Nasıl Güzel Konuşuruz ?

Nasıl Güzel Konuşuruz?
Varlığımızı kanıtlamada, dış dünya ile bağlantımızı kurmada konuşmanın bize sunduğu olanaklardan yararlanırız. Acaba bu olanakları gerektiği gibi kullanabiliyor muyuz? Nasıl konuşuyoruz? Konuşma güçlüğü çekiyor muyuz?

Konuşma güçlüğü çekip çekmediğimizi, düşünce ve duygularımızı rahatça anlatıp anlatamadığımızı, karşımızdakilerle doğal bir iletişim kurup kuramadığımızı anlayabiliriz Konuşurken hangi türden yanlışlıklar yapıyoruz? Söylemek istediklerimizi tam verebiliyor muyuz?

Konuşma sırasında yaptığımız yanlışların ayrımına varamayız. Bunları ancak karşımızdakiler, bizleri dinleyenler bilebilir. Belki amacımızı tam karşılayacak uygun sözcükleri seçemiyor, aşınmış kullanımdan düşmüş sözcükler seçiyoruz. Belki el, kol, yüz hareketlerimizi bedensel davranışlarımızı konuşmanın akışına uyduramıyoruz.

Hiç birimizin konuşması tıpatıp birbirine benzemez. Çünkü düşünsel ve dilsel yetkinleşmemiz tam bir özdeşlik göstermez. Bunda yetiştiğimiz, içinde bulunduğumuz toplumsal ortamın da payı büyüktür.

Konuşma güçlüğü çekiyor muyuz? Aşağıdaki sorular, bunu anlamamızda bir ölçüde yardımcı olabilir:

  • Söylediklerimi karşımdakiler kolayca anlayabiliyor mu?
  • Düşüncelerimi açık ve etkili bir biçimde belirtebiliyor muyum?
  • Sözcükleri söylerken kolayca anlayabiliyor mu?
  • Sesimi, duygu ve düşüncelerimi besleyecek, zenginleştirecek bir yönde kullanabiliyor muyum?
  • Tekdüze mi, yoksa canlı ve hareketli bir biçimde mi konuşuyorum?
  • Konuşurken bakışlarımı beni dinleyenlere yöneltiyor muyum?
  • El ve yüz hareketlerimi kullanırken bir takım yapmacık durumlara düşüyor muyum?

GÜZEL ve ETKİLİ KONUŞMA
İletişim alanındaki büyük gelişmelere karşın yine de insanoğlunun çevresindekilerle anlaşmasını sağlayan en etkili araç, onun konuşma yetkisidir. Birçok etkinliğe konuşma düzleminde katılırız Düşündüklerimizi, tasarladıklarımızı, özlemlerimizi, kinimizi, öfkemizi biçimlendirip yansıtmada başlıca aracımız olmuştur konuşma…

Güzel ve Etkili Konuşmanın İlkeleri Nelerdir

  • İyi Bir Konuşma, Yıkıcı Değil, Yapıcıdır: Yapıcı konuşma, dinleyicilerin inançlarını, değer yargılarını, düşüncelerini olumlu bir yönde değiştirmeyi amaçlar.
  • İyi Bir Konuşma, İlginç ve Değerli Konuları Kapsar.
  • İyi Bir Konuşma, Konuşmacının Kişiliği İle Bütünleşir.
  • İyi Bir Konuşma, Belli Bir Amaca Yönelir.
  • İyi Bir Konuşma, Konuşmayı Etkileyen Etkenleri Çözümleyerek Oluşur.

İyi Bir Konuşma, Sağlam Bir Konuşma Yöntemi Üzerine Kurulur: Genellikle konuşmalarda dört ana amaç ve bu amaçlara yönelik dört ana yöntem vardır.

  • Tartışma,
  • Savunma,
  • Öğretme
  • Duygulandırma.

İyi Bir Konuşma, Dinleyicilerin İlgi ve Dikkatini Toplar.

