Bismillâhirrahmânirrahîm
İmâm-ı A’zâm ile İmâm-ı Buhari arasında bir çatışma olduğundan söz ediliyor.
İmâm-ı A’zâm ve İmâm-ı Buhari hazretleri konusu hakkında bazı yersiz ifadeler bulunmaktadır. Zira, bu iki büyük âlim arasında herhangi bir tartışma ve münazara olmamıştır. Çünkü, bu her iki büyük âlim muasır değiller, yani; aynı zamanda yaşamamışlardır. İmam-ı Burari hazretleri, imam-ı a’zam Ebû Hanife hazretlerinin vefatından sonra dünyaya gelmiştir.İmam-ı Buhari her ne kadar çok büyük bir muhaddis olmuşsa da, yani; hadis alimi ise de, İmam-ı A’zam hazretleri O’nun karşısında daha büyük bir muhaddistir. Bir kere bu büyük imam, zaman olarak hadisi şeriflerin bazılarını bizzat eshab-ı kiramdan almak şerefine nail olmuştur. Ayrıca İmam Ebu Hanife, İmam Buhari’de olmayan mutlak müctehitlik özelliğine sahib olması özelliği ile, diğer üç mezheb imamlarınında üstadıdır.
İmam-ı Buhari hazretlerinin, İmam Ebu Hanife hazretlerinin ictihadına uymayan bazı şeyler söylemesi meselesine gelince, bu durum tamamen ictihadi bir durumdan kaynaklanmaktadır. Zira, Ehl-i Sünnet Mezheplerine göre her müçtehidin kendi içtihadına göre amel etmesi vacibtir. İmam Buhari’nin de bir müçtehid olarak, İmam-ı A’zam’ın içtihadına uymayan bazı ictihadi söz ve işleri olması gayet tabiidir. Ama; geliniz görünüz ki bazı ehl-i sünnet mezhebi düşmanı sapıklar, mal bulmuş mağribi gibi bu tür hadiselerden bile, sapık fikir ve sui çıkarlarına çaresizce medet umarak, yılanın ağzındaki kurbağanın çaresizliği konumuna düşmüşlerdir. Bu gibiler kurbağa ise, sapıklıklarıda birer yılandır.
Ehl-i Sünnet Mezhebi kategori olarak kaça ayrılmaktadır?
Ehl-i Sünnet mezhebi iki kategoriye ayrılır: 1-İtikatta Mezhep; Maturidiyye, Eş’ariyye 2- Amelde Mezhep: Hanefi Mezhebi, Şafi Mezhebi, Hanbeli ve Maliki mezhebleridir. Maturidiyye ile Eş’ariyye mezhebleri arasında bir iki küçük ayrıntıdan başka fark olmadığı için Ehl-i Sünnet, itikatta tek mezheb olarak kabul edilmiştir.
Allahu Teala onların çalışmalarına bol ecirler versin ve cennetlerdeki makamlarını âli eylesin. Onlar mum ışığında, el emeği, göz nuru akıtarak, yüzlerce sapık mezhebin yayılmasına ve büyük bir fitne ve kargaşanın ortaya çıkmasına engel olmakla, çok büyük bir hizmet vermişlerdir.
Mezheplerdeki farklı hükümlerin sebebi nedir?
İbadetler, Allahü Teâlânın emri olduğundan, hiçbir müctehid, diğer bir müctehidin ictihadına yanlış diyemez. Çünkü, her müctehide, kendi ictihadı hak ve doğrudur. Beyheki’deki hadis-i şerifte, (Müctehid âlimlerin farklı ictihadları rahmettir) buyuruluyor. İmam-ı Şafii hazretleri, İmam-ı A’zam hazretlerinden farklı ictihadları olduğu ve Hanefi mezhebinde olmadığı halde, (imam-ı a’zam Ebu Hanife’nin rey ve ictihadını beğenmeyene, Allahü teâlâ lanet etsin!) buyurmuştur. İmam-ı Ebu Yusuf ve imam-ı Muhammed ve diğer imamların, imam-ı a’zama uymayan sözleri, onu beğenmemek, kabul etmemek değildir. Kendi ictihadlarını bildirmektir. Bunu bildirmeye memurdurlar.
Mezheplerdeki farklılıkların çoğu, Resulullah efendimizin ibadetleri değişik şekilde yaptığındandır. Bir de âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerden müctehidlerin farklı anlayışları vardır. Müctehid ictihadında yanılabilir. Fakat yanılsa da mahzuru yoktur. Buhari’deki hadis-i şerifte de, (Müctehid, ictihadında isabet ederse iki, yanılırsa bir sevap alır) buyuruluyor. Demek ki ictihad hatası, günah değil, aksine sevaptır. Farklı ictihadlarından dolayı Eshab-ı kirama ve müctehidlere dil uzatılmaz.
İslam alimlerinin üstünü, vevliyanın önderlerinden, şeriatin savunucusu, kerametlerin mazharı ikinci binin müceddidi İmama-ı Rabbani Ahmedi Faruki Serhendi(kaddesallahu sirrahul-akdes) hazretleri Mektubatta beyan ederlerki:
«Kıyas ve ictihad, şeriatın dört temelinden biridir. Buna uymağa emrolunduk. İlham, yalnız sahibi için delildir, hüccettir. Başkaları için senet değildir. İctihad ise her müslüman için senettir. Bunun için müctehid olan âlimlere uymak lâzımdır. Dinîn temel bilgilerini bu âlimlerin bildirdiklerine uygun olarak öğrenmelidir.» (C. I Mektûb 272)
Cenâb-ı Hak, hepimizi müctehid İmâmlar vasıtası ile Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem efendimize uyan bahtiyar kullarından eylesin. Selef-i sâlihin düşmanı selefiyecilerden, ehl-i sünneti kâfir bilen vehhâbilerden, telfık yaparak(dört hak mezhebi kaldırıp tek bir mezhep ortaya çıkarmakla) hak mezhepleri ortadan kaldırmak isteyen mezhepsizlerden, kendilerini dîne değil de, dîni kendilerine uydurmak isteyen reformculardan, müctehid İmâmları beğenmeyip, kendi kafalarına göre ictihad yapmak isteyen naylon müctehidlerden, eshâb-ı kirâma saldıran rafızî meşrepli mezhepsiz tufeylîlerden muhafaza buyursun. Hakkı hak, bâtılı bâtıl olarak, sevdiklerini dost, sevmediklerini de düşman olarak tanıtsın. Âmin.
KAYNAK
- İslamdergisi. com
- Yeşil Kahveyi Biliyormusunuz? - 2 Aralık 2023
- Seni Çok Özledim Ey Yar - 18 Ekim 2023
- İmam Gazali’nin İlahi Aşk Tarifi - 13 Ekim 2023