 1402 (m. 1981) senesinde İhlâs Vakfı tarafından İstanbul’da bastırıldı. Bu kitabı Hacı Zihni Efendi Türkçeye çevirdi. Oğlu Abdülhalîm, bu kitabı Arabca olarak kısalttı. Türkçesi, Osmanlılar zamanında İstanbul’da basıldığı gibi, latin harfleri ile 1385 (m. 1965) senesinde tekrar bastırılmıştır. Yazması, Berlin Kütüphânesi’ndedir.
Abdullah: Allah (cc)’ ın kulu
Âbid: Kulluk eden, ibadet eden
Âdil: Adaletli
Ahmed: En çok övülmiş, sevilmiş
Ahsen: En güzel
Alî: Çok yüce
Âlim: Bilgin, bilen
Allâme: Çok bilen
Âmil: İşleyici, iş ve aksiyon sahibi
Aziz: Çok yüce, çok şerefli olan
Beşir: Müjdeleyici
Burhan: Sağlam delil