Konuşmamızın Türü

Konuşmamızın türü; ister özel, karşılıklı, dertleşme ve söyleşme niteliğinde olsun, ister halk önünde ya da bir topluluk karşısında konuşma olsun, güzel ve etkili bir konuşma yapabilmek için konuşmayı etkileyen etkenleri tanımalıyız.

Dinleyicilerimizi Tanıyor muyuz? Her konuşma, bir konuşma, bir kimseye bir şey hakkında bir şey söyleme işidir. Dinleyicimiz olan kişi ya da kişiler kimlerdir? Tanıyor muyuz onları? Konuştuğumuz kişiler her günlü çevremizdense, arkadaşlarımızı, eş dostlarımızsa onlar hakkında bir görüşümüz vardır.

  • Dinleyicilerimizin Yaş Durumu: İnsanların ilgi ve gereksinimleri yaşlara göre değişir. Kuşkusuz insan ilgileri kişiden kişiye göre değişir. Yaş, bu ilgilerin değişiminde önemli bir etkendir.
  • Dinleyicilerimizin Cinsiyet Durumu.
  • Dinleyicilerimizin Sayısal Durumu.

Bireysel düşünüş ve duyuşun yerini toplumsal düşünüş, toplumsal duyuş alır. Bu bakımdan küçük bir grubu coşkulandırmak, duygularını kamçılamak, büyük bir topluluğa oranla daha güçtür.

  • Dinleyicilerimizin İş ve Uğraş Durumu: İnsanların ilişkileri, ilgileri, ekonomik durumları, davranışları üzerinde işlerinin ve uğraşlarının büyük payı vardır.
Hangi Ortamda Konuşacağız

  • Toplantının Niteliği: Yapacağımız konuşmanın özelliğini, genellikle toplantının amacını belirler.
  • Konuşmanın Yeri: Kapalı bir yerde mi, açık havada mı, ses düzeni var mı?
  • Toplantının Programı: Bizi dinleyenler üzerinde belirli bir etki yaratabilmemiz, toplantının programını, bu program içindeki yerimizi iyi değerlendirmemize bağlıdır. Toplantının amacı açısından bizim katkımız ne olacaktır, bunu açık seçik öğrenmeliyiz
  • Toplantının Süresi: Konuşmacıların en büyük eksikliği, süreyi iyi ayarlayamamalarıdır.

İyi Bir Konuşmacının Niteliklerini Taşıyor muyuz?

  • Sorumluluk Duygusu
  • Sağlam Bir Kişilik
  • Düşünsel Yetkinlik

Öncelikle üzerinde konuşacağı konu üzerinde düşünsel bir yetkinliğe kavuşmuş olmalıdır.

Konuşma Yönteminde Ustalık: Her konuşma, özellikle halk ya da belli bir topluluk önünde yapılan konuşmalar, belirli aşamalardan geçerek hazırlanır.

İyi Bir Konuşmacının Niteliklerini Taşıyor muyuz?

  • Sorumluluk Duygusu
  • Sağlam Bir Kişilik
  • Düşünsel Yetkinlik

Öncelikle üzerinde konuşacağı konu üzerinde düşünsel bir yetkinliğe kavuşmuş olmalıdır.

Konuşma Yönteminde Ustalık: Her konuşma, özellikle halk ya da belli bir topluluk önünde yapılan konuşmalar, belirli aşamalardan geçerek hazırlanır.

KONUŞMANIN DOKUSU VE ÖRÜNTÜSÜ

  • Sesimizi Amacımıza Göre Kullanabiliyor muyuz? Söz götürmez bir gerçektir ki konuşmacının sesi işitilmezse, dinleyiciler konuşmacıyı duymazsa iletişim olmaz.
  • Tatlılık.
  • Esneklik: Sesimize esneklik kazandırma, önemli noktalardan biridir Bir konuşma aynı ses tonuyla başlayıp bitmez; yapısına göre, duygu ve düşüncelerin değişimine göre, sesin de değişimini zorunlu kılar.
  • Canlılık: Canlı bir ses, dinleyicilerin ilgisini dağıtmaz, düşünce ve duyguların dinleyicilere tam olarak iletimini sağlar.
  • Akıcılık: Sözcüklerin yumuşak bir biçimde, birbirleriyle uyumlanarak söyleniş durumudur akıcılık.
  • Açıklık: Açıklığın sağlanması, özellikle seslerin ve hecelerin birbirine tam olarak ulanmasına bağlıdır.

