
Muhteşem Süleyman’ın Kadrosu
Osmanlı padişahları içinde denizlerin önemini en fazla idrak eden şüphesiz Kanuni Sultan Süleyman’dı.
Bir devlet düşünün ki, Hazar Denizi, Karadeniz, Akdeniz, Kızıldeniz, Basra Körfezi’ni denetiminde tutsun; bir devlet düşünün ki, Macaristan’ın bir bölümü, Balkanların tamamı, bugün Ukrayna sınırları içinde kalan Kırım, Anadolu, Mezopotamya ve Arabistan’a hükümran olsun; nihayet bir devlet düşünün ki, Sudan ve Habeşistan’dan Mısır, Libya, Tunus, Cezayir ve Fas’a kadar Afrika topraklarını yönetsin, Hind Okyanusu’na, hatta güneydoğu Asya’daki Açe gibi küçük sultanlıklara bile el uzatsın.
Maalesef biz Misak-ı Millî sınırları içinde oturanlar ve kendisini onunla sınırlayanlar için bu çapta bir imparatorluğu yönetmenin ne demek olduğunu kavramak, imkânsız değilse bile, zor olsa gerek.
Lakin ortada inkârı kabil olmayacak bir gerçek var: Bizden birileri gidip yönetmişler buraları. Hem de öyle böyle değil, asırlarca. Süre olarak en kısa kaldıkları Orta Macaristan’ın bile 150 küsur yıl elimizde kaldığını, bir başka deyişle bunun, TC’nin ömrünü ikiyle çarptığınızda elde edeceğiniz bir süreye denk geldiğini düşünün, yeter.
Peki kimdi bu yönetmeyi bilen ve buna iştahlı olan adamlar? Nasıl yetişmişlerdi? Bu ufuklara nasıl yöneltildiler ve çoğu fethettikleri yerlere ilk gittiklerinde nasıl bir yönetim tarzı ortaya koydular? Bunları anlayabilmek için en elverişli anahtar, imparatorluğun sınırlarını şimşek hızıyla genişleten ama aynı zamanda onu en sağlam temeller üzerinde yükseltmeyi görev edinen sultanın kendisidir.
Devamını oku
Herkes Cennete Gitmek İster ama Hiç Ölmeden Cennete Gidilir mi?