Terekeme Ağzı Sözcük ve Anlamları

Kategori: Eğitim ve Öğretim Konuları | 0
Terekeme Şiiri - Hasan Demirci

Terekeme Ağzı Sözcük ve Anlamları

Bu araştırmam ile Terekeme-Karapapak Türkleri ağzına ait sözcükleri bir araya getirdim. Yaşadığım şehir olan Karaman İç Anadolu’da olmasına rağmen şaşılacak derecede ağız  benzerlikleri beni oldukça şaşırttı. 2012 yılından bu zamana kadar toparlayabildiklerimi bir araya getirip arşiv oluşturdum. Terekeme ağzı ile şiirler yazan  Hasan Demirci (Eğitimci)  hocamdan öğrendiğim sözcükleri de ilave ettim. Eğer ilave etmek istediğiniz veya yanlış sözcük varsa yorumdan iletiniz.

Aşağıdaki harflere tıklayarak harf sırasına göre ilgili sayfaya gidebilirsiniz. Sayfa altından bir önceki ve sonraki sayfalara geçiş yapabileceğinizi unutmayınız.

Abi: Gaga.
Abla: Aba, Kız Kardeş.
Adahlı: Nişanlı.
Ahan: İşte, Burada.
Aheey: Eyvah Anlamında Olan Sözcük.
Ahora: Yakın Bir Yer.
Ajans: Radyo.
Ak-Ağ: Beyaz.
Al: Kırmızı.
Alaca: Siyah-Beyaz.
Alazlanma:Yüzde Ve Vücutta Çıkan Çıbanlar, Kızartılar.
Alaşa: Arsız, Çemkiren Orta Yaşlık Kadın.
Aloy (Yaloy): Alev
Alça: Erik.
Anaç: Kuluçkaya Yatan Tavuk. Ana Gibi Davranan,
Andır: Her Hang Bir Parça, Vücut Parçası Da Olabilir.
Anne: Ana.
Arh: Ark.
Arheyin: Rahat, Gamsız.
Aroy: Kirli Çamaşır Suyu.
Aya, Eye: Hey Ünlemi.
Aybecer: Suratsız, Tipsiz.
Azgun: Şımarık.
Ağustos Böceği: Cırcıra.
Ağırsak: Teşinin Üst Kesiminde Çengelli Olan Yuvarlak Parça.
Baba: Ata.
Badiye: Geniş Ağızli Taş.
Baf :Akciğer.
Baht: Kader.
Balanın Balası: Torun.
Baskı: Ot Arabaları Çekilirken Otun Uzunlamasına Atılan 5-6 Metre Uzunluğundaki Ağaç.
Basma: Tezek Oluşumu.
Bayda: Kazandan Küçük, Derin Tencere.
Baydanın Balası: Baydanın Küçüğü.
Bağdaş: Ayakları Ve Bacakları Kelebek Yapıp Oturmak.
Bedasıl: Aslı Bozuk, Soyu Kötü.
Bedre: Kova.
Bele: Böyle,A Böyle.
Beye (Peye): Ahırda Hayvanların Ot, Saman Yediği Yer.
Beynamaz: İnançsız.
Bezek: Süs, Bezemek, Süslemek.
Bibi: Amcanın Eşi.
Bidibidi: Az, Az Ufak Ufak.
Bijli: Sivri.
Biyabur: Rezil. Bî+Abur: Abursuz
Biçin: Tırpanla Biçilmiş Ot Ya Da Ekin.
Biçği, Bıçkı Bişxi: Testere.
Boz: Bej.
Bulun: Otun Tarlada Toplanmasına Verilen Adı.
Buluz: Elbise.
Buoy (Bizoy): Buzağı.
Buvahıt: Bulunulan Zaman Dilimi.
Bülöy: Bileği
Bıldır: Geçen Yıl.
Bıçka: Kibrit.
Bıçkı: Testere.
Camış Kıran: Mart-Nisan Arası.
Camış: Manda.
Cavan: Otu Taşırken Otu Çevrelemeye Yarayan Çedene İpinden Yapılan Malzeme, İp.
Cağ: Şiş.
Cehre: İp Eğirmek Için Kullanılan Alet.
Cele: Kışın Kuş Yakalamak Için Beyaz At Kuyruğu Ile Kurulan Tuzak.
Cemdeğh: Beden.
Cepken: Kol Uzunluu Parmak Uzunluğundan 10 Cm Daha Uzun Şeklinde Ve Siyah Olup ÜzerindeBulunan Giysi.
Cib: Cep.
Cici Bici: Süslü, Püslü.
Cilcibil: Çırıl-Çıplak.
Ciloy: Yular, Dizgin.
Cincar: Isırgan Otu.
Cincar: Mısır Ekmeği.
Cirbağa: Yaramaz, Ufak Tefek Erkek
Circir: Fermuar.
Ciri: Afet, Bela, Dert, Eziyetveren,
Cizlavet: Lastik Ayakkabı.
Cucul: Civciv.
Cufut: Yahudi.
Cuka-Cuku-Culluk: Hindi25.
Cücük: Yavru Kaz, Hindi.
Cıbıl: Varlıksız.
Cıbır: Yoksul, Parasız.
Cırıh: Yırtık.
Cızıh: Çizgi.