Sözcük ve Cümlelerin Hakkını Verebiliyor muyuz?

  • Sözcük Vurgusu: Sözcüklerde vurgu, genellikle son hecede bulunur.
  • Cümle Vurgusu: Cümle içersinde anlamca önemli olan sözcüğü vurguyla belirtiriz Buna cümle vurgusu denir.
  • Şiddet Vurgusu: Konuşmada ve sesli okumalarda söze daha çok güç vermek için, dinleyicilerin dikkatlerini kamçılamak için cümledeki kimi sözcükleri özellikle vurgularız. Buna şiddet vurgusu denir.

HAZIRLIKLI VE HAZIRLIKSIZ KONUŞMA
Günlük konuşmalarımızın büyük bir bölümü özel bir hazırlık yapılmasını gerektirmez. Arkadaşlarımızla dertleşirken, eş-dost toplantılarında söyleşirken, önceden bir hazırlık yapmayız.

Belirli bir konuda, belirli bir amaç için, bir topluluk ya da halk önünde konuşacaksak hazırlık yapmamız gerekir. Konuşmacı, hazırlıklı değilse ıkınır-sıkınır, kekeler, bir şeyler söylemek için ter döker, ya da işi ağız kalabalığına getirir, makineli tüfek gibi asılsız sözcükleri ateşler, üst üste yığar.

Doğallığın Sınırını Aşıyor muyuz? Yapaylaşan, doğallıktan uzaklaşan her şey çirkinleşir.

Dinleyicinin Tepkisini İzleyebiliyor muyuz? Bir konuşmacı, ister hazırlıklı, ister hazırlıksız doğaçlama konuşsun, dinleyicilerin tepkisini bilmelidir. Söylediklerim ilgiyle dinleniyor mu? Bakışları bende yoğunlaşıyor mu? Bizi dinleyenlerin tepkilerine göre yönlendirmeliyiz konuşmalarımızı… Dinleyicilerimiz esniyorlarsa bize değil başka yöne ve yere bakıyorlarsa, oturdukları yerde sürekli oturuş biçimini değiştiriyor, kıpırdıyorlarsa belli ki ilgiyle bizi dinlemiyorlar.

KONUMUZU SEÇME
Güzel ve etkili bir konuşmanın ilk koşulu, konuşma konumuzu iyi seçmektir. Günlük konuşmalarımızda böyle bir seçme söz konusu değildir. Konuşacağımız konuyu biz değil, konu bizi seçer. Alışverişlerde, arkadaşlarımızla dertleşmelerde, özel konuşmalarımızda konularımız, yaşadığımız günlerin getirdikleridir. Bir topluluk önünde, belli bir amaç için konuşacaksak iş değişir.

Konumuzu Nasıl Seçeriz? Eğer üzerinde konuşacağımız konu, toplantıyı düzenleyenlerce bize verilmişse bu soruya gerek yok… Konu bize verilmemiş de seçme işi bize bırakılmışsa düşünürüz Konumuzu nereden, nasıl seçeceğiz?

Yaşantı ve Deneyimlerimiz: İnsanın yaşantı ve deneyimlerini oluşturan etkenlerin başında daha önce de söylediğimiz gibi çevresi gelir. Yaşantı ve deneyimlerimizin bir bölümü de uğraşımızla ilgilidir.

