Aziz Pavlus
Asıl adı Saul olan Paulus. Tarsus’ta doğmuş bir Yahudi asıllı Roma vatandaşıdır.
Bir ferisi olup ilk Hıristiyanlara eziyet edip öldürmüştü. Şam’daki inananları yakalayıp Kudüs’e getirmek görevini Baş kâhinden alıp Şam’a giderken gökten gelen bir nur etrafında parlamış ve yere düşmüştür. Bir ses “Saul neden bana eziyet ediyorsun?” dediğinde “Ya Rab sen kimsin?” sorusuyla yanıt vermiştir. Ses ona “Ben eziyet ettiğin İsa’yım.” Ve “Kalk şehre gir ve ne yapman gerektiği sana söylenecektir” dedi.
Saul yerden kalktı ve kör olduğunu anladı. Onu Şam’da Yahuda’nın evine götürdüler.
Üç gün kör, susuz ve aç kaldı ve hep dua etti. Şam’da Hananniya adlı bir inanan vardı. İsa Mesih ona kalkıp Yahudanın evine gitmesini ve Saul için dua etmesini söyledi. Hannaniya o eve gitti ve Saul’un üzerine elini koydu.
Böylece gözleri gören Saul kalkıp vaftiz oldu. Havralarda İsa’nın Allah’ın oğlu olduğunu söylemeye başladı. Saul İsa Mesih’in ismini milletlere, krallara ve İsrail oğullarına tanıklık etmeye çağrılan bir aracıydı.(Elç.İş.9:1-20) Roma İmparatoru Neron tarafından(M.S. 67) başı kesilerek öldürüldü.
Aziz Pavlus, kendisinin de bahsettiği gibi, Tarsus’ta doğmuştur. Tarsus antik Kilikya’da önemli ticaret rotalarının kesiştiği yerde kurulmuştur. Günümüz Türkiye’sinde ufak bir kasaba gibi gözükmesine rağmen Tarsus Pavlus’un zamanında hem ticaret yoğunluğu hem de okulları hatta üniversitesi ile orta doğunun en önemli şehirlerinde biriydi.
Babası gibi kendisi de olmaktan gurur duyduğu Roma vatandaşıdır. Benjamin nesebinden bir Yahudidir ve süneti sırasında kendisine musevilerin ilk kralının adı olan Saul adı verilmişti. Roma vatandaşı da olduğu için latince ismi Pavlus’du. Ayrıca o tarihlerde adet olarak musevi bir çocuğun hem musevi hem de latin veya yunanca bir adı olması normaldı. Havariliği sırasında romalı adı olan Pavlus’u kullanmıştır.
Zamanın her saygın Yahudi ailesinin oğluna yapıldığı gibi ona da bir meslek öğretmek gerekti ve Saul çadır yapımcılığını öğrendi. Yine küçükken Yeruşalim’de tanınmış Ferisi bir muallim olan Gamaliel’in okuluna gönderildi. Orada kendisi ile birbirine çok bağlı olan geniş ailesinden kişiler ilgilendi. Pavlus yazılarından da anlaşılacağı gibi pastoral bir hayattan değil şehir hayatının içinden gelmiştir. Dinine çok bağlı olan bir aileye mensup olduğundan Pavlus küçüklüğünden beri Sinagoglara gitmekteydi. Kutsal yazıları okumasını öğrendi anadili dışında ileri Yunancayı da konuşabiliyordu. Böylece atalar şeraitinin sıkılığına göre terbiyesini tamamlamıştır.
Bir yanıt yazın