Cığız: Oyun Bozan
Çalğı: Çalı Ile Yapılmış, Odun Saplı Süpürge.
Çanah: Büyük Güğüm
Çançur: Eriğin Bir Çeşiti.
Çaput: İşe Yaramaz Bez Kumaş.
Çarık: Sepilenmemiş Sığır Derisinden Yapılan ve Deliklerine Geçirilen Şeritle Sıkıca Bağlanan Eski Ayakkabı.
Çaynik: Çaydanlık.
Çemen Yeşil: Çemen Yeşili.
Çengel: Çatal.
Çengel: Çatal.
Çepiş: 1 Yaşında Yavrulayan Keçi.
Çerpeşik:Kar,Yağmur Karışımı
Çıbık: Çubuk.
Çılpah: Çıplak.
Çigelek: Yaban Çileği.
Çinçavat: Varyemez, Cimri.
Çivin: Sinek.
Çivit Rengi: Gök Rengi.
Çiçe-Çıçalak: Küçük Parmak
Çiğelem: Yabani Çilek.
Çiğit: Çekirdek.
Çorah: Verimsiz.
Çorlu: Hastalıklı.
Çulsuz: Fakir, Berduş.

Çömçe: Kepçe, Büyük Tahta Kaşık.
Çömçe: Kulak.
Dabah: Bir Hayvan Hastalığı.
Dad: Tat.
Dal: Sırt.
Dalda: Dulda
Damdan Çıkma: 1 Yaşına Varmayan Dana.
Damçı: Damla.
Davşan: Tavşan.
Daşgözer: Bulgur Yapılırken Kullanılan Taşlar.
De-: Söyle-.
Dede: Lele.
Degenek: Sopa, Çubuk.
Delisoy: Deli Dolu.
Demiroy: Bir Tür Yara, Egzama.
Deyaz: Sığ Su.
Dıa: Ermeni Oğlu.
Dıdıh: Kişiliği Oturmamış, Zayıf
Dırdıra: Açık Mavi Ile Koyu Mav Arası.
Dinge: Yaşmak Biçiminde Başa Örtülen Tülben
Dirliksiz: Geçimsiz.
Dındıla: Çok Küçük.
Dolamaç: Dönemeç.
Don: Elbise, İç Giyim
Dor: Sarı-Kahvereng Arası.
Döş: Sine, Göğüs
Düngür:Dünür.
Düven: Döğen.Ekinleri Sürmek Için Kullanılan hayvanlar Tarafından Çekilen Tahta.
Düye: İlk Doğumunu Yapacak inek.
Ebe: Nine, Anneanne, Babaanne.
Ebegümeci: Çit, Yol Ve Eski Duvar Kıyılarında, Harabeliklerde, Genellikle Çiçek Ve Sebze Bahçelerinde Yetişen Bitki
Ebile: Böyle-Böyle.
Edrefi: Etrafı.
Ebele Gel: İşte Böyle Bu Yana
Eğer (Urus Ayarı, Düz-Subay Ayarı): Atların Üzerlerine Konulan Oturmaya Yarayan Alet.
Eke Koç: 2-5 Yaş Erkek Koç.
El: Konu, Komşu, Millet, El.
Ele Deme: Öyle Söyleme.
Ele: Öyle.
Eleyse: Öyleyse.
Elhezer: Aman Dedirtecek Kadar Baş Belası Olan, Yaramaz.
Eli Uzun: Hırsız.
Elti: Erkek Kardeşlerin Eşlerinin Birbirlerine Ev Içi Yakınlıkları.
Emlik: Yeni Doğmuş Kuzu.
Enik: Yeni Dünyaya Gelmiş Köpek Yavrusu. Afacan.
Enni: Uzun
Eringen: Tembel, Üşenen.
Eseslice: Esaslıca.
Evelik: Karasal Iklim Taşıyan Yörelerde Nerdeyse Hemen Hemen Aynı Adla Anılır.
Eşgere: Açık, Alenen.
Fallık (Folluk): Tavukların Yumurtladığı Kutu, Kasa.
Fayton: At Arabası.
Fere: Dişi, Yumurtlamaya Başlayan Tavuk, Genç Kız.
Fitoz: Sevimli.
Fırfır: Topaç.
Fırtılık : Sümük.
Furgun: Öküz Arabası, Karstan Gelir, Mil Geçmiş Tekerlekli Araba.
Gabala: Toptan.
Gada: Bela.
Gadan Alem: Dertlerini Ben Üstüme Alayım.
Gagal: Göz.
Gagaç: Kurumuş Otlara Verilen Ad.
Galah-Galah: Tezek Yığını.
Ganat: Kanat.
Ganayahlı: Kadın Ya Da Kız Için Söylenilen Bir Söz, Bela Arayan.
Ġanfet: Konfetı Şeker.
Ġanmiyer: Anlamıyor.
Gart: Yaşlı, Ihtiyar, Zamanı Geçmiş,Taze Olmayan.
Gartal: Kartal.
Gayda: Müzik, Makam.
Gaççe-Geç: Kürd Kızı
Gağ: Meyve Kurusu.
Gaşga: Alnı Siyah-Beyaz.
Gaşoy: Kaşağı.
Gede: Çocuk.
Gem: Atların Ağızlarına Takılan Atı Yönlendirmeye Yaran Alet.