Özel İlgilerimiz: Özel ilgilerimizden de değişik konuşma konuları çıkarabiliriz Kendi ilgilerimizle onların ilgileri arasındaki bağlantıyı düşünerek seçmeliyiz konumuzu…

Okuduklarımız ve Dinlediklerimiz: Konuşma konularımızı bulmada, seçmede kaynaklarımızdan biri de okuma ve dinlemedir. Dergiler, gazeteler, araştırma ve incelemeler, romanlar, öyküler bize birçok yeni konunun ipuçlarını verebilir. Aynı durum, dinleme için de geçerlidir. Radyoda, televizyonda, açıkoturumlarda, panel ve masa başı taştırmalarında dinlediklerimiz de yeni konu çağrışımlarına götürebilir bizi…

Dış Dünyamız: Konuşma konularımızı seçmede temel kaynağımız kuşkusuz dış dünyamızdır Bizi kuşatan çevreyi, olayları, olguları, görme, işitme, okuma ve dinleme yoluyla kavrarız

Konu Alanlarını Tanıyor muyuz? Kendimiz için olduğu kadar başkaları için de ilgi çekici, üzerinde rahatça konuşabileceğimiz konuları bulup seçme, başarılı bir konuşma metni hazırlamanın ilk koşuludur.

Seçtiğimiz Konuyu Sorularla Değerlendirebiliyor muyuz? Seçtiğimiz bir konu üzerinde hazırlığa başlamadan önce, konumuzu değişik açılardan bir tartıya vurmamız gerekir. Konumuzu sınırlandırmaktır. Belli bir amaç doğrultusunda, belli bir yönden ele almak demektir.

AMACIMIZI BELİRLEME
Her konuşma belli bir amaca yönelik olmalıdır Amaçsız bir konuşma olmaz.

Niçin Konuşuruz? Önce de dediğimiz gibi bizi konuşmaya iten ya da zorlayan kimi etkenler vardır. Bazen karşımızdakine kendi inanç ve düşüncelerimizi aşılamak, onun davranışlarının, düşüncelerinin kendimizinki doğrultusunda olmasını isteriz. Hakkımızı aramak, kendimizi savunmak, bir topluluk içinde varlığımızı kanıtlamak isteriz.

Özel Bir Amacımız Var mı? Her konuşmada, konuşmanın dokusunu yönlendiren belirli bir amaç vardır. İlk bakışta her konuşmanın kendine özgü bir amacı olduğunu görürüz.

Öğretme ve Bilgilendirme: Kimi konuşmalarımızda öğretme amacı ağır basar. Öğretici amaçla yapılan konuşmaların türlü biçimleri vardır.

Dersler ve Konferanslar: Bu tür konuşmaların başında gelir.

Sözlü Raporlar: Öğretici nitelikli konuşmalardandır. Bu şirket ya da kuruluşun yönetmeni, şirketin ya da haftalık, aylık durumuyla ilgili olarak sorumlulara sözlü rapor verir.

SÖYLEYECEKLERİMİZİ SAPTAMA

Hangi Kaynaklardan Nasıl Yararlanacağız.

  • Düşünerek
  • Gözlemleyerek: Gözlemleme, olaylara, olgulara, durumlara, varlıklara alıcı gözle bakma işidir. Görülenlerin belli bir amaç doğrultusunda ayrımlanması, yorumlanması, değerlendirilmesi işidir. Gözlemleme yoluyla elde ettiğimiz bilgiler, birinci eldendir. Bu yönden de ayrı bir önem taşır. Düşünerek bulduğumuz bilgi ve veriler gibi bu yolla bulduklarımızı da saptamalıyız.
  • Başkalarıyla İletişim Kurarak: Yakın çevremizin dışında bulunan uzmanlaşmış kişilerden yararlanırız Başkalarıyla iletişim kurma, konuşma konularımız için bilgi toplamada önemli yollardan biridir.

Bu yoldan da şu üç yöntemle yararlanabiliriz;

1. Konuşma ve Tartışma: Seçtiğimiz konuşma üzerinde başkalarıyla konuşma, tartışma, konumuzla ilgili olarak ilginç ve taze bilgiler bulmamıza olanak sağlar

2. Görüşmeler: Konuşma konumuzla ilgili, çevremizde bir uzman ya da yetkili bir kişi varsa, onunla görüşme olanağı aramalıyız.

