Dünyada Coğrafi Olarak Az Bilinenler

Coğrafi Bilinmeyenler

Dünyada (Coğrafi Olarak) Az Bilinenler

Yellowstone: ABD’de Yellowstone’deki on bir gayzerden birine «eski sadık dost» denir. Çünkü bu gayzer şaşılacak bir düzenle, her altmış beş dakikada bir ve tam dört buçuk dakika süreyle, bir kaynar su ve buhar sütununu havaya fışkırtır. Her fışkırtmadan önce davul gümbürtüsünü andıran boğuk bir uğultu duyulur, sonra da köpüklü sular 50 metreye kadar fışkırır. Aynı parkta bulunan ve «dev» ismiyle anılan gayzerin fışkırma süresi ise bir saati aşar. Ancak suları 75 metreye kadar ulaşan bu gayzer haftada bir kez fışkırır. Suyun içindeki minerallere bağlı olarak zeminde oluşan sarı renkli çökelmiş sarı rengindeki kayaçlardan dolayı «yellowstone» denilmektedir.

Golf Stream Akıntısı: Meksika Körfezinden doğduğu için İngilizcede «körfez akıntısı» anlamındaki bu isimle anılmıştır. Genişliği 50 kilometreyi, derinliği 1000 metreyi bulan akıntının akış hızı saatte 45 kilometre civarındadır. Yaz kış hep sıcak olan bu akıntı Batı Avrupa kıyılarının ılıman bir iklime sahip olmasında önemli bir etkiye sahiptir.

Ölüm Vadisi: ABD’nin Kaliforniya eyaletindeki Kaliforniya Çölü «ölüm vadisi» olarak ta bilinir. Deniz seviyesinden 85 metre aşağıda bulunan bu mekân ABD’nin keşfedilmesinden sonra altın arayıcılarının gözde mekânı olmuştur. «Altına hücum» devrinde altın bulmak için yollara düşen maceracıların çoğu susuzluk, güneş çarpması ve soğuk nedeniyle ölmüştür. Bu nedenle bu bölgeye «ölüm vadisi» denilmiştir.

Dünyanın Çekim Kuvveti: Çekim kuvveti cisimleri kendine çeker. Bu nedenle uzaya gönderilen cisimlerin yerçekiminin etkisinden kurtulması gerekir. Saatte 29.000 kilometre hızla giden bir roketten fırlatılan bir uydu dünya çevresindeki yörüngesine otururken, saatte 29.000 kilometreden daha düşük hızla giden roket dünyanın çekim kuvvetten kurtulamaz ve dünyaya geri düşer. Saatte 40.000 kilometre hızla giden bir roket ise dünyanın çekim kuvvetinden kurtulduğu için uzaya gidebilir.

Işıldayan Dağ: Afrika kıtasındaki volkanik Klimanjaro Dağı «ışıldayan dağ» diye bilinir. Çünkü geniş ve ıssız bir yaylanın ortasında tek başına yükselir. Kalıcı kar ve buzla örtülü pırıl pırıl zirvesi kilometrelerce uzaktan seçilir. Bu haliyle gözleri kamaştırıp, göreni büyülediğinden bu dağ yerli dilinde «ışıldayan dağ» diye bilinir. Masai yerlileri ise bu dağı tanrının evi ( ngai ngai ) olarak nitelendirir.

Yeni Amsterdam: ABD’nin geçmişini New York şehri kadar iyi simgeleyen başka bir şehir yoktur. New York 70 farklı ulustan oluşur, dünyanın en büyük zenci kentidir. İtalya toprakları dışında kurulmuş en büyük İtalya kentidir.1626 yılında Hollandalılar tarafından «Yeni Amsterdam» ismiyle kurulan kent daha sonra İngiliz ve İtalyanların eline geçmiştir. Bu kentte yaşayan Yahudi sayısı İsrail devletindekine eşittir.

Dumanlı Körfez: İzlanda’nın başkenti Reykjavik yerli dilinde «dumanlı körfez» anlamına gelmektedir. Kentin çevresinde çok sayıda gayzer bulunduğundan yılın önemli kısmında kent dumanlar içerisindedir. Bu nedenle kente dumanlı körfez anlamına gelen Reykjavik ismi verilmiştir.

Altın Boynuz: İstanbul halici, bir boynuz gibi kıvrıldığı için yabancılar tarafından «altın boynuz» ( golden horn ) olarak ifade edilmektedir.

Tayga Ormanları: Avrupa’nın kuzeyinden Asya’nın doğusuna kadar uzanan «tayga ormanları» 8 milyon kilometrekarelik alanı ile dünyanın en geniş ormanı olup, ekvatoral bölgenin yağmur ormanlarından daha geniş yer kaplar.

Lut Gölü: Lut Gölünde % 26’yı bulan tuzluluk nedeniyle insan hiç kımıldamadan ve de yüzmeden suyun üstünde durabilir.