Gergef: Nakış, Dantel.
Gıdik: Keçi Yavrusu.
Gıgı:Deve,Keçi,Koyun Vb.Hayvanların Pisliği.
Gıjik: Kıvırcık Saç.
Gılan: Duman Rengi.
Gıloyşa: Oturup Kalkmasını Bilmeyen, Saygısızca Davranan Kadınlar Için. Yalaka, Riyakar. Gıro: Kürd Oğlu.
Gına: Palıdı.
Girgal: İnekleri Bağlamak Için Kullanılan Paluttan “U” Şeklinde Boyunluk.
Giroy :Rehin.
Gobbal: Büyük Burun.
Gobbuz: Yumruk.
Gocik: Kaban.
Goduh: Eşek Yavrusu.
Gokgilik: Boyun Arası, Omuz.
Gonak (Gonah): Misafir.
Gor: Mezar.
Gorbagor: Toplu Mezar. Ölümü
Gorhana: Mezarlık.
Gorluk: Cenaze Için Saklanan Para.
Goruhçu: Korucu.
Gottik: Lahana Türlü Bitkilerin Sapı, Kökü.
Gotto: Kuyruğu Kesilmiş Hayvan.
Gotur: İz Bırakan Hastalık.
Gudik: Köpek Yavrusu.
Gullik: Dağlarda Kendiliğinden Yetişen Gulik adındaki bitki
Guruğ Tavuk: Anaç Tavuk.
Guzik: Kambur.
Guzuk: Kambur.
Guşgana-Quşqana: Tencere.
Göbelek: Mantar.
Gödek: Kısa.
Gökçek(Goçak-Goçak): Becerikli, Marifetli, Çalışkan. Göz Oda.
Görümce: Damadın Kız Kardeşi.
Göy Göz: Mavi Göz.
Göy: Mavi.
Göyrüş Çubuk: Ökü Sürmeye Yarayan Çubuk.
Gözgü: Ayna.
Gözlük (Sineklik): Atların Gözleri Kenarlarında Bulunan Koşum Aleti.
Gücük: Harman (Tahıl Döğülür).
Gümüş:
Kemer.
Gün:
Güneş, Gün.
Günebahan:
Ayçiçeği.
Güveyi:
Damat,
Güyüm:
İbriğn Büyüğü.
Güz:
Sonbahar.
Güzgü (Gözgü-Qözqü):
Ayna.
Ğanayahlı:
Dayanıksız, Sabırsız, Belalı, Tez Canlı, Aciz Kimse.
Ğarmutlama:
Sıcak Suyun ılındırılması.
Ğozan:
Tarlaları Nadasa Bıraktıktan Sonra Biçilen Ot,Hozan.
Ġaroy:
Bakar Kör.
Ġarı:
Kadın
Ġaşoy:
Kaşağı.
Ġoşġu:
Araba Veya Çifte Koşulan At
Ġumroy:
Çıngırak, Çan.
Ġundah:
Yeni Doğmuş Çocuğu  Sarıp Sarmalamaya Yarayan Örtü.
Ġuş Beyin:
Aklı Kıt.
Ġıroy:
Kırağı
Ha: İşte.
Hahçıh-Ahaçik:
Ermeni Kızı.
Hal:
Ben, Benek, kar Küreği.
Hala:
Babanın Kız Kardeşi.
Hamarat:
Becerikli.
Hara (Hara):
Nere.
Haralısan:
Nerelisin.
Hayvah:
Eyvah.
He:
Evet
Hepepine:
Tamamen.
Herik:
Tarlanın Pulluk Vb Aletle Sürülmesi.
Hersi Geldi:
Sinirlendi.
Hesir:
Tığla Yapılan Payendaz.
Hevenk:
Kara Batmamak Için Ayağa Giyilen Geniş Ayakkabı.
Hirzel:
Hayvan Gübresini Basmaya Taşımak İçin Kullanılan 4 Kollu Tekerleksiz El Arabası.
Hurcun:
Heybe.
Hündür:
Yüksek.
Hına:
Kına.
Hıra:
Ham Kavun.
Hırttik:
Beyaz Renkli Uzun Ve Pileli Salatalık Çeşidi, Acur.
Hırzel:
Hayvan Dışkısı Taşımaya Yarayan Kap. Kabın Kenarları 20 Cm Yüksekliğinde Olur.
Hıyar:
Salatalık.
Hış:
Köpeklerin Boynuna Takılan Ve Vahşi Hayvanlardan Korunmak İçin Takılan Demir veya Çelikten Çivili Tasma.
İbrik:
İbrik.
İçgi:
İçki.
İgit:
Yiğit.
İlan:
Yılan.
İldırım:
Yıldırım.
İndi:
Şimdi.
İstekan:
Bardak.
İşmar:
İşaret Etmek.
İt:
Köpek.
İtdirseği:
Arpacık.
İtgi:
Yitik, Kayıp, Zayiat, Zarar, Ziyan. (Mec) Ölüm.
İtoğlit:
Köpek Oğlu.
Kaftan:
Elbise.
Kaftar:
Yaşlı Köpek.
Kaftar:
İhtiyar, Yaşlı.
Kahve:
Palıdı.
