Mevlana’dan Tavşan ile Aslan Hikayesi

Mevlana'dan Tavşan ile Aslan Hikayesi

Tavşan ile Aslan

Aslanın kızgınlığı arttı, titizlendi. Baktı ki tavşan, uzaktan geliyor. Korkusuz ve çalımlı bir tavırla hiddetli, titiz, kızgın, suratı asık bir halde koşmakta.

Çünkü mütessir ve zebun bir halde gelişten suçluluk anlaşılır. Ama cesurluk her türlü şüpheyi giderir. Aslanın hizasına yaklaşıp ilerleyince aslan bağırdı:

“Bire adam evlâdı olmayan! Ben ki filleri parça parça etmişim; ben ki erkek aslanların kulağını burmuşum; Bir tavşan parçası kim oluyor ki böyle benim emrimi ayak altına atsın! Tavşan uykusunu ve gafletini bırak; ey eşek, bu aslanın kükreyişini dinle!”

Devamını Oku…

Hazreti Mevlana’dan Dudu Kuşu Hikayesi

Hazreti Mevlana Dudu Kuşu

Hazreti Mevlana Dudu Kuşu hakkında iki tane ibretlik hikaye anlatmıştır. Her iki hikayeyi de sizlere sunuyoruz.

1-Dudu Kuşu Hikayesi

Bir bakkal vardı, onun bir de dudusu vardı. Yeşil, güzel sesli ve söyler duduydu. Dükkanda dükkan bekçiliği yapar; bütün alış veriş edenlere hoş nükteler söyler, latifeler ederdi. İnsanlara hitap ederken insan gibi konuşurdu, dudu gibi ötmede de mahareti vardı.

Devamını Oku…

Mevlana Halid-i Bağdadi Hakkında Bilgi

Mevlana Halid-i Bağdadi Hakkında Bilgi

Nakşibendiyye tarikatının Hâlidiyye kolunun kurucusu Mevlana Halid-i Bağdadi 

1193’te (1779) Irak’ın Süleymaniye şehrine bağlı Karadağ kasabasında dünyaya geldi. “Şeşangost” (altıparmak) lakabıyla tanınan babası Pir Mîkâil muhtemelen Kādiriyye tarikatına bağlı bir sûfî idi; annesi de bu bölgenin ünlü bir sûfî ailesine mensuptu. Soyunun baba tarafından Hz. Osman’a ulaştığı rivayet edilir. Hâlid, Nakşibendiyye mensupları arasında “Mevlânâ” unvanıyla tanınmaktadır.

Karadağ’da, Berzenc ailesinden Şeyh Abdürrahim ve kardeşi Şeyh Abdülkerim başta olmak üzere çeşitli hocalardan ders alıp öğrenimini tamamladı. Daha sonra mantık ve kelâm ilmi üzerine yoğunlaşarak bölgedeki diğer ilim merkezlerini dolaştıktan sonra Bağdat’a gitti.

Devamını Oku…

Seyyid Burhanüddin Muhakkık-ı Tirmizi

Seyyid Burhanüddin Muhakkık-ı Tirmizi

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin şeyhi, Seyyid Burhânüddîn Hüseyn Muhakkık-ı Tirmizî (ö. 639/1241)

561 (1166) veya 565 (1169) yılında Tirmiz’de doğdu. Seyyid Kāsım Tirmizî’nin torunu, Seyyid Hasan Tirmizî’nin oğludur (Sahih Ahmed Dede, s. 123). Soyu Hz. Hüseyin’e dayandığından “Seyyid” ve “Hüseynî” nisbelerinin yanı sıra kalplerdeki sırları bilmesi veya Şems-i Tebrîzî’nin Konya’ya gelişini Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’ye önceden haber vermesi dolayısıyla “seyyid-i sırdân”, Mevlânâ tarafından anıldığı üzere “Burhâneddin, burhân-ı dîn, burhân” ve tahkik ehli bir sûfî olduğunu belirten “muhakkik” lakaplarıyla tanınır.
Tirmiz’de ilim tahsilinden sonra 605’te (1208) Belh’e giderek Mevlânâ’nın babası Sultanülulemâ Bahâeddin Veled’e intisap etti. Kırk gün sohbetinde bulunup icâzet almasının ardından Tirmiz’e döndü.

Devamını Oku…

Hz. Mevlana’dan Kuş Hikayesi

Hz. Mevlana'dan Kuş Hikayesi

Hz. Mevlana’dan Kuş Hikayesi

Bir adam hileyle, kuşun birini tuzağa düşürerek yakaladı. Kuş dile geldi, yalvardı:
Ey ulu insan, sen koyunları, öküzleri yedin, bir çok deveyi kurban ettin. Bu dünyada onlarla bile doymadın, benimle mi doyacaksın? Eğer beni bırakırsan ben sana üç öğüt vereceğim. Bunlara uyarsan her müşkülün hallolur. Birincisini, elindeyken vereyim, eğer beğenirsen beni bırakırsın. İkincisini şu dama konarken, üçüncüsünü de şu ulu ağaçta söylerim,” dedi.

Adam kuşu sıkı sıkıya tutarak: ”Haydi söyle bakalım, eğer beğenirsem seni bırakırım,” dedi. Kuşçağız ilk öğüdünü söyledi: ”Olmayacak sözü kim söylerse söylesin, inanma” dedi. Adam öğüdünü beğenerek kuşu bıraktı.