  • Görüşmeden önce kendimizi konu üzerinde iyice hazırlamalıyız.
  • Görüşme yapacağımız kişinin durumunu, yetişimini, özel uzmanlık alanını tanımalıyız.
  • Görüşme günümüzün yerini, saatini, konusunu önceden kararlaştırmalıyız.
  • Sorularımızı, konumuz ve amacımız doğrultusunda önceden düzenlemeliyiz.
  • Görüştüğümüz kişiyi dostça bir davranış içinde saygıyla dinlemeliyiz.
  • Görüşmeyi belirli bir zaman dilimine sığdırmalıyız.

3. Mektuplaşmalar: Üzerinde konuşacağımız konuyla ilgili uzman kişi yakın çevremizde yoksa, telefonla da görüşemezsek, mektuplaşma yoluyla bilgi toplayabiliriz

Okuyarak: Konuşacağımız konu üzerinde bilgi toplamanın bir yolu da, yazılı kaynaklara başvurmaktır. Konumuzla ilgili eskiden okuduğumuz belli bir kitap varsa ya da gazete ve dergide bir yazı okumuşsak onu bulmamız gerekir.

SÖYLEYECEKLERİMİZİ PLANLAMA VE YAZILAŞTIRMA
Konumuzu seçtik, amacımızı belirledik, konumuz ve amacımızla ilgili olarak bilgileri de topladık, konuşmamızı sayabilir miyiz? Konuyu seçmek, amacı belirlemek, bu amaç için gerekli bilgi verileri devşirip toplamak, yetmez. Bunları belirli bir düşünsel düzen, yani plân içinde ele almak gerekir.

Nasıl Bir Sıra İzleyeceğiz? Konuşmamızda söyleyeceklerimizi belli bir sırayla vermezsek, dinleyicilerimiz rahatlıkla bizi izleyemez. Bu yönden neyi, nerede söyleyeceğimizi bilmek zorundayız.

Plânlarımızı yaparken şu noktalara özellikle uymalıyız:

  • Belirtmek istediğimiz her noktayı özlü ve açık cümleler ya da sözcük öbekleri halinde biçimlendirmeliyiz.
  • Plânımızda yer alan noktalar, birbirinin yinelemesi niteliğinde olmamalıdır.
  • Her nokta konuşmamızın temel amacıyla ilgili olmalı ya da birbirini bütünleyen, açıklayıp geliştiren nitelikte olmalıdır.
  • Her bölüm için uygun ana başlıklar seçilmelidir.

KONUŞMANIN SUNULUŞU

Hangi Sunuş Biçimini Yeğleyelim? Hazırladığımız bir konuşma metnini dinleyicilerimize sunmanın değişik biçimleri vardır. Konuşmanın süresi, dinleyicilerin durumu, konuşmayı yapacağımız fiziksel ortam gibi etkenleri göz önünde tutarak, bu sunuş biçimlerinden birini yeğleriz.

Ezberleme: Konuşma alanında yeterince alışkanlık, bilgi ve deneyim kazanmamış kişiler, bu yolu seçerler.

Okuma: Bir konuşmanın metnini dinleyicilere sunmanın yaygın biçimlerinden biri de okumadır. Kâğıt üzerindeki harflere, sözcüklere, noktalama işaretlerine bir kişilik kazandırmadır. Bu yönden burada iyi bir sesli okumanın da niteliklerine değinmek yararlı olacaktır.

Doğal ve Bağımsız Sunma: Konuşmacı, kesin ve değişmez çizgilerle sınırlandırmaz kendini İçinden geldiği gibi doğal bir biçimde konuşur. Doğal ve bağımsız sunma, önceden hazırladığımız metni bir yana ama ya da onu yok sayma anlamına gelmez.