Kalpak (Papak):
Başa Örtülen Kalpak; Kuzu Derisinden (Körpe Kuzu) Yapılmış Olup, Içi Astarlıdır. Kuzu Doğar Doğmaz Vücuduna Bir Kılıf Geçirilir. Kuzu Büyüdükçe Ve Yünü Uzadıkça Kıvırcık Bir Hal Alır. Bu Deri Soyularak Papak Yapılır.
Kamçı Yapalağı:
Kamçını Uç Kısmı.
Kamçı:
Mal Derisiyle Yapılan Koşum Aleti.
Kancık (Qancıx, Kancıh ‘Gancıh’):
Dişi Köpek. Sözüne Güven Olmayan,
Kap-Kacak:
Mutfak Eşyalarının Genel Adı.
Karafatma:
Böcek.
Kart:
Yeşil Çimenlik Ama Sert Olan Yer.
Katır:
Gatır.
Kaynana:
Kayın Anne.
Kaynata:
Kayın Baba.
Kayın:
Damadın Erkek Kardeşi.
Kayış:
Kemer.
Kaz Ayağı:
Mayıs Ve Haziran Ayı Arasında Toplanır. Yaprakları Japon Şemsiyesi Denen Süs Bitkisine Benzer.
Kel:
Ham Karpuz.
Kelağa: Bir Nevi Baş Örtüsüdür.
Kelebek:
Kepenek.
Kendir:
Kalın Ip, Cavan, Halat.
Kenger:
Nisan-Mayıs Aylarında Çiçek Açan, 40-50 Cm Yüksekliğinde, Tüylü Çok Yıllık, Sütlü, Dikenli Ve Otsu Bir Bitki.
Kepçe:
Kulak.
Kersen:
Hamur
Kerti:
Bayat
Kestane:
Şabalıdı.
Keçe:
Koyun, Tavşan, Deve, Lama Gibi Hayvanların Yünlerinden Yapılan Tekstil Örneğidir.
Keçel:
Baş.
Kınnap:
İnce Dayanıklı İp:
Kırlent:
Sekilere Konulan Yastık
Kidik:
Keçi Yavrusu:
Kiler:
Malzeme Ve Tandır Evi.
Kilim:
Türk El Dokuma Sanatlarından En Önemlilerindendir. Günümüze Kadar Devamlılığını Sürdürebilmiştir. İnce Bir Halı Tipidir.
Kirtil:
Kısa Ve Oldukça Sert Ot
Kirve:
Kirve Olanlar Arasında Kesin Bir Kardeşlik Vardır.
Kitmir:
Küçük
Kodik:
Manda Yavrusu
Koh:
Taştan Yapılmış Ev.
Kolik:
Boynuzu Olmayanan Hayvanlara Denir
Kollik:
Kuyruğu Kesilmiş Hayvan
Kolopa:
İçi Oyulmuş Kap
Kom:
Bir Çeşit Ahır
Kor (Kör):
Göz.
Kor Araba:
Kağnı
Kor:
Kör
Koraraba:
Kağnı
Korberevi:
Önünü Görmeyen
Kotan:
Pulluk.
Kotete:
Tabure
Kotik:
İki Yaşındaki Manda Yavrusu.
Kozik:
Ahırda Danaların Kapatıldığı Yer
Koşat:
Binalarda Yük Taşıyan Kalın Ağaç
Kudik:
Küçük Köpek, Enik
Kula:
At.
Kullik:
Bere
Kulun:
Kısrakların Yavrusu
Kunkul:
Omuz
Küsgi:
Ağaç Sırık.
Kurig:
Kısrakların Yeni Kulunu Tay
Kurik:
Tay.
Kurt:
Canavar.
Kurun, Kürün:
Ağaçtan Oyularak Yapılan Su Kabı
Kurutmalı:
Hastalıklı.
Kuzzik: 
Kambur
Kuş Burnu:
Sonbaharda Olgunlaşır. Taze Olarak Tüketildiği Gibi Kurutularak Da Kullanılır. Çayı Yapılır.
Kuşekmeği:
Mayıs Ayının Ortalarından Haziran Ayı Ortalarına Kadar Toplanan Bir Bitki
Kuşgana: 
Tencere
Kuşkana:
Küçük Tencere
Kâr:
Sağır.
Kömbe:
Sütlü Ekmak
Kösöy:
Ucu Yanmış Odun Parçası.
Köynek:
Gömlek.
Köç:
Göç.
Köçmek:
Evlenmek Taşınmak
Külek:
Ağzı Geniş, Altı Dar Su Kabı
Küllah:
Böğürtlen
Külül, Külür:
Yabani Bezelye
Kürün:
Koyunlara Açık Alanda Yem Verilen Tahtadan 30-40 Cm Yüksekliğinde Ve 3-5 Metre Uzunluğunda Kab.
Küsgi :
Ağaç Sırık
Küski:
Kaldıraç
Kütan:
Kotan,Pulluk
Küze:
Su Kabı
Lallo: Konuşamayan, Lal.
Lapatga:
Kürek.
Laz:
Karadenizliye Denilir
Lazo:
Oy Karadenizli
Lazut:
Mısır.
Laçin:
Doğan.
Lelê:
Ana, Bakıcı
Lenger:
Geniş Ve Derin Leğen
Lepiğh:
Yaşı, Plaka Halinde Taş.
Leppik:
Düz Taş.
