1999 yılından bu yana cep telefonuna sahibim. Fakat sanırım çok yakında artık o beni yönetmeye başlayacak…Cep telefonum olmadığında, şarjı azaldığında, (faturalı hatta geçmeden önce) kontörüm azaldığında kendimi boşlukta hissettiğimi itiraf edeyim. Geçen gün telefonu evde unuttuğum da anladım ki telefonsuz da yaşanabiliyor…Fakat düşündüm de 1999 yılına kadar cep telefonum olmadan gayet güzel yaşadım. Cep telefonum olmadan yaşadığım günler aklıma geldi…
Kolumda kesinlikle bir saatim vardı. Fakat sabahları okula veya işe gitmek için bir çalar saatim mutlaka olmalıydı. Gerçi sonraları elektronik olanlarda alarm da vardı. Bütün hesapları elle yapamazdım. Hesap makinesi kesinlikle olmak zorundaydı. Hiç unutmuyorum Casio Elektronik hesap makineli saatimi…Randevu bile yazabiliyordum. Gezdiğim yerleri, arkadaşları, ailemi fotoğraf makinesi ile çekerek aile albümüne koymayı çok severdim. Sanırım bu hastalık Rahmetli Annemden bana geçmişti… O da çok sever ve resimleri biriktirirdi.