Kızıl Derililer: 1020 yılında Amerika’ya ulaşan Vikingler, buradaki yerli halkların kırmızı rengi çok sevdiklerini ve topraktan elde ettikleri boyalarla yüzlerini kırmızıya boyadıklarını görmüşlerdi. Bu nedenle bu esmer derili insanlara «kızıl adamlar», «kızıl derililer» ismini takmışlardır.

Menderes: Türkiye’nin Ege Bölgesindeki Büyük Menderes Nehrinin çizdiği büklümlerden alınarak, coğrafya literatürüne «Menderes» ismi geçmiştir.

Atlas: ismi dünyayı omuzları üstünde taşıdığı düşünülen mitolojik Yunan tanrısına binaen 1595’te Mercator’un yayınladığı dünya haritaları takımına «Atlas» denir.

Himalaya: Sanskritçede «Himalaya» ismi «onun evi» ( him=onun, alaya=evi ) anlamına gelmektedir.

Nederland: Flamancada «Nederland» alçak ülke anlamına gelmektedir. Çünkü Hollanda topraklarının % 60’ı denizin doldurulmasıyla kazanıldığından, ülkenin hiçbir noktasının yükseltisi 300 metreden fazla değildir. Hatta % 27’si deniz seviyesinin altındadır.

Volkan: İtalya’daki Sicilya Adasının kuzeyinde yer alan Eloiata takımadalarında bulunan «Vulcano» yanardağından ( roma ateş tanrısı Vulcanusa binaen ) gelmektedir.

Hava basıncı: Havanın insan üzerine yaptığı itme kuvveti ( basınç ) hissedilemez, çünkü insan vücudu da havayı aynı kuvvetle dışarı doğru itmektedir.

Güneş Enerjisi: Dünyanın Güneşten aldığı enerji miktarı, 100 milyonun üzerinde elektrik santralinin ürettiği enerji miktarına eşittir.

Tayfun: Doğu Yarımküredeki tropikal siklonlara «tayfun» denir. Çince taifung kelimesinden gelen bu sözcük «büyük rüzgâr» anlamına gelmektedir.

Everest Dağı: Everest Dağının ismi 1852’de ekibiyle Dünyanın en yüksek dağı olduğunu keşfeden İngiliz dağcı Sir George Everest’ten almıştır.

Zümrüt Ada: İrlanda ılıman iklimin etkisinde olduğundan yıl boyunca yağış alır. Bu nedenle sürekli yeşil çayırlarla kaplı olup «zümrüt ada» olarak nitelendirilir.

Göktaşları: Dünya atmosferine bir günde giren akanyıldız ( göktaşı ) sayısı 75.000.000 civarındadır.

Amazon Nehri: İsmi kadın savaşçı anlamındaki amazondan gelmektedir. 1541’de nehir boyunca yolculuk yapan Orellana adındaki bir İspanyol gezgin, yolculuğu boyunca pek çok kadın savaşçıyla çarpıştığından nehre Yunan mitolojisinde kadın savaşçı anlamına gelen «Amazon» ismini vermiştir.

Taklamakan Çölü: Orta Asya’daki Taklamakan Çölünün ismi Çincede «giden gelmez» anlamındadır.

Niagara Çağlayanı: ABD, Kanada sınırındaki Niagara Çağlayanı 29 Mart 1848’de buzlar Ontario ırmağının akışını engellediğinden 30 saat süreyle akmamıştır.

Kanyon:  İspanyolca «boru» ya da «tüp» anlamındaki cana sözcüğünden gelir. Kanyon bir ırmağın kayaları oyarak açtığı derin, dik duvarlı vadi anlamındadır.

Colorado: 1776’da Francisco Garces adlı bir İspanyol papaz kırmızı çamurundan ötürü bu nehre İspanyolcada «kırmızı» anlamına gelen «Colorado» ismini vermiştir. 1600 kilometre uzunluğundaki Colorado Kanyonuna «büyük kanyon» ismi ise tek kollu coğrafyacı John Wesley Powell tarafından konulmuştur. Powell ve ekibi büyük kanyonu 98 günde aşmış ve ölümden zor kurtulmuştur.

Karst:  Hırvatistan’ın kuzeybatısında bulunan ve krs, kras=taş anlamına gelen yayladan alınmadır. Slavca bir kelime olup, bu tür araştırmalar önce bu bölgede yapıldığından tüm dünyada bu tür araziler için «kars, karstik» sözcükleri kullanılmıştır.

Kurbağa, Balık ve Kuş Yağması: Hortumlar o kadar güçlüdür ki kurbağa, balık ve kuşları yutup sonra bunların yağmur gibi düşmesine yol açabilir. 1978’de İngiltere’de kaz, 1994 yılında Avustralya’da oluşan şiddetli bir fırtına sonucu yüzlerce tatlı su balığı yağmıştır.

Siroko: Sahra çölündeki «siroko» rüzgârı buradaki kumları kaldırarak uzak mesafelere taşınmasına neden olur. Bu durum uzak mesafelerde, örneğin İngiltere ve İsviçre gibi ülkelerde kızıl renkli kar ve yağmur yağışlarına neden olmuştur.