Lepİğh:
Yassı, Plaka Halinde Taş
Leyakil Düşmek:
Yorgun Düşmek
Lezgi:
Halk Müziğinde Bir Makam Adı. İsim, Bir Aşık Adı
Leçek:
Beyaz Renkli Başörtüsü
Leçek:
Tülbent.
Lıbbız:
Parasız, Züğürt
Lığlanmak:
Mızmızlanmak Gibi
Lili:
Lakap,
Lobya (Lobye):
Fasulye
Loda: Büyük Ot Yığını
Lokko:
Büyük Kaba
Loğ:
Evlerin ve Tezeklerin Sıkıştırılması için yapılan Beton Silindir.
Lök:
Büyük
Lüle:
Musluk, Suyun Aktığı Boru
Macarka:
Arabaların Otu Taşımasını Sağlayan Ağaçtan Yapılan Düzenleme.
Mafiş:
Küçük Kare Şeklinde Kesilmiş Yufkanın Yağda Kızartılması
Mahal:
Yer, Mesken
Mahna:
Bahane:
Makat:
Tahtadan Yapılmış Sedir
Mama:
Dayının Eşi. Hala
Mar:
Yılan
Maran:
Öküz Arabası, Ortası Delik Tahta Tekerlekli.
Marşapa:
Kupa (Dolça)
Mattavar:
Bir Çeşit Hastalık
Mazi:
İki Teker Arasında ki mil
Maşrapa (Dolça):
Kulplu Bir Çeşit Su Kabı.
Maşrapa:
Kulplu Bir Çeşit Su Kabı
Mehriban:
Kadın Adı, Merhametli
Mercana:
Kışlık Yakacağın Ormandan Temini.
Merek:
Ot Ambarı.
Merek:
Saman yığılan Depo
Mertek:
Damda Kullanılan Uzun Odun.
Meşe:
Orman.
Mintan:
Gömlek
Miras Kalsın:
Mal Sahibinin Ölmesini Dilemek
Modgam:
İmece
Montof:
Yörede Devlet Tarafından Dağıtılan Hollanda ırkı İnek.
Morbet:
Çırak, Yardım Eden Çocuk
Motal:
Tuluğh, Peynir Konulan Kurutulmuş Koyun Derisi
Mozik:
6 Aylık Dana.
Muruslarini Dökmek:
Suratını Asmak
Muruzunu Sallamak:
Suratını Asmak
Muzveil:
Muhbir
Muzveillenmek:
İhbar Etmek
Muçurlamak:
Buruşturmak
Mökkem-Arapça Muhkem:
Sağlam, Kuvvetli.
Möğkgem:
Sağlam
Mürgülemek:
Uyuklamak
Mırık:
Ağızdaki Diş Dizilerinde Oluşan Boşluğa Denir.
Mıtrıf:
Dilenen Ve Bir Kapıdan Bir Şey Almadan Gitmeyen Kişi, Çingenelerin Bir Koluna, “Mıtrıf” Da Denir
Nacak:
Balta.
Nahır:
Sığır Sürüsü
Napuzzar:
Kapının Önünde Ya Da Arkasında Kalan Tarla
Nar Çiçeği:
Açık Kırmızı.
Narıncı:
Turuncu.
Nat:
Tırpan Sapı
Nataş:
Çıra Parçasına Verilen Ad
Nağıl
: Biçim, Tarz,
Ne Gaten:
Ne Kadar.
Necoldi:
Nerede.
Neft:
Gazyağı
Nehre:
Tahta Yayık.
Nehre:
Yağ Yapmak Için Kullanılan Alek
Nevale:
Erzak.
Neve:
Torun.
Nigart:
Tavuğun Gagası
Nine:
Nene.
Nöker:
Ev Ve Tarla Işlerine Yardımcı Olan Yatılı Veya Normal İşçi.
Obbaz:
İşe Yaramaz Aylak
Ohloy (Oxloy):
Oklava.
Ohloy:
Oklava
Oçkur:
Uçkur
Oğrı:
Hırsız.
Oğul:
Erkek Çocuk.
Ola, Ula:
Ulan, Arkadaş.
Orak:
Yarım Ay Şeklinde Elle Ot Biçmeye Yarayan Alet.
Otay-Butay:
O Taraf- Bu Taraf.
Oynaş:
Dost.
Ögeç:
Bir Yaşını Geçmiş Erkek Kuzu
Ördekbaşı:
Tok Yeşil, Koyu Yeşil.
Pahır:
Bakır
Paklamah:
Temizlemek.
Palan:
At Veya Eşek Üstüne Atılan Bez.
Palaz:
Bez
Paltar:
Çamaşır.
Palıt:
Yüksek Dayanaklı Dağ Ağacı.
Pampara:
Bir Tür Yabani Bitki
Panta:
Yabani Armut, Ahlat
Papağ:
Başa Giyilen Tiftik Başlık
Papul:
Çocuk Ayakkabısı, Patik
Patik:
Çorap Üstüne Giyilen Yünlü Vb. Giysi.
Patos:
Tahılları Samanından Ayırmak Için Kullanılan Alet.
Paxıl:
Kıskanç
Paxıllanmak:
Kıskanmak
Pağaç:
Yuvarlak Ve Kalın Bir Tür Ekmek, Somun
Pec:
Soba.
