Uçun gidin turnalar, şavkına doğru ayın.
Muştu verin anneme, aşk ile yundu deyin
Bahar kızın, ay kızın, o gül kızın, Şenay’ın;
Saçlarına semadan, bir buse kondu deyin.
Bereket ırmağıydım, baharı taşıyordum.
Birkaç çürük bent ile menzilimde durdular.
Heybem sevda yüklüydü, yedi renk taşıyordum.
Beni neden vurdular, beni neden vurdular?
Siz öğretmenler “sevgi elçileri” siniz. Sınıfta yaşama sevinci, toplumda huzur, ülkede barış, meslektaşları arasında demokratlığın simgesisiniz. Çocuklarımızın yetişmesinde büyük rol oynayan, her türlü fedakarlığı gösteren sizlere çok şeyler borçluyuz.
Dünyanın en değerli varlıkları olan siz öğretmenler! Bugün, Türk öğretmeninin şeref günüdür. ona olan saygıyı yenileme, onun yüceliğini anma günüdür. Öğretmenler birer bahçıvandır. En güzel gülleri onlar yetiştirir. Hiç yorulmadan, bıkmadan, usanmadan bahçesindeki güllere su verir ve onların bakımını titizlikle yapar.
Öğretmenler, altın kanatlı kelebeklerdir. Çiçeklerin arasından hiç yorulmadan, devamlı uçarlar. Çiçeklerine toz kondurmamaya çalışırlar.
Öğrenmenin, bilgi edinmenin ve bunları hayatta kullanmanın en ucuz ve en kolay yolu okumaktır.
Bu yüzden okumaya ve öğrenmeye ayrılan zaman, daima kendisini öder. Ancak acele etmemek, sabırlı olmak, her zaman, her halde okumaya ve araştırmaya zaman ayırmak ve gayret göstermek lazımdır.
Bilginin gereksiz olduğunu düşünen insanlarla büyük işler başarılamaz. İnsan, başarısının her noktasında daha çok bilgiye ihtiyaç duyar.
Bazı insanlar, pratikte elde ettikleri tecrübe ve bilgilerin işe yaradığını görünce yeterli olduğunu zannedip okumayı ve araştırmayı bırakırlar. Böylelerinin içinden büyük adamlar çıktığı görülmemiştir. Bu tür insanlar daima başkalarının peşinden yürürler ve bunun farkına bile varmazlar.
Arefe günüydü, beş yaşındaki küçük kız, babasının alıp getirdiği, altın yaldızlı bir tomar kağıdı, bir kutuyu eğri büğrü sararak oyuncak yapmak istemişti. Bunu gören baba hediyelik kaplama kağıdını ziyan ettiği için kızını çok azarlamıştı, kız çocuğu çok üzülüp ağlamıştı.
Bayram sabahı; küçük kız elindeki paketi getirip ” Babacığım bu paket senin” dediğinde adam üzüldü ve küçük kızına söylediklerinden utandı ve gereğinden fazlamı tepki gösterdim diye düşündü. Ne var ki paketi açınca yeniden öfkelendi. Kutunun içi boştu…