Buzul: Yeryüzündeki buzun % 99’u Antarktika Kıtası ve Grönland adasında bulunur.

Türkiye’nin En Bol Akımlı Nehri:  909 m³ /sn’lik yıllık ortalama akımıyla Fırat, Türkiye’nin en bol akımlı nehri iken, Dicle 629 m³ /sn’lik ortalama akımla ikinci sıradadır.

Cebelitarık: M.S 711’de bölgeden geçen Arap komutan Tarık Bin Ziyad’ın ismine binaen yöredeki bir dağa Cebel el Tarık «Tarık dağı» denilmiştir. Bu isim sonraları Cebelitarık şekline dönüşerek ülkenin ismi haline gelmiştir.

Fırat: 127.000 km²’lik su toplama havzasıyla Türkiye’nin en geniş havzalı nehri Fırat Nehri’dir.

Kopenhag: Danimarka’nın başkenti «Kopenhag» şehrinin adı bu dilde tüccar limanı anlamına gelen «kopenhavn» sözcüğünden gelir.

Faröne adaları: Danimarkacada «uzak adalar» anlamına gelmektedir.

Yağmur ormanları: Ekvatoral bölgedeki «yağmur ormanları» dünya yüzölçümünün % 10’nunu kaplamasına karşın, tüm dünyadaki hayvan ve bitki türlerinin % 50-70’ini bünyesinde bulundurmaktadır.

Tornado Rüzgarları: Amerika’daki tornado rüzgârlarının hızı saatte 1000 kilometreyi bulmaktadır. ABD’de 1970 yılında meydana gelen bir tornado 400.000 can almıştır.

Himalaya Dağları: 4000 metre yüksekliğindeki kesimlerinde sıcaklık 40 °C’ye kadar düştüğünden sular Himalaya Dağlarında 8 ay boyunca donar.

Dünyanın En Büyük Ekonomileri: ABD, Japonya, Çin, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve Kanada’dır.

Kıtalar: Mantodan hafif oldukları için mantonun içine gömülmezler, aksine onun üzerinde bir gemi gibi yüzerler.

İnsanoğlunun Yerkabuğunun İçlerine Doğru İnebildiği En Derin Nokta: 12.000 metredir. Rusya Federasyonundaki Kola Yarımadasında jeolojik amaçla yapılan kazılarda 12.000 metreye inilmiştir. Günde 11 metre yol alınabilen kazıda 200 °C’lik sıcaklığa ulaşılmıştır.

Mercanadaları: Mercan denen çok küçük deniz canlılarının iskeletlerinin okyanus tabanında üst üstte yığılmasıyla oluşmuştur. ( Maldiv Adaları )

Galapagos Adaları: ismini İspanyolca kaplumbağa anlamına gelen «dev galapagos kaplumbağasından» almıştır.

Kutsal Irmak: Hindu dininde Ganj Irmağı kutsal sayılır. Bu nedenle bu kutsal ırmakta yıkanılır.

Tsunami: Japoncada deprem dalgası demektir. Bu dev dalgaların hızı saatte 900 kilometreye ulaşabilir. Derin denizde yüksekliği 1 metreden az olan bu dalgalar, karaya ulaştıklarında hızları azalır, ancak yükseklikleri artarak 3050 metreye kadar ulaşabilir. Tsunamilerin % 90’ı Büyük Okyanusta ortaya çıkar.

Victoria çağlayanı: Afrika’daki Victoria çağlayanına İngiliz kâşif David Livingstone Kraliçe Victoria’nın adını vermiştir. Bu çağlayan sis tabakası yaratarak büyük bir gürültüyle aşağıya döküldüğünden yerlilerce «gümbürdeyen duman» diye bilinir.

Dağ olabilme Özelliği: Bir yükseltinin dağ olarak nitelendirilebilmesi için çevresinden en az 600 metre yüksek olması gerekir.

Asor adaları: Atlas Okyanusunda yer alan volkanik ve dağlık adalardır. Portekizliler 1432’de bu adalara ayak bastıklarında yırtıcı kuşların bolluğundan dolayı Portekizcede akbaba anlamına gelen «açores» ismini vermişlerdir.

Eskimolar: Kendilerine inuit yani «insan» derler. En çetin çevre koşullarına uyum sağlayan Eskimolar ren geyiği, ( tareninuit ) balina, ( nuuninuit ) fok balığı ve kutup ayısı avlayarak geçinirler. Igloo adı verilen buzdan evlerde yaşayan ve azla yetinen bir halk olan Eskimolar ne yetkili makam tanırlar, ne de sürekli bir yere yerleşirler. Kültürlerinde kar ve soğuğun etkisi büyüktür.

Depremde En Fazla Kayıp: 1976’da Richter ölçeğiyle Çin’in Hebei bölgesinde meydana gelen 7,7 büyüklüğündeki deprem 800.000 insanın ölümüne neden olmuştur.

 

Ergunca
Ergunca tarafından yazılan son yazılar (Hepsi)

Yorum yapmaya ne dersiniz?