Peg:
Yıkıntı, Virane Olmuş Ev Kalıntısı İçin Denir
Pege:
Ahırda Hayvanların Ot Ya Da Saman Yedikler Bölme
Peleş:
Boynuzları Yanlara Doğru Açılmış Hayvanlara Verilen ad
Pelit:
Palamut.
Pellük:
Ayaktaşi Oyunu
Pembe:
Çehrayi.
Pepe:
Kekeme
Peçkir:
El Havlusu
Peş Gün:
Sofra
Peş:
Arka.
Peşgun:
Ayakları Kısa Yer Sofrası
Peşine Gitmek:
Arkasından Gitmek
Peşkİr:
Havlu
Peşlemek:
Kovalamak
Peştamal:
Bele Bağlanan Ve Düğünlerde Kuru Yemiş, Tarlalarda Da Tohum Ve Gübre Serpmeye Yarayan Örtü.
Peştamal:
Önlük.
Pırti:
Elbise
Pızık:
Yabani Arı
Pızıklanmak:
Sineklenmek
Pin:
Tavuk Yuvası, Kümes
Pingal:
Folluk, Tavuk Yuvası
Pisik
:
Kedi
Pitik: Köpek Yavrusu
Pizik:
Yabani Arı.
Pişik:
Kedi.
Pocİlemek:
Baltayı Taşa Vurma
Portlak:
Göz Yapısı Büyük Olan
Potur:
Büzgü
Poy Poy:
Hele Bakın Anlamında Poy Poy Gülen
Poşa:
Çingene,
Poşa:
Ermeni Çingenesi,
Poşgun:
Yer Sofrası
Puhoy:
Bukağı
Pulul:
Ot Demeti
Pumpul:
Yastık Başlarına Dikilen Püskül, Süslü
Punğar:
Pınar
Pusġu:
Pusu.
Put:
Bir Ağırlık Ölçüsü
Puti:
Yiyeceği Olmayan Ailenin Fertlerini Komşuları Alıp Besleme İşi
Puç:
Hiç,
Pörçük:
Tırpanı Sapına Bağlayan Yeri
Pörçüklü:
Yağcı,
Pöçük:
Kuyruk, En Geride Kalan
Pürçek:
Saç Tutamı
Pürçüklü:
Havuç
Pütöy:
Bütün, Hep.
Püşürik Aşı:
Bir Tür Çorba
Rapata:
Tandıra Hamuru Yapıştırmak Için Kullanılan Alet.
Sabahaçan: Sabaha Kadar
Sahan:
Demirden Yapılmış Tabak.
Sahi:
Gerçek
Sak:
Çorabın Tabandan Yukarı Olan Kısmı
Sako:
Kolsuz Ceket,Sakar, Dökülen
Saldat:
Rus Askeri.
Sambağı:
Samileri Bağlıyan ip
Sami:
Boyunduruğa Takılan Ağaç Ya Da Demir Çubuk
Sanaksal:
Ahırların Orta Yerinde Çukur Hayvan Bokunun Toplandığı Kanal
Sap:
Başakların Tutunduğu Dal
Sapılca:
Tava.
Sarcen:
Ölçü Birimi, Bir Öküz Arabası Yük.
Sarol:
Can Eriği
Sarı Erik:
Alca.
Satġı:
Satış
Savağ:
Sabah
Sazna:
Arazi Ölçümünde Kullanılan Bir Ölçü Aleti
Sağ:
Kara Karga
Sağdıç:
Düğünde Damadı Gezdiren Kişi.
Secele:
Soy Kütüğü
Segirtmek:
Çabuk Gitmek
Seki, Sevki:
Sedir
Sekü:
Divan
Seki:
Divan,
Sepġi:
Ateşli Hastalık Sonucu Ciltte Oluşan Döküntü.
Seyis:
Erkek Keçi.
Seğİrtmek:
Çabuk Davranmak
Seğİrtmek:
Çabuk
Simişka:
Ay Çekirdeyi
Sinor:
Tarla Hududu, Sınır
Sitekan, İstikan:
Bardak
Sitil:
1-5 Kg Arası Süt Yoğurt Kabı.
Sitil:
Süt Kabı
Sivirlenme:
Yokuş Aşağı Kayma Olayı
Soko:
Mantar
Sosiya:
Parlak Renkli Kara Kuş
Soyha, Andir, Meret:
Uğursuz Şeyler İçin Söylenir
Stol:
Sandaliye
Sâbi:
Küçük Çocuk.
Sükütten:
Usulca.
Sümük:
Kemik.
Süzek:
Süzgeç.
Sitil:
Yoğurt Kabı
Sıggavus:
Ahır Temizlemede Kullanılan Süpürge
Sıloık:
Islık
Sınıh:
Kırık.
Sınıkçı:
Ortopedist.
Sıçan:
Fare.
Şal:
Kalın Ve Başörtüsünden Braz Daha Büyük Kimi Zaman Da Yünlü Örtü.
Şamama:
Kokulu Küçük Kavun.
Şaplah:
Tokat.
Şarildayan:
Yıldırım
Şele:
Ot, Yem Demeti.
Şillopa:
Karla Karışık Yağmur
Şin:
Öküz Arabalarında Tekerin Etrafına Takılan Demir.
Şinel:
Palto
Şirat:
Peynir Suyu
Şirin:
Tatlı.