Devamını Oku…

Şemsi Tebrizi’den Güzel Sözler

Şemsi Tebrizi'den Güzel Sözler

Şemsi Tebrizi’den Güzel Sözler

  • Anlatılarak dile düşen mi, anlatılmayıp yürek deşen mi?
  • Dağı bile taşır, insan âşık olup inanınca.
  • Olurda bir gün mesafeleri aşıp bana gelirsen, yüreğinde rengârenk açan aşk ile gel.
  • Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır. Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım mecazi mi, yoksa dünyevi, semavi yada cismani mi diye sorma! Ayrımlar ayrımları doğurur. Aşk’ın ise hiçbir sıfata ya da tamlamaya ihtiyacı yoktur. Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır, merkezinde, ya da dışındasındır, hasretinde…
  • Bütün kapılar kapansa bile sonunda “o” kimsenin bilmediği patikalar açar.
  • Ne kadar okursan oku bilgine yakışır şekilde davranmıyorsan cahilsin demektir.
  • Gökleri bir mendil gibi dürüp avucuna almalı.. Sonsuz zevalsiz çerağı, bir kandil gibi gök kubbesine asmalı.
  • Yaşamın tek bir anahtar cümlesi var. Kul inşallah der, yaradan İnşa eder!
  • Ne diye böbürlenip büyükleniyorsun? Doğumun bir damla su, ölümün bir avuç toprak değil mi?
  • Yaşarken anlayamadıkları değerleri, öldükten sonra anlamanın kimseye faydası yok. Sevdiğinizi dirileştirmenin yolu, hayatın tazeliğinde itiraf ve ifade etmektir.

    Devamını Oku…

Şair Neşri Hakkında Bilgi

Şair Neşri Hakkında Bilgi

Şair Neşri

Neşrî mahlası olup asıl adı bilinmemektedir. Karamanlı ve Sultan Selim’in hizmetlilerinden olduğu bilinmektedir. Bursa şer‘iyye sicillerine dayanarak tam adının Hüseyin b. Eyne Bey olabileceği belirtilir.

Şuarâ tezkirelerinde sadece Neşrî diye geçen müellif kaynaklarda bazan Mevlânâ Neşrî ve XIX. yüzyıldan itibaren Mehmed Neşrî adıyla zikredilir. Tahsilini Bursa’da tamamladığı ve uzun yıllar burada ikamet ettiği kesindir. Mevlânâ sıfatı ilmiye mensubu olduğunu gösterir.

II. Murad döneminde Bursa subaşılığı yapan Koca Nâib’in meclislerinde bulunduğu ve 1481’de Fâtih Sultan Mehmed’in ölümünün ardından çıkan hadiselere şahit olduğu anlaşılır.

Devamını Oku…

Ekmeleddin Müeyyed-i Nahçıvani Hakkında Bilgi

Ekmeleddin Müeyyed-i Nahçıvânî Hakkında Bilgi

Ekmeleddin Müeyyed-i Nahçıvani

Tabib olup, hangi tarihte doğup öldüğü bilinmemektedir. İbn-i Sina’nın tıbba dair kaleme aldığı Kanûn adlı eserine şerh yazmıştır. Sultan Veled’in hakkında yazdığı müveşşah kasidesine göre Ekmeleddin Tabib’in tam adı, Ekmeleddin Müeyyed en-Nahçıvani’dir.

Mevlana’nın Fihi ma Fih’inde bir yerde adı geçtiği gibi yine Mevlana’nın Mektûbat’ında bir ve Konyalı Ebûbekir b. Zeki’nin Ravzatü’lküttab ve Hadikatü’l-elbab adlı Farsça münşeat mecmuasında hakkında yazılmış üç mektup vardır. Ölüm döşeğinde bulunan Mevlana’ya ilaç yaptığına bakılırsa, onun Mevlana’dan
sonra da yaşadığı anlaşılmaktadır. Sultan Veled’in methiyesine göre (29. Kaside), Tabib Ekmeleddin evlidir ve bir (veya birkaç) oğlu (ve kızı)vardır.

Devamını Oku…

Mevlana İdris’ten Şeyhim

Hazreti Mevlanadan

Mevlana İdris’ten Şeyhim

Biz bakardık ve sen yürürdün şeyhim,
Sen yürürdün ve dağlar yürürdü..
Öksüz bir kırlangıç olurduk sen görünmeyince,
Sen görünmeyince görmezdik bulutları…
Yağmurları kuşanıp yollarda bahara durmazdık,
Kapının önünde iki büklüm bekler,
Acıyı keşfeden bu çocuk yürekler,
Nasıl selam verilir bilmez…
Ne açar kapıları bilmezdik şeyhim…

Devamını Oku…

Ey İnsafı Olmayan Sevgili

Ey Sevgili

Ey Sevgili, Ey Sevgili..!
Ey insafı olmayan Sevgili..!
Ey gönlümü alan..
Ey bana mahrem olan..
Gamımı paylaşan güzel..!
Ey yeryüzünde bana ay..!
Ey gece yarısında seher olan Sevgili..!
Ey tehlike anında benim siperim..!
Ey benim şekerler bulutum..!

Devamını Oku…

1 2 6