Konuşma Hızımız Nasıl Olmalı? Hangi sunuş biçimini yeğlersek yeğleyelim, konuşma hızımızı iyi ayarlamamız gerekir. Çevremizdeki kişilere dikkat edin, kimileri çok hızlı, kimileri de çok yavaş konuştukları için, konuşmaları anlaşılmaz. Konuşma hızı, buna bağlı olarak zaman etkeni, tartım, konuşma başarımızı etkileyen etkenler arasında önemli bir yer tutar. Konuşma hızının dakikada 125-175 sözcük olması gerektiğini söylüyorlar. Konuşma hızımız büyük ölçüde heceleri oluşturan seslerin, yani ünlülerin ses değeri ile suskuya bağlıdır.

Konuşma Provasına Neden Gerek Var? Her başarı ve beceri bir ön hazırlığı gerektirir. Karşımızdakilerle yüz yüzeyizdir, aramızda bir sessizlik duvarı yoktur. Sesimizi kullanma, bedensel davranışlarımızı düzenleme, konuşmayı belirli bir düşünce doğrultusunda, belirli amaca yöneltme gibi kaygılar çekmeyiz.

Bedensel Edimlerimiz Nasıl Olmalıdır? Dinleyicilerimizin karşısına çıktığımız anda onlarla iletişimsel bir süreç içerisine girmiş oluruz. Bedensel her edim, sözcüklerin anlamını pekiştirdiği gibi, anlam taşımaya yarar.

Bakış: Bakışlarımızı sürekli olarak bizi dinleyenlere yöneltmeliyiz. Büyük bir dinleyici topluluğu önünde yapıyorsak, konuşmamızı, herkese bakıyor izlenimini uyandırmalıyız.

Yüzsel Anlatım: Konuşmamız süresince yüzümüz düşünce ve duygularımızı yansıtacak bir anlatım içinde olmalıdır. Konuşmamızın duygu ve düşünce örüntüsüyle yüzümüzün anlatımı arasında ortak bir uyum olmalıdır.

Duruş: Etkili bir sunuşta, dinleyicilerimizin karşısındaki yerimizin, daha doğrusu duruşumuzun da önemli bir yeri vardır. Tek bir doğru duruş biçimi yoktur Bize en rahat gelen, kendimizi dinleyicilerimiz karşısında rahat bulduğumuz biçimdir doğru duruş biçimi…

Jest ve Mimikler: El, kol, baş, omuz ve yüz çizgilerimizin hareketleridir jest ve mimikler… Bu hareketler doğal bir biçimde yapılırsa, konuşmamız canlılık kazanır, sözcükler ve cümleler renklenir. Düşünce ve duyguların vurgulanması, başımızın omuzlarımızın hareketleriyle de sağlanabilir.

KONUŞMA TÜRLERİ

Günlük Konuşmalar: Evde, yolda, sokakta, okulda, işyerinde, kahvede ve parkta, kısaca günlük yaşamın her kesiminde arkadaşlarımızla, çevremizdekilerle rastlaşır, merhabalaşır, selamlaşıp esenleşerek şuradan buradan konuşuruz. Bu konuşma, öteki konuşma biçimlerine göre yaşamımızda daha çok yer tutar. Gelişigüzel konuşma ya da söyleşmelerde dinletebilmek için dinlemesini bilmeliyiz.

Karşımızdakine saygı ile davranmalı, içten olmalıyız Bu tür konuşmaları ballandıran bu içtenliktir. İçtenliğin yanı sıra şu noktaları da aklımızda tutmalıyız:

  • Konuşurken kendimizden çok söz etmemeli, “ben şöyleyim, ben böyleyim” gibisinden övünmeye gitmemeliyiz.
  • Hep kendimiz konuşmamalı, karşımızdakine de konuşma olanağı vermeliyiz
  • Karşımızdakinin sözünü ağzından almamalı, konuşmasını kesmemeliyiz.
  • Çevremizdekileri ya da karşımızdakini inciltici, kaba, argo sözcük ve deyimleri kullanmaktan kaçınmalıyız.
  • Sesimizi, ses tonumuzu iyi ayarlamalı, bangır bangır, konuşmaktan çekinmeliyiz.

Kaynak: Emin ÖZDEMİR, Güzel ve Etkili Konuşma Sanatı.

Yorum yapın

Kerim Usta sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et