Şişek:
1 Yaşında Koyun
Şişek:
Doğacak Koyun.
Şogurt:
Salya
Şor:
Tuzlu
Şoradan:
Yağmur Sularının Damda Aktığı Yer.
Şourtlu:
Salyalı
Şoğurt:
Salya
Şoş:
Asfalt Yol
Şoşartmak:
Abartma
Şuşlanmak:
Fazla Yatmak
Şuşlanmak:
Fazla Yatma
Şuşurtluk:
Değirmen Oluğunun Su Dökülen Yeri
Şöbe:
Oltu Taşından Yapılan Boncuk
Şöhe:
Siyah Boncuk
Şüzzük:
Peynirin Suyu
Şüşe:
Cam Bardak, Cam.
Şüşit:
Huni
Talan:
Saldırıya Uğramış, Soyulmuş.
Talaş:
Telaş.
Tamça:
Damla.
Tanış:
Tanıdık
Tapan:
Sürülmüş Tarlayı Düzeltmeye Yarıyan Tahta Kalas.
Tapul, Pulul:
Ot Demeti
Taya: Otun Kışın Hayvanlara Yedirilmek Üzere Şehre Yakın Bir Yerde Yığılması.
Tar: Tavukların Üstüne Dizildiği ince Sırık
Tat:
Çorabın Ayağa Giyilen Daban Kısmı
Tavşal:
Kadınların Baş Örtüsünün Kalını
Tağaryirlenme:
Kendinden Geçme
Taşıyıcı:
El Arabası 
Tecgere:
Hayvan Pisliğini Taşımaya Yarıyan Tahat Alet
Tecnis:
Benzeşme
Tehne (Tekne):
Un Elenip, Hamur Yapılan Tahta Leğen.
Teketek:
Üç Etek Veya Entariler Sade Ve Koyu Renkli Olup 3-6-9 Tahtada Biçilmiş Geniş Kırmalıdır.
Tekne Kazıntısı-Son Beşik:
Dünyaya Gelen Son Evlat Teknesi
Telek:
Kaz Kanadı Ile Süpürme Amaçlı Yapılmış Alet
Telenk (Tağ-Sitil):
Karpuz, Kavun, Hıyar Gibi Ürünlerin Dalları.
Telis:
Çuval.
Telli Turna:
Telli Turna
Tellük:
Yünlü Takke
Teper:
Doldurur, Ha Bire Teper
Terek:
Kap, Kaşık Yerleştirilen Tahta Mutfak Dolabı,raf
Termaş:
Bozuk
Termaşa Kalsın:
Bozulsun Kalsın
Terpen:
Kımılda
Terpet:
Kımıldat
Tetan:
Hayvan Dışkısının Doğal Haliyle Kurumuş Hali, Yakacak Olarak Kullanılır
Tevür:
Çeşit
Teyze:
Annenin Kız Kardeşi.
Tez:
Çabuk.
Teze Gelin:
Yeni Gelin.
Tezeden:
Yeniden.
Tezek:
Hayvan Dışkısı ile Yapılmış Yakacak
Teşi:
Yün Eğirme Aleti.
Teşt:
Saç Legen
Tik:
Yüksek, Dik
Tike:
Küçük Et Parçası
Timoy:
Nezle, ingi, Dumağı.
Tiğ:
Saman Ekin Karışımı Yığın
Toglu:
Bir Yaşına Kadar Olan Kuzu.
Torhola:
Kabuk Tutmamış Yumurta
Torlak:
İş Bilmeyen, Acemi
Torpax:
Toprak
Torpax Başına:
Ölesin, Mezara Gidesin
Tosbağa:
Kaplumbağa.
Toy:
Düğün.
Trink:
Peşin Para Anlamında
Tufax-Tufağ:
Aile, Yuva.
Tula:
Köpek Yavrusu
Tulla:
Köpek Eniği
Tullanmak:
Yuvarlamak
Tuluk:
Tulum
Tum:
Sınır, Hudut, Tarlanın Tümü.
Tuman:
Alt Iç Çamaşırı.
Tump:
Tarlaların Kenarı
Tusmak:
Sinmek
Têlli:
Güzel, Narin
Têy:
Bir Nida, Têy Nezaman Geldi
Töhmet:
Başa Kalkmak, Söz Altında Ezmek.
Töyür:
Çeşit
Tülek:
Korkudan Çabukça Kaçan, Ödlek
Tülkü:
Tilki.
Türma:
Hapis
Tütün:
Duman
Tütüye:
Bir Kadın ismi
Tıfıl:
Küçük.
Tırhıç:
Ahırın Içini Bölmek İçin Yapılmış Tahta Duvar, Bölme
Tırık:
İshal
Tırıklamak:
İshal Olmak, Halk Arasında Amel Ve Sürgün. Tik Yüksek, Dik.
Tığ:
Saman Ekin Karışımı Yığın.
Tığa:
Saygısız Olan Delikanlıya Denir
Uca:
Yüce, “Uca Dağların Başında”
Ula Ula: Hele Hele, Ola, Olan.
Umaç:
Hamurdan Yapılan Bir Yemek
Urus:
Rus.
Uçgun:
Uşgun Çok Yıllık Otsu Bir Bitkidir.
Uçuh:
Yıkık.
