Eserin Adı: Fatih Sultan Mehmet Yapım tarihi: 1480 Orijinal Ebadı: 69,9 × 52,1 cm Tekniği: Tuval Üzeri Yağlıboya Bulunduğu Yer: National Portrait Gallery, / Londra – İngiltere
Gentile Bellini (1429-1507), Rönesans döneminde Venedik’te yaşamış İtalyan bir ressamdır. 1478’de Venedik Cumhuriyeti tarafından Fatih Sultan Mehmet’in portresini yapmak üzere İstanbul’a gönderilmiştir.
Fâtih Sultan Mehmed Han devrinin büyük âlimlerinden olan Mevlânâ Muhyiddîn Muhammed, Mağnisavîzâde diye meşhur oldu. 1483 (H. 888) senesinde vefât etti. Zamanının âlimlerinden okudu ve Molla Hüsrev’in ders verdiği Ayasofya Medresesi’ne talebe oldu. Medresenin en üst bölümündeki odasında, bütün gece kandilini yakar, ders çalışır ve çalışması sabah namazına kadar sürerdi.
Fatih Sultan Mehmed Han, ilim yuvalarına ilgisi büyük olduğundan fırsat buldukça medreseleri dolaşır, okutulan dersleri dinler, talebe ile meşgul olurdu. Geceleri kalkar, saray penceresinden zaman zaman medreseleri gözden geçirir, hücrelerde bulunan talebeden hangisinin lâmbası geç vakitlere kadar yanar diye merak ederdi. Molla Hüsrev’in müderris bulunduğu kısımdaki talebelerden birinin, sabaha kadar uyumadığını ve bu hâlin aylarca devam ettiğini gördü.
Fâtih Sultan Mehmed Han’ın Akkoyunlu sultanı Uzun Hasan ile 11 Ağustos 1473’de, Otlukbeli mevkiinde yaptığı büyük meydan muhârebesi.
Uzun Hasan hükümdarlık tahtına geçinceye kadar, Akkoyunlularla Osmanlı Devleti arasında herhangi bir problem yoktu. Fakat onun iş başına gelmesiyle birlikte durum değişti. Çünkü o, Karakoyunlu hükümdarı Cihânşâh ile, Mâverâünnehr hükümeti hükümdarı Ebû Saîd Mirânşâh’ı öldürmeye ve topraklarını da kendi arazisine katmaya muvaffak oldu.
Daha sonra Horasan hükümdarı Hüseyin Baykara’yı yenerek topraklarından bir kısmını zapteden Uzun Hasan, bu suretle Fırat havalisinden Mâverâünnehr’e kadar uzanan büyük ve kuvvetli bir devlet kurmuş oldu. Topraklarının genişlediği nispette gururunun arttığı görülen Akkoyunlu hükümdarının ayrıca cihângir olmak sevdası da vardı.
Nitekim o, Ebû Saîd’i mağlûb ettiği gün atını meydana sürerek; “Bu diyarın serdârları şecaatim âsârını gördüler. Fırsat elverirse, cür’et ve celâdetimi Hüdâvendigâr’a (Osmanlı hükümdarı) da gösterem” demişti.
Ancak Osmanlı Devleti’nin şimdiye kadar mağlup ettikleri ile kıyaslanmayacak kadar güçlü olduğunu bilen Uzun
Fatih devrinde tarih yazıcılığı da önemli yer tutar. Ömürleri II. Bayezid devrine uzanan ancak Fatih zamanında yetişen bu yazarların Âşık Paşazâde (öl.1484’ten sonra) ilkini teşkil eder. XIV. yüzyıl şairi Âşık Paşa’nın (öl. 1332) torunlarından, asıl adı Derviş Ahmed olan bu yazar, şiirlerinde Âşıkî mahlasını kullanmıştır.
Kendi ifadesine göre 803 (1400) yılı civarında (Târih, s. 35) Amasya sancağının Mecitözü kazasına bağlı Elvan Çelebi köyünde doğdu. Küçük yaştan itibaren tekke çevresinde yetişti, çok gezdi ve zamanın ünlü şahsiyetleriyle tanıştı.
Asıl adı Şemseddin Muhammed b. Hamza’dır. Ancak Akşemseddin veya kısaca Akşeyh adıyla şöhret bulmuştur. Fâtih’in hocası, mutasavvıf, âlim-tabip ve şair olarak bir çok eserler bırakmıştır.792 (1390) yılında Şam’da doğdu. Yedi yaşlarında babasıyla birlikte Anadolu’ya gelerek o zaman Amasya’ya bağlı olan Kavak ilçesine yerleştiler (799/1396-97).
Kur’an’ı ezberleyip kuvvetli bir dinî tahsil gördükten sonra Osmancık Medresesi’ne müderris oldu. Yine bu arada iyi bir tıp tahsili yaptığı da anlaşılmaktadır. Hacı Bayram’a bağlanan Akşemseddin sıkı bir riyâzet ve mücahededen sonra kendisini takdir eden şeyhinden kısa zamanda hilâfet aldı.
Akşemseddin’in içinde çileye girdiği hücre bugün de Ankara Hacıbayram Camii bodrumunda mevcuttur ve şeyhin adıyla anılmaktadır. Daha sonra şeyhinin yanından ayrılarak Beypazarı’na gitti, burada bir mescid ve değirmen inşa ettirdi. Fakat halkın büyük rağbet gösterip etrafına toplanması üzerine günümüzde Çorum’a bağlı olan İskilip kazasında Kösedağı civarındaki Evlek köyüne çekildi.
Bin yıl boyunca Roma ve Bizans’ın elinde olan İstanbul’u fetheden, çağ açıp, çağ kapatan, dünyayı titreten, halkının içinde hasta ve ihtiyaç sahibi kimse olup olmadığını tespit etmesi için özel ekipler kuran, İslam’ın hizmetkarı, peygamber aşığı Ceddimiz Fatih Sultan Mehmed Han’ı, Rahmet-i Rahman’a kavuşmasının sene-i devriyesinde rahmet ve minnetle anıyoruz.