Uğurramak (Oğurramak):
Çalmak
Uğuz:
Oğuz
Uşah:
Çocuk.
Uşax:
Çocuk
Üleşmek:
Bölüşmek
Ürek:
Yürek
Üstü:
Elbisesi
Üzdür:
Yüzdür.
Üzerlik:
Sedefotu.
Variyetli:
Zengin, Varlığı Yerinde Olan.
Varlı:
Zengin.
Varsız:
Serveti Olmayan.
Vedre: Kova, Su Kabı
Veran Kalsın:
Harabe Olsun
Veran: Viran, Harabe
Vezinlik (Mermilik)
: Çuhanın Sag Ve Sol Göğsüne, Mermilik Denilen Yere Mermiler Veya Mermileri Andıran Gümüş Takılır.
Vişşş!:
Şaşırma Ifadesi.
Voj:
Yular
Vurgun:
Tutkun.
Yaba:
Beş Parmaklı Ağaç Dirgen
Yad:
Yabancı.
Yal:
Köpek Yiyeceği
Yalaka:
Yağcılık Eden
Yalax:
Köpeğe Yal Verilen Kap, Yal Kabı.
Yamah:
Yama.
Yaman Gün:
Kötü Gün.
Yanaşma:
Yandan Takılan
Yanbegi:
Yatay Olan Eğiri
Yanpuri:
Eğri Düz Olmayan
Yansılama:
Taklit Etmek
Yanġı:
Acı, Üzüntü.
Yappa:
Bir Çeşit Tezek Türü, Elle Şekil Verilerek Yapılır.
Yarımağız:
İsteksiz.
Yarpax:
Yaprak
Yarpuz:
Ballıbabagiller Familyasındandır.
Yavan:
Katıksız.
Yayan:
Yürüyerek.
Yaylıx:
Başörtüsü
Yazığ:
Zavallı.
Yaşik:
Ağaçtan Yapılan Kasa
Yaşmax:
Başörtüsü
Yege:
Eye
Yegin:
Çalışkan, Üşenmeyen
Yeke:
Büyük, Kocaman.
Yektİ:
Yetim
Yel:
Osuruk.
Yel:
Rüzgar.
Yerinmek:
Heveslenme
Yesir Olmak:
Kurban Olmak
Yesir:
Esir.
Yeğin:
Çalışkan Titiz
Yeşik:
Ağaçtan Yapılan Kasa
Yeşil:
Yaşıl.
Yeşilbaş:
Ördek.
Yola Vurma:
Gönderme.
Yon:
Bir Ağacı Yontmak
Yoz:
Kısır Mal
Yuha:
Sığ Derin Olmayan. İnce.
Yumri:
Yuvarlak
Yumuru:
Yuvarlak
Yungul:
Hafif
Yuxu:
Uyku Yuxun Gelêr
Yêddi:
Yedi.
Yêri:
Yürü:
Yüklü:
Hamile
Yüngül-Yungul:
Hafif.
Yüzi Goyli/Yüzi Guyli:
Yüz Üstü Yatmak,
Yüzü Ġara:
Yüzüne Bakılamayacak Utanç Işleyen.
Yığ:
Topla
Yığın:
Ot Yığını, Kalabalık
Zabun:
Fakir
Zabun:
Çelimsiz
Zahar:
Gerçekten Öyle
Zangal:
Tabansız Uzun Çorap
Zanka:
Kızak
Zağ:
Keskin Sivri
Zağar:
Küçük Köpek.
Zeda:
Tarlanın Sürülmemiş Tarafı
Zeher:
Ağu, Zehir Anlamında.
Zehlem Gİtmek:
Nefret Etmek
Zehrimar:
Sinirli Bir Anda Ne Var Anlamında Kullanılır.
Zenne:
Kadın
Zer:
Altın
Zerge:
Değersiz, Değeri Düşük Olan Denir.
Zerzebil:
Perişan.
Zetelcem:
Tıp dilinde Sulu Zatülcemp Denilen Hastalıktır.
Zevsek:
Geveze
Zeşt:
Ağıt
Zeşt:
İnce Sac
Zıbın:
Bebek Gömleği
Zınġıroy (Zinġıroy):
Çan, Zil
Zırlama:
Ağlama, Çok Söylenme
Zibil:
Çöp.
Zibil:
İnce Toz
Zirt:
Gösteriş Meraklısı
Zirza:
Aşmalı Kilit.
Zirzop:
Uyumsuz, Kaba Saba.
Ziyil:
Siğil
Zokko:
Mantar
Zoğ:
Kızgın Zeminden Çıkan Buhar,Zorluk Anlatır.
Zubun:
Mintan
Zukkum:
Haram
Zukkum:
Zehir, Zakkum Anlamında
Zurgana:
Eğri Büğrü Vücutlu
Zuġum:
Zehir, Zakkum Anlamında, Haram.
Zürriyet:
Döl,Soy.

Kaynak:

-Hasan Demirci-Öğretmen-Şair
-Muhammet KEMALOĞLU “Terekeme-karapapah Türkleri Ağzına Ait Sözcükler(Muş Bulanık Çevresi)”

Kerim Yarınıneli /Kerimusta.com

Takip Et Kerim Usta:

Herkesin bir yaşama nedeni var. Benimkiyse, bir "